V

98 21 1
                                    

Selamlaaarr,,, kitap nasıl gidiyor düşüncelerinizi alalım hemeen🌸🌸

Ve vote atın hemen baklııım,
yorumlarınızı bekliyor olacağız 💖

iyi okumalar 🌻

💀

Jake ile beraber bahçedeki bankta oturuyorduk. Herkes dersteydi. İkimizinde kafası karışıktı ve derse girmek istememiştik.

"Ryujin ile konuşmalıyız?" dedi birden. "Ne diyeceğiz?" Aklında bir şeyler vardı. "Bilmiyorum ama onunla konuşup bir şekilde konuyu Yeji'ye getirmeliyiz. Adını duyunca paniklerse yapmış olma oranı yükselir. Eğer paniklemezse ya çok profesyoneldir ya da o yapmamıştır. Ne olursa olsun o bizim şüphelimiz." Başımı salladım. "Haklısın. Teneffüste yakalayıp konuşalım. Sende yanımda ol." Elini hafifçe omzuma koydu, "Bu işe beraber başladık. Her zaman yanındayım." Tatlı bir tebessümle karşılık verdim.

Her ne kadar yaptığı çoğu şeye sinir olsam da, beni yalnız bırakmaması hoşuma gidiyordu. Bayıldığımda da o tutmuştu beni. Ryujin ile aram iyi değildi. Beni sevmiyordu bunu herkes çok rahat anlardı.

Zilin çalması ile ikimizde yerimizden kalktık. Benim sınıfıma doğru yol aldık. Jake ile sınıflarımız farklıydı. O karşı sınıftaydı. Açıkçası iki sınıf pek iyi anlaşmazdı. Bu yüzden biz yukarıya çıkarken bize garip garip bakıp, kendi aralarında konuşan çok fazla kişi vardı. Hepsine olabilecek en itici bakışlarımla bakıyordum. Bizimde çok iyi anlaştığımız söylenemezdi. Ben bunları düşünürken çoktan sınıfa çıkmıştık. "Sen burada bekle, ben Ryujin içeri de mi diye bakıp geleyim." Başını salladı. Sınıfa girip gözlerimle etrafı inceledim. Ryujin yoktu. Ning ile göz göze gelmeden hemen sınıftan çıktım.

"Kantine gidelim belki oradadır." dedim. Jake kolumdan tutup beni kantine sürüklemeye başladı. Onunla şu çekme konusu hakkında da konuşmam gerekiyordu. Sinir olmaya başlamıştım. Kantine geldiğimizde Ryujin'in çetesi ile bir şeyler konuştuğunu gördüm. Yavaşça yanlarına doğru yürüdüm. Jake'te arkamdan geliyordu.

"Selam!" dedim gergince. Ryujin, Chaeryeong ve Soojin... Okulun çok sevilmeyen arkadaş grubu. Nedenini bilmiyordum ama ben bu okula geldiğimden beri onların kendi çeteleri dışında biriyle konuştuğunu görmemiştim. Belki de dokuzuncu sınıftayken bir şey olmuştu. Şuan benim onlarla konuşmam da saçmaydı. Beni sevmiyorlardı.

"Selam?" dedi Soojin. Böyle bir kelimeyi daha rahatsız edici bir şekilde kullanamazdı. "Nasılsınız?" dedim yüzsüzce. Şuanda asla yapmayacağım şeyleri yapıyordum. "Biz iyiyiz de sen bi' garipsin sanki." dedi Chaeryeong. "Yoo garip değilim. Ben şey için gelmiştim eee şey hah, voleybol! Evet evet voleybol için." Battıkça batıyordum. "Şu voleybol turnuvası ile alakalı. Belki ölümünden sonra bunu söylemek kalpsizce gelecek ama biliyorsun bizim takım Yeji'nin ölümündenn sonra bir kişi eksik kaldı ve yedeklerimizin iyi oynadığını sanmıyorum." dedim. Saçmalıyordum. "Sizinle bir toplantı yapsak ve yedeklerinizden birini bizim takıma alsak?" Bugün de rezil oldum çok şükür... Ryujin bana 'Ne diyor bu gerizekalı?' bakışı atıyordu. Haklıydı da. Onların yedeği niye bizim takıma gelsin ki? Jake olayı toplamak ister gibi atıldı. O da batırdığımı fark etmişti.

