Üvey Abilerim vminkook (smut)

Tanışma

Şok içinde Tae'ye dönmüştüm.
"Ne dedin sen!?"

Jimin ensesini kaşıyarak bana doğru gelmeye başladı.
"Vien-" farkında olmadan gerilemeye başlamıştım.

"Oğlum korkutma kızı gel ilk gün yok dedik." Jungkook gerçekten dalga falan geçiyordu değil mi?

"Ne diyorsunuz ya siz! Ne saçmalıyorsunuz!?"

"Bağırma"

"Ne demek bağırma! Son verin şu şakanıza! Yoksa babama gidiyorum ben!"

Kimse tepki vermeyince şaka olmadığını düşündüm. Mimikleri bile oynamamıştı.
Jimin'i omzundan itip çıkmak için kapıya yönelmiştim özellikle hiçbirine bakmıyordum çünkü ağmalak üzereyim. Korkunç bir şeyler oluyor burada ve beni de alet etmek istiyorlar.
Dolan gözlerimle kapıyı açmak için elimi uzatmıştım.

"Eğer" Tae'nin otoriter ve sert sesi.
Ona bakmadan lafını tamamlamasını bekledim.

"Eğer bu kapıdan çıkarsan her şey biter. Bu aptal aile dağılır. Babanın üzülmesini göze alabilir misin? Çünkü bildiğim kadarıyla Jose teyzeye çok aşık."

"Teyze mi?" şaşkınlık irademi ele geçirmiş ve dolu parlak gözlerle ona bakmıştım. Yüzündeki şaşkınlığı hemen gizleyip soğuk maskesini taktı ve konuşmadı.
Jimin'in elini yüzüne vuruşundan çıkan sesle bu sefer de ona döndüm.
Sorar gibi bakıyordum. İkisi de bir şey demedi ama arkamdaki Tae tekrar konuştu.

"Jose benim annem değil. Şimdi o çeneni kapalı tutuyorsun ve kimseye hiçbir şey söylemiyorsun.
Aşağı in Jose' ye odayı çok sevdiğini falan zırvala ikisine de iyi geceler dile vedalaş ve tekrar buraya gel. Seni bekliyor olacağız."

"Ama ben sizle bir şey yapmam ki." Çok masumdu ve ne kadar salakça bir cümleydi ama tam Vien tarzında. Hey hey içimdeki korku bu kadar kuvvetliyken konuşabilmem bile mucizeydi.
Zira tanımadığım üç çocuk karşıma geçmiş aptalca zırvalıyordu.

"Vien. Başka şansın yok.Hem baban için." bu neydi şimdi, ılımlı yaklaşıp ikna etme çabası mı? Ayrıca bu çocuk niye her şeyi bu kadar kibar dille anlatmaya çalışıyor. Tae ve Jungkook birbirine zıt iki karaktere sahipler.
Jungkook çok olumlu Tae çok olumsuz. Jimin de ortalarında kalıyor ama Tae onlarla kardeş değil. Yani kardeş ama öz değil. Jimin ve Jungkook Jose teyzenin oğulları mı?
Her durum altında sorgulama yapan beynime teşekkür edip yerine uğurluyoruz. Lazım olduğunda çalış biraz lütfen.

"Şaşkın mısın kızım o yüz ne, anlamadın mı dediklerimi, o kadar mı malsın? Bir de baban güzel diye övüyordu heh bu mu güzel Vien? Çok başka hayal etmiştim." Ve pişkince sırıtan Tae.
Dibine girip parmağımı yüzüne salladım.
"Sakın! Tae seni uyarıyorum sakın güzelliğime laf etme!" Çok bağırmış olucaktım ki kulaklarını tıkadı.
"Tamam ya cadı mısın tamam!"

"Kız güzel bu arada" Hay Allah razı olsun.
"Sağ ol Jimin."
"Rica ederim canım" kafamı sallayıp dehşet içinde bağırdım.
"Şimdi lütfen biriniz bana bunun yeni geldiğim için şaka olduğunu söylesin!"
Ve yine kimseden ses çıkmamıştı. Ayh kafayı yemek üzereyim.

"Vien gerçekten beyinsel problemlerin mi var senin? Az önce açıkladım ya nesini anlamıyorsun! İn aşağı Jose ve babanla konuşup gel!"
"Sen kimsin ya? Hayır cidden soruyorum sen kimsin de bana ne yapacağımı söylüyorsun?"
"Uuu hatlar gergin." Jimin'i bana gerek kalmadan Jungkook susturmuştu.
"Bu dik başlılığın bana işlemez, ne duyduysan o. Her gece eğlencemiz olacaksın kızım, geldiğin yere geri dönmek için dua edeceksin." O pişkin sırıtması yok mu...
Bu çocuk gerçekten sabrımı çok zorkuyordu. Hayır sinir bir yana hala durumu tam idrak edememiştim. Sex mi demişti o, evet evet sex demişti. Gözlerim isteğim dışında dolsa da taviz vermeden yanağına yapıştırdığım tokat ile odadan çıkmış kapıyı sertçe çarpmıştım.