Görüyordum ve bana bu kadarını yapabileceğini asla tahmin etmemiştim. Nasıl yapıyordu ki hem de gözlerimin içine bakarak... Hâla aklım almıyordu. Kendimi bayılacak gibi hissettim ama o yanımdaydı, sırdaşım. O olmasaydı asla dayanamazdım.
- Sadece sakin ol, bunların hepsi bir oyun onlara ne kadar dayanıklı olduğunu göster, kanıtla. Yapabileceğine hiç şüphem yok.
O öyle dedikçe gözlerim dönüyordu ama hayır ağlamamalıydım. Okyanus'un Hüzün'ün ellerini sımsıkı sarmalaması, parmaklarından asla ayrılamaması gözlerimin önündeydi. Yoksa oynadığım oyun tersine mi tepmişti? Peki tamam güçlü olmalıydım, şimdi sıra bendeydi. Asıl oyun şimdi başlıyor. Onun elini yani sırdaşımın elini tuttum ve onlara baktım. Hüzün bana afallamış şekilde bakarken, sırdaşım oyunu sürdürmeye devam ediyordu. Okyanus'un gözleri sırdaşımın gözlerinde sanki sahip olduğu bir şeyi elinden almış gibi bakıyordu. Ve bu bakışlar aslında Hüzün'le gerçekten sevgili olmadığını anlatıyordu. Aslına bakarsanız umurumda bile değildi. Çünkü ben gördüğüme inanırdım, oyunsa oyun... Bu sır söylenene kadar bu oyun bitmeyecekti. Parçalar yavaş yavaş yerine oturmaya başlamıştı ama bir yapboz asla son parça gelene kadar tamamlanmamıştır. Tam halini almamıştır. Biliyorum, onların sevgili olmadığını ve bu sır her neyse onun yanı Alara'nın tehditi altında yaptıklarını... Fakat bunu yapmak yerine bana anlaşabilirler. Onun için umurumda değil.
O kulağıma eğilip;
- Oyuna devam ha?
- Aynen öyle sırrı öğrenene kadar, onların istediği gibi davranacağım.
- Bana uyar Melodi'm.
Ona göz kırptım ve zilin çalmasıyla yerimize oturduk.
~~~
Bugün güzel bir gün olmasını diliyordum. Öyle olacağını hissediyordum sanki. Hüzün artık farklıydı. Gözlerime bakarken bana yalvardığım anlıyordum. Bana bakarak "lütfen beni yalnız bırakma, ben hâla senin en yakın arkadaşınım" diyordu. Okyanus da bu değildi o böyle birisi değildi. Ben onu farklı sevmiştim. O benim arkamdan "geri zekalı, ben asla onun gibi olamam" diyecek birisi değildi, olamazdı da zaten... Her neyse ama bugün güzel bir gün olacaktı. Telefonum çalıyordu arayan kimdi? Arayan"gizli kişi" ydi. Sanırım onu artık farklı kaydetmeliydim. Sırdaşım? O? Hmm acaba hangi şekilde kaydetmeliydim? Ona mı sorsaydım? Evet evet, en iyisi ona sormaktı. Böylesi daha mantıklıydı. Şimdi düşündüm de ona hiç bir zaman ismiyle seslenmemiştim. Acaba telefonuma "
- Kızım yemek hazır, ne telefonuma? Yine ne düşünüyordun sen kızım? Aman neyse ne... Gel yemeğini ye.
- Tamam anneciğim benim, balım, çiçeğim, pekmezim, her şeyim, kalbim, nefesim, vanily-
Bi anda saçımı okşamaya başladı.
- Kızım noldu birtanem, bulaşık mı yıkamak istemiyorsun? Yoksa bugün okula gitmek istemiyor musun? Hmm, tamam tamam okuldan sonra bi şeyler yapmak istiyorsun hem d-
- Bunların hiçbiri değil canım sadece seni sevmek ve öpmek istiyorum bu kadar. Anladın mı anneciğim hı?
- Anladım, benim güzel kızım. Anladım.