"Şu Yeji'nin ölümü hakkında ne düşünüyorsunuz? Yani sizcede çok sağlıklı değil miydi? Bir anda virüs demeleri falan. Bana çok inandırıcı gelmedi." Evet, bu daha mantıklıydı. Ryujin biz dışında her yere bakıyordu. Sanki gözünü kaçırıyor gibiydi.

"Bilmiyorum. Sağlıklıysa da sağlıklıydı. Bunun bir önemi yok. Öldü dediler. Kurcalamaya gerek yok." Dedi Ryujin. Jake başını salladı.

"Anladım. Neyse bizim şimdi gitmemiz lazım voleybol işini de sonra konuşursunuz." Hepsi manasız bir şekilde bize bakıp baş salladılar. Jake beni tekrardan çekmeye başladı. Sıkılmıştım. Hizmetli odasına kadar indik. Normalde burada pek kimse olmazdı. Yine kimse yoktu. Kolumu bırakıp bana en sinirli bakışlarını göndermeye başladı.

"Ne yaptığını sanıyorsun? Anlayabilirlerdi." Tamam, haklıydı ama bunu bilmesine gerek yoktu.

"Heyecanlandım. Bu normal. Benden bir anda mükemmel bir oyuncu olmamı bekleme." Küçümseyici bir gülüş attı. "Bu operasyonda acemiliğe yer yok biliyorsun." dedi. Sinirlenmeye başlamıştım.

"Senin için söylemesi kolay, Jake. Üç kişilik aptal bir kız grubu bana nefretle ve küçümseyici bir şekilde bakıyorlar. Ama sen o kadar yakışıklısın ki ben konuşurken bile sadece sana hayranlıkla baktılar!" Gülüp dilini dudağında gezdirdi.

"Yakışıklıyım doğru." Gerçekten takıldığı yer burası mıydı? "Sanki biraz kıskanmış gibisin?" dedi. Bu sefer ben küçümseyici bir gülüş attım. "Senin neden kıskanayım tam olarak? Biz sadece bu aptal oyundaki aptal ortaklarız. Gereksiz şeyler düşünüp ümitlenme." dedim. Anında ciddileşti. "Kimin düşündüğünü daha sonra göreceğiz." Bende aynı şekilde karşılık verdim. "Göreceğiz." Sonra asıl konu aklıma geldi. Şimdi Jake'in saçmalıkları ile uğraşamazdım.

"Senin saçmalıkların ile uğraşamam, konuya dönelim. Ryujin sürekli gözlerini kaçırıyordu. Gereksiz tepki gösterdi." dedim. "Bu kızlarda oyunculuk yeteneği doğuştan sıfır galiba." dedi. Asla susmayacaktı. "Genelleme yapmayı kes! Ayrıca konuyu kapattığımızı sanıyordum. Ryujin ile ilgilenir misin biraz? Şüpheliydi diyorum." Sandalyeye oturup düşünüyormuş gibi yaptı. Şuan sadece beni gıcık etmek istiyordu. "Haklısın Ryujin şüpheli. Onu biraz daha izleyelim. Ama önce San ile de konuşmamız lazım." Onayladım.

"İyi o zaman. Ben şimdi gidiyorum. İhtiyacın olursa ararsın." Sandalyeden kalkıp yanıma geldi. "Hmm o zaman telefonun hiç susmayacak çünkü sana her zaman ihtiyacım var." dedi alaycı ses tonu ile. Resmen dalga geçiyordu. Göz devirip yukarıya çıktım. Bu çocuk benim başıma bela olacaktı. İşin kötü yanı ise beni gıcık etmek saçma bir şekilde hoşuna gidiyordu.

Garip biriydi ve ona alışmaya çoktan başlamıştım.

Garip biriydi ve ona alışmaya çoktan başlamıştım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Who Killed Him? ➤ Winke Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin