8

416 38 5
                                    

Sabaha gözümü annemin kızgın bakışlarıyla açtım. Elinde plastik bir bardak vardı.

''Ne?'' Dedim sorarcasına. ''Ne oldu?'' Bana ben danayım demişim gibi bakıyordu.

Çığlık attı. Sesi çok cırtlaktı ve istemeden yüzümü buruşturmama sebep oluyordu. O sırada bir ses daha duyuldu.

''Buğra,'' Annemin sesine bir ses daha katıldı.

''Ne oluyor?'' Dedim kızgın bir ifadeyle. ''Bağırıp durmayın ya.'' Sustular. Nefes nefese kalmışlardı.

''Üstünü giyin.'' Sakin bir sesle konuştu. ''Yatağın üstünde kıyafetler.''

''Tamam.'' Annem neden çığlık atıyordu? ''Başka?'' Anneme bakarken derin bir nefes aldım.

''Malzeme al yemek yapayım.'' İğrenerek baktı.

''Yine ne oldu?''

''Tıraş ol.'' Elimi yanağıma götürdüm. ''Belki bir beğenen olur.''

''Hakkını yeme Hande Başkan,'' Ece imalı bir şekilde konuştu. ''Beğenenlerden en güzelini göreceksin bugün.''

İstemsizce gülümsedim.

Kendimi bir an önce odaya atıp giyeceğim kıyafetlere baktım.

Siyah pantolon, siyah kırmızı ceket, beyaz gömlek, siyah-kırmızı kravat. Hemen giyinip dışarı çıktım.

''İyiymiş.''

''Oğlum,'' Annemin gözleri doldu. ''Büyümüşsün.''

''Listeyi ver listeyi.''

''Ben hallettim o işi.'' Dedi Ece muzip bir şekilde. ''Marketi aradım.''

''Siz giyinmeyecek misiniz?''

''Ay, ben onu hep unuttum.''

''Ya yetişmezse?'' Odalarına koştular.

Bende televizyonu açıp kanepeme yayıldım. Ne ara geçti bilmiyordum ama yarım saat sonra annem ve Ece harika bir şekilde geldiler. Annem dizlerinin 4 parmak üstünde mavi bir elbise giymiş, sarı saçlarını topuz yapmıştı. Ece ise siyah altı deri bir elbise giymişti. Saçları salıktı.

''Nasıl olmuşuz?'' Dediler aynı anda kıkırdayarak.

''Mükemmel.'' Aklıma gelen soru benden habersiz dilimden döküldü. ''İzel ne zaman gelecek?''

''Gelir şimdi.'' Dediği anda zil çalmıştı. Zilin sesini duyunca kalbim benden bağımsız atıyordu. Annem önüne gelen saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdı ve kapıyı açtı.

İzel kapının önünde bembeyaz olmuştu. Gözleri takılmıştı. Yüzü bembeyazdı. Ece'nin ona ağızını oynatarak nefes al dediğini gördüm. Ardından sesli bir şekilde nefes aldı.

Annem şaşkınlıkla İzel'e bakıyordu. Sonra bana baktı.

''Bu kız çok güzel.''

''Buğra,'' Gözleri beni buldu. ''Bu senin annen mi?'' Gözleri beni baştan aşağı süzdü. ''Yan yana geçer misiniz?'' Dedi içeri geçerken. Annem hemen yanıma geldi. ''Buğra annenden yaşlı mısın?''

''Hoş geldin kızım.'' Annem İzel'in paltosunu alırken mırıldandı. ''Asıl siz yan yana geçin.''

Kendimi İzel'in yanında buldum. Ece gururla gülerken annem hayran hayran bakıyordu. Kıyafetlerine baktım, kısa giymeyecekti ama bu etek uzun değildi. Ve aynıydık. Takılmam gereken konu aynı olmamızdı ama ben eteğin boyuna takılmıştım.

KAYISI. (Uzun bir süre boyunca askıda.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin