Evet malım, aptalım, akılsız, su katıksız bir gerizekalıyım, her neyse sessizlikle tekliflerini kabul etmiş -ama planım var gerçekten- ve akşamı beklemeye başlamıştım.
Odadan çıktıktan sonra çarpılmış gibiydim en son hatırladığım Jungkook'un kucağında boynumun emilmesiydi. Elim istemsizce oraya gitti ve yüzümü buruşturdum.
Babam mesaj atmıştı gitmeden beni gezdirmek istiyormuş, kabul edip üstümü giyinmek in odama gelmiştim. Burası sıcaktı o yüzden şort giyebilirdim.
Siyah ve normalden biraz kısa şotumla bol ve uzun beyaz tişörtümü giydim. Her şeye yakışıyordu bu da.
Korelilere uyum sağlamak için uzun saçlarımı düzleştirdim ve kafama da şapka taktım ve birkaç fıs parfümle hazırdım.
Ben çantamı ararken bir anda kapı açıldı."Vien?" ona bakmadan cevap verdim
"Jungkook?"
"Nereye?"
"Babamla dışarı çıkıcaz, gezmek için."
"Gelelim mi?" ona baktım ama onun gözleri bacaklarımdaydı.
"Hayır." Çantamı sırtıma atıp kapıya yöneldiğimde benden önce davrandı, kapıyı kapattı ve beni kucağına aldı, düşmemek için mecburen bacaklarımı beline dolandım.
"Hii Jungkook ne yapıyorsun?"
"Bu şekilde dışarı çıkamazsın."
"Ne saçmalıyorsun ya bırak babam bekliyor." bir şey demeden banyoya gidip kapıyı kapattı ve beni kapıyla arasına sıkıştırdı. Elleri bacaklarımı okşamaya başlamışken dudaklarıma kapandı. Isırıp benden ayrılmasını sağladım.
"Off Jungkook!"
"Vien akşamı bekleyemiyorum."
"Jung-" tekrar dudaklarıma yapıştı yumuşak ve nazik öpüşlerine bir kere karşılık verince devamı da geldi ve elinin biri şortumun içinden popoma kaydı. Sıkınca ağzına kısık bir inilti bıraktım. Kafasını yana eğip daha derin öperken ellerimi destek almak için omuzlarına koydum. Nefes almak için ayrıldığımızda konuşacaktım ama ağzımı kapatıp gözüyle kapıyı işaret etti. Nefes nefese yaklaşan adım seslerini dinliyordum. Banyonun kapısının tıklanmasıyla yerimden sıçarıp Jungkook'un kucağından indim.
"Vien kızım kaç dakika oldu hala hazır değil misin?"
Endişeyle dudağımı dişleyip Jungkook'a baktım o ise bana sırıtıyordu. Göz kırpıp dudaklarımı gösterdi. Koşup aynaya baktım ve kızardıklarını gördüm. Ama Jungkook ya of. Babam, babam kapıda
"Baba buradayım çıkıyorum şimdi!"
"Tamam arabadayım ben bahçeye gelirsin."
"Okeyy!"
Babam gittikten sonra Jungkook'un yüzüne bakmadan koşarak bahçeye gittim.
"Vien, iyi misin kızım?"
"İyiyim iyi, sen nasılsın baba, he şey gidebiliriz." garipçe bana bakıp arabayı çalıştırmıştı babam. Yolda alışveriş merkezine gideceğimizi söyledi. Zaten evde sadece gelirken giydiklerim ve Jose teyzenin aldığı birkaç parça bir şey vardı. Öte yandan banyoda ne yaptığımı düşünüyordum. Ona resmen karşılık vermiştim, bu neydi şimdi, bu kadar kolay etkilenmem normal miydi. Hayır Vien pürüzsüz dudaklarını düşünemezsin hayır.
"Vien iyi olduğuna emin misin, bak ben gidiyorum diye böyle garip davranıyorsan -" sözünü kestim o kadar mı belli oluyordu ya?
"Yok baba yeni geldim ya burası değişik hissettirdi. Ev çok güzel ama. İyiyim merak etme." sevimlice gülümsemiştim. bir şey demeden yola döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üvey Abilerim vminkook (smut)
FanfictionAnnesi ve babası boşandıktan sonra, babası Kore' de başka bir kadınla evlenen Vien'in, babası ile yaşamak zorunda kalması ve üç üvey abisi olduğu gerçeğini öğrenmesi ile değişen hayatı...