***
Annemin sesi kulaklarımda yankılansa da cevap vermedim, zihnimde dönüp duran bir kesit vardı ve her gün durmaksızın onu zihnimden silmekle uğraşıyordum, ellerim istemsizce gözlerime gitti, belki de yeterince uğraşmıyordum, ellerimi yüzümden çekip ayaklandım.
"Anne!"
Odamdan çıktığımda karşıma çıkan koridorda ilerledim, hem anneme sesleniyordum hem de etrafta onu arıyordum.
Çok da büyük bir ev sayılmazdı ama nedense her gün daha çok büyüyordu gözümde, her fırsatta kaçmaya çalıştığım bu evden başka bir sığınağım da yoktu artık, her gece kaçış planlarıyla yatıp kalkan ben için bu durum oldukça zordu şimdi, aslında kaçacak kimse de kalmamıştı fakat bu evin kasvetli havasından sıyrılmak istiyordum, şuan bile.
"Anne! Mutfakta mısın?"
Sessizlik beni karşılarken adımlarım mutfağa döndü, nereye gitmiş olabilirdi ki? Sıkıntılı bir iç çekmeden sonra mutfağa ulaştığımda içinde bulunduğum durumdan tekrar ve tekrar nefret ettim.
"Anne bunu yapmış olamazsın, şimdi olmaz.."
Dışardan gelen seslerle iyice telaşlanarak odama koştum, ihtiyacım olan her şeyi aldığımdan emin olduktan sonra, mutfağa geri döndüm zaten açık olan tünelin içine atlayıp feneri yaktım, ben ilerledikçe sesler artıyor ve daha anlaşılır oluyordu.
Annemin bir anda ortadan kaybolması beni endişelendiriyordu, uzun zamandan beridir oldukça basit bir yaşamımız vardı bunca kaosun içinde, yapmamız gereken tek şeyin evden çıkmamak olduğunu en az o da benim kadar iyi biliyordu.
Düşündüğüm tek şey annemi dışarı çıkmaya iten şeyin ne olduğuydu, onu kaybetmek istemiyordum ama şuan yanımda olmaması onu kaybedebileceğim anlamına geliyordu, hem kendimi sakinleştirmeye, hem de dışardaki seslere odaklanmaya çalışırken tünelin sonuna yaklaşmıştım.
Tabi yaşamımın da sonuna geldiğimi düşünmüyor değildim.
Işığı gördüğümde derin bir nefes alarak, hızlıca emeklemeye başladım, hızlanabildiğim kadar hızlandım avuç içlerim ve diz kapaklarım toprak olmuştu fakat ben bunu umursayabilecek bir durumda değildim.
Sırt çantam yukarı sürtünüyor ve sırtımdan içeri toprak giriyordu, sonunda hedefime ulaştığımı düşünerek sevinecekken tünelin çıkışından içeri doğru çığlıklarla beraber bir kaç beden düştü, daha ne olduğunu anlayamadan burnuma gelen kan kokusuyla olayın idrakine varıp zihnimi toparlamaya çalıştım.
Dizlerim kandan ıslanmış yüzümdeki dehşet büyümeye başlamıştı bile daha kendime gelemeden aklımda kan donduran bir düşünce dolanmaya başladı, o kadar acı bir histi ki, kendimi kaybedebilecekmişim gibi geliyordu.
Ya annem o cesetlerden biriyse?
***
DÜZENLEME 1 ;
Daha güzel bir şekilde betimlemek istiyorum ve kurgularımı kaliteli yapmak istiyorum bu yüzden benim için gerçekten iyi olduğunda düzenlemekten vazgeçeceğim. Sevgiler.
İyi okumlar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İSTİLÂ : Mücadelenin Gölgesinde
Mystery / Thriller... Birden bire nasıl bu kadar mahvolmayı becermişti hayatım? Peki aynada gördüğüm bu katil gerçekten de ben miydim? Yoksa sadece kabuslarımın bir parçası mıydı bu görüntü. En büyük sorun bu bile değildi, ne zamandan beridir bu kadar acımasız olmuşt...