~~~
Okuldaydım artık alışmıştım. Onlara... Hüzün ve Okyanus'a. Onlarda bize... Bana ve ...
- Sana acilen bir şey söylemem lazım çabuk gidelim.
- İyi ama zilin çalmasına 3 dakika kaldı, nasıl geleceğim? Gelemem bunu sende biliyorsun.
- Ya gel işte.
O tam kolumdan tutmuştu ki onun elini bi anda çekerek benimkileri tuttu. Okyanus... Beni hızla bir yere götürüyordu. Beni terk edip, Hüzün'ün elini tuttuğunu bütün sınıf görmüştü. Şimdi bir de benim elimden hem de sevgilimin elinden (sahte sevgilimin elinden) zorla çekip beni bir yere götürüyordu. Buna bir son vermem lazımdı. Onu ve kendimi durdurup, koridorun ortasında elimi ondan kurtardım.
- Sen kendini ne sanıyorsun? İlk önce bir kızı kendine âşık ediyorsun. Ardından o kızın gözleri önünde en yakın arkadışının elini tutup bu kız benim sevgilim, kimse benim kimle sevgili olduğuma karar veremez, ilgilenmez diyorsun. Oyun mu oynuyorsun? Oradan senin oyuncağın gibi mi gözüküyorum, gözlerime bak. Okyanus! Sen kendini ne sanıyorsun?O bana baktı. Gözleri dolmuştu. Hüzün'ün gözlerinde gördüklerimi onda da görüyordum. Daha sonra değişti, birden gözlerindeki ifade yalana döndü.
- Evet hepsi bir oyundu. Sende benim oyuncağım. Şimdi kulağını aç iyi dinle. Hüzün benim gerçek sevgilim. Sen ise oyuncağım. Aranızdaki fark ne biliyor musun? O bana itaat etmiyor. O senin gibi gerizekalı değil. Ne var biliyor musun? Ben asla sen olamam çünkü sen aptalın, malın, geri zekalının tekisin. Sana Alara'yla oyun oynadığımızı anlamayacak kadar zekasızsın. Ha bide gurursuz, onursuzun tekisin. Sevdiğin çocuk başka bir kızın kollarında, başka bir kızın dudaklarına dokunurken sen sadece göz yaşı döktün ve asla benden hesap dahi sormadın. Çünkü sen sadece-
Ağlıyordum, söylediği her şey doğruydu ama bunların hepsini söylememeliydi. Dayanamadım, olduğum yerden uzaklaşıyordum ki kolumdan sertçe çekti. Ve o sırada sırdaşım ona yumruk attı. Kavga etmeye başlamışlardı bile...
Canlarımm😘🥰😍🤩, nasılsınızz?? Ben sizi çook özledim. Size bazı sorular soruyorum ama kimse cevap vermiyor... Eğer cevap vermezseniz ben size ne zaman gizli kişiyi yani sırdaşı açıklayacağım? İstediğiniz zamanı söylerseniz ben de size istediğiniz zamanda söylerim.Bölümün güzel olduğunu düşünüyorum, umarım beğenirsiniz, çook güzel şeyler düşünüyorum kitap için. Bakalım beğenecek misiniz.
Bütün okuyanlara çok teşekkür ederimm👄💕💞💜💙
Yalnız yorumlar ve takip sayım çok az lütfen yorum yazın ve bende okuyup cevap vereyim. Eğer kitabı beğendiyseniz paylaşın ki daha çok okunsun. Hepinize minnettarım💕💞💜💙Sizi çooook seviyorum, hoşça kalıınn canlarıım💖💗💓❤🧡💛💚💙💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Dönüm Noktası : 11
Teen FictionAnnesi ve babasının mucizesi , onların biricikleri Melodi hayatı boyunca mutlu ama diğer yanı üzgün ve yarım kalan kız. Ortaokulda arkadaşının sevgilisini çalmakla suçlanmış... Lisede kimse tarafından suçlanmamak ve asla bir kimseye aşık olmak istem...