6

596 47 1
                                    

Gece yine bir çığlık duydum. Ama daha çok sevinç çığlığı gibiydi. Bu ses Ece'nin olmalıydı. Annem aralıksız uyurdu. Hemen odaya koştum ve kapıyı bile tıklatmadan içeri daldım.

''Ne oluyor?'' Telaşla kızarcasına konuştu. Telefonla konuşuyordu.

''Neden çığlık atıyorsun?'' Annem hala uyanmamıştı. Bu çığlıya bile nasıl uyanmıyordu ki?

''San Diego'da en yakın arkadaşım,'' Telefondaki kız kıkırdadı. ''Türkiye'de. Üstelik İstanbul'da ve Kadıköy'de. Bizi buluşturur musun?''

''Sabah olsun. Saat 2'de Starbucks'da.''

''Müthişsin be Buğra.''

''Buğra abi.'' Diye düzelttim. Ama yine gözlerini devirdi. ''O gözlerini bir daha devirirsen oyarım bil.''

''İzel, ben yatacağım. Sonra konuşuruz tatlım.'' Telefonu kapattı ve koşarak boynuma atladı. ''Müthişsin, müthiş müthiş müthiş... Ay inanamıyorum. İzel.'' Dedi İzel'in e'sini uzatarak.

''Tamam. Hadi uyu.'' Işığı söndürdüm ve kapıyı kapattım. ''Uyumayacaksan da bırak ben uyuyayım.'' Dedim kapıya doğru. Sessizce güldü.

Sabah uyanınca Ece hazırlanmıştı ve sabırsızca bekliyordu. Üzerinde çiçekli hafif kısa bir elbise vardı.

''Mankenlik ajansına gitmiyoruz.'' Merdivenlere yöneldim. ''Anneme söyleyeyim. Üzerimi değiştireyim geliyorum.'' Annemin odasına girince annem mışıl mışıl uyuyordu. ''Annem, biz Ece'yle dışarı çıkıyoruz.''

Tek gözünü açtı. ''Niye?''

''Arkadaşı gelmiş. Onunla buluşacakmış işte.''

''Gavur memleketinden mi?'' Güldüm.

''Aynen.'' Odadan hızla çıktım ve kendi odama girecekken Ece bağırdı.

''Hadi be, ağaç oldum burada.''

''Geliyorum.'' Üzerime kot pantolonumu ve gömleğimi geçirdim.

Merdivenlerden inerken Ece kızgın kızgın baktı. ''Bu ne?''

''Ne?''

''Mal mısın Buğra? Git adam gibi bir şey giy. Mavi kotla siyah gömlek mi giyilir?''

''Ben giyerim. Sana ne?'' Bence gayet hoştu. ''Toz pembe gömlekle siyah pantolon mu giyseydim?''

''Saçmalama. Git siyah bir pantolon giy gel. Şu saçlarını da bir düzelt.''

''Nesi var?''

''Kafanda olay yer incele mi yapıyorlar Buğra? Neden dokunmuyorsun?''

''İvana'ya taş çıkartırsın yemin ediyorum ya.'' Sırıttı.

''1990'dan beri.''

Odama çıktım ve siyah pantolonumu giydim. ''Oldu mu?''

''Oldu.''

Kapıdan çıkarken mırıldandı. ''İzel.''

''Erkek mi bu? Dün telefonda sesi kız gibi geliyordu.'' Tip tip baktı.

''Kız.''

''Alt tarafı kız diyeceksin. Ne bakıyorsun öyle X-Ray gibi?'' Arabasına bindik ve Starbucks'a gittik. Arabada hiç konuşmamıştık. Starbucks'a gelince çok büyük bir