[Kartal'ın Anlatımıyla]
Saat 22:45'i gösterdiğinde nihayet spor salonuna giriş yapmıştım.
"Nerede kaldın oğlum?" dedi Demir elini uzatırken.
"İşlerim vardı, anca hallettim."
Sırtımı sıvazladı. "Neyse. Bas hadi bas, kaslar beklemez!"
Gülümseyerek ısınma hareketleriyle başladım. "Oh be! Kimse yok."
Kıraç elindeki ağırlığı kenara bıraktı. "Bu saatte kim olacak kanki? Bi' enayi biziz anasını satayım."
"Olsun olsun. Salon boş olunca daha bir sarıyor."
"Demir'e katılıyorum." dediğim sırada telefonuma bildirim sesi geldi. Tanımadığım numaradan birkaç fotoğraf vardı. "Bu ne lan?"
Çocuklar yanıma gelip meraklı gözlerle telefonuma baktı. Mesajların üstüne tıklayıp fotoğrafı açtım. İki kişinin konuşmasıydı bunlar. Uygunsuz konuşması...
Fotoğrafı büyütüp karşıdaki kişinin profil fotoğrafına baktım. "Ayşe..?"
Demir telefonu elimden aldı. "Sakin ol kardeşim, sakin ol."
Bir bildirim daha geldi. "Telefonu ver Demir."
"Dur, ben okuyacağım mesajı. Sen sakin ol." Demir benden uzaklaşarak ekrandaki mesajı okudu. "Ayşe'ye fazla güvenme kardeşim. İkimizi aynı anda-" durdu. Gözleri yavaş yavaş açılmaya, kaşları kalkmaya başladı.
"Devam et!"
Kıraç da gidip telefona baktığında elini ağzına götürdü. "Hasiktir..."
Demir'in elinden hızla telefonu alıp mesajı okudum. Kan beynime sıçradı tabiri gerçekleşti. Yumruğumu sıktım.
05*********: Ayşe'ye fazla güvenme kardeşim. İkimizi aynı anda idare ediyormuş. Yukarıda attıklarım da kanıtları. Bundan sonrası sana kalmış. İstersen o kızla ilişkine devam edersin, istersen bitirirsin. Ben, bana düşen görevi yaptım. Hadi eyvallah.
"Yenge dedik aramıza aldık, ne çıktı!" Kıraç'ın konuşması beni daha çok sinirlendirirken Demir de bunu fark etmiş olacak ki Kıraç'ın karnına tekmeyi bastı. "Ah! Ne var oğlum, gerçekleri söylüyoruz! Görmedin mi mesajları?"
Sahi ya, mesajlar... Ayşe'nin uygunsuz cümlelerine karşılık karşı tarafın verdiği ayıplayıcı cevaplar...
"Yalnız çocuk iyi çıktı. Sana haber de vermeyebilirdi."
"Kıraç sus!"
"Yalan bir şey demedim."
İkisi atışırken sessizce yeri izledim. Ne yapmalıydım şimdi? 3 aydır hayatımda olan kız, benim uğruna her şeyi yapabileceğim o kız, bir başkasına yazıyormuş. Üstelik biz birlikteyken, sevgiliyken!
Telefonu duvara fırlatmamla yere çökmem bir oldu. Demir de benimle birlikte çöküp kolumdan tuttu. "Hop hop! Kaşarın teki yüzünden salacak mısın lan kendini, yakışır mı erkekliğine?"
"Bak bu sefer de ben Demir'e katılıyorum. Benim en başında gözüm tutmamıştı o kızı zaten. Haklı çıktım." Kıraç elini uzattı. "Kalk hadi. Ayşe'nin sana yaptığı kahpeliğe bas bugün de."
İlk defa haklıydı. Şimdi kendimi bırakırsam, bir daha toparlanamazdım. Elini tutup kalktım. "Haklısın."
Göğsüme yumruğunu savurdu. "Hadi kardeşim, hadi!"
Başımı sağa sola yatırıp ağırlığın altına girdim. "Kahpeliğine..."
●
[Naz'ın Anlatımıyla]
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Muhtemel Aşk
Roman pour AdolescentsKalbi kırık biri tekrardan sevebilir mi? Yoksa kalp kırmanın peşinde mi olur? Cevabını öğrenmek istersiniz belki. İyi okumalar.