Yüzüme çarpan güneş ışıklarının rahatsız edici parlaklığı ile gözümü açtım. Yatağımdan hiç çıkmak istemiyorken, kendimi zorlayarak yatakta doğrulup gerneştim.
Yumruk yaptığım iki elimle gözlerimi ovup komidinde duran telefonumu aldım. Arama ve mesaj bildirimi yoktu. Saate baktığımda ise 8'e geliyordu. Telefonumu aynı yere bırakırken odamın kapısı çaldı.
"Gell!" Sesledim.
Dakikasında açılan kapının arasından kafasını uzatan çiçekti. Bu kız hiç mi somurtmaz?
"Günaydın, gelebilirmiyim?" Mahçup bir şekilde konuşurken gülümsüyordu.
"Tabikide, gel" benim izin vermemi bekliyormuş gibi hemen içeriye girip kapıyı kapattı.
"istersen hemen kalk hazırlan kahvaltıya inelim çünkü bir saate evden çıkmamız lazım okula gideceğiz" kafamı sallayıp yataktan kalktım. İlk önce banyoya girip elimi yüzümü yıkayıp çıktım.
Çiçek yatağımın üzerine oturmuş telfonla ilgilenirken beni fark etmemişti. Altına giydiği uzun boru paça siyah pantolon basen bölgesine tam oturuken, paçaları bol geliyordu. Üzerine ise siyahın zıt rengi pembe uzun kollu bir crop giyerek tarzını belli etmişti.
Saçlarını açık bırakırken önden yarım iki at kuyruğu yapmıştı. Cidden abisinin tam zıttıydı bu kız.
Bakışlarını telefondan kaldırıp bana baktı.
"Çıktığını fark etmedim üzgünüm ben çıkayım sen giyin istersen" ayağa kalktığında elimle durdurdum.
"Sorun değil otur sen banyoda giniyinirim" yatağımın kenarındaki bavulumu kaldırıp yatağa bıraktım. Çiçek ise meraklı gözleri ile bavulumu açmamı bekliyordu. Fermuarını çekip bavulumu açtım.
Fazla renksiz olması dışında pek bir şey yoktu."İnanamıyorum!" Resmen çığlık atar gibi konuşan çiçek bir anda bavulum en üstündeki koyu yeşil oversize swettimi alıp kollarından havaya kaldırdı. Sweetin arkasında ve önünde kenndal jeneri'ne markasının amblemi olan '818 tequila" yazıyordu.
"Bu gerçek mi?" Seni çok heycanlı çıkıyordu.
"Evet gerçek de bu heycan niye?"
Sweeti indirip aynı yerine bıraktı.
"Çok fazla istediğim bir üründü fakat sınırlı sayıda olduğunu bilmiyorum ben almadan da bitmişti zaten"
Bir sweetie bir çiçek'e baktım.
Elime aldığım swetti ona doğru uzattım. "Bir kere giydim umarım senin için sorun olmaz" kafasını kaldırdığında elimdeki sweet ile göz göze geldi.
"Bunu kabul edemem senin o"
"Hadi ama zaten elim boş geldim sana bunu bir hediye olarak say" utanarak elimdeki sweeti aldı.
"Peki teşekür ederim" gülümseyerek karşılık verip, Kafamı tekrardan bavuluma çevirdim. Aralık ayının ortasında olmamızdan kaynaklı havalar serindi. Bavulumu biraz daha karıştırdığımda siyah uzun kollu bir badi aldım. Altına da aynı renkte siyah bir pantolon alıp banyoya girdim. Bir kaç daikada üzerimi değiştirip, saçlarımın biraz ıslayarak at kuyruğu yaptım. Geri döndüğümde
Çiçek hâlâ aynı yerde elindeki sweet'e hayranlıkla bakıyordu.Diğer bavulumdan beyaz sporlarımı ve aynı renkte aldığım çorabı yatağıma oturup giydim.
Ayağa kalktığımda köşedeki koltukta suran şişme montumu ve çantamı alıp çiçek'e döndüm."Çıkalım mı?"
Kafasını telefonundan kaldırıp bana baktı. Onun aksine hiç özenmeyip günlük bir tarz ile karşısındaydım.
Beni biraz daha süzüp gülümsedi. "Gerçekten merak ediyorum sıfır zahmet ile nasıl güzel olmayı başardığını" asla utanmayı beceremezdim. Çoğu insan buna yüzsüzlük diyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asil Ve Asi
ChickLit"Sen işlediğim günahların en affedilmezisin asi" ~ ~~ ~ ~~ "ülkenizde ve istediğiniz çoğu yerde benden iyisini bulmak gibi bir imkanınız varken neden ben bay kara?" duruşu dikleşti. yüzündeki şeytani gülümsemesi beni bile ürkütüyo...