KAYISI. (Uzun bir süre boyunca askıda.)

1

KAYISI

''Kayısı.'' Elindeki pembe çantasının askısını gevşetti. ''Buda boynumu sıkmaya başladı.'' Diye mırıldandı duymayacağımı sanarak.

''Ha?'' Kötü bir şey söylediğimi anladım ve sarsılarak aceleyle söylendim. ''Yani, efendim?''

''Kayısı?''

''Ne kayısısı?'' Çantasını kasaya bıraktı ve dik dik bana bakmaya başladı.

'Kayısı istiyorum.''

''Ben kasiyerim. Reyon görevlisi değil.''

''Sonuçta bu marketin çalışanısın. Kayısılar nerede?''

''Giriş kapısının karşısındaki rafta. En sol köşede.''

''Tamam.'' Çantasını kasadan aldı. Uzaklaşırken mırıldanışını duydum. ''Söyleyeceği 2 kelime için kaç dakikamı çaldın.'' Güldüm. 12 saatlik çalışma süresinde böyle gıcık insanlar çok oluyordu ama bu kız garipti. O insanlar para üstünü çok veya az vermeme kızarken bu kız kayısıların yerini bana soruyordu. Birkaç dakika sonra elinde neredeyse tüm kayısılarla geldi kız.

''20 Lira.'' Omuz silkti.

''15 Var.''

''Geri bırak.'' Hiç beklenmeyen bir yüz ifadesiyle poşetleri aldı. Sağ gözünün altında nohut kadar büyük bir göz yaşı oluştu ve hemen yere düştü. Neden üzülmüştü ki bu kadar?

''Vahşi tilki.''

Allah Allah diye geçirdim içimden, tüm manyaklar neden beni bulurdu ki?

Elimi sarı saçlarımdan geçirdim. 4 gündür duş almıyordum ve saçlarım hafif yağlanmıştı. Yüzümü buruşturdum. Her saçım yağlandığında saçlarımı tavaya sıkıp 5 yumurta pişirebilirmişim gibi düşünüyordum ve bu düşünce midemi kasıyordu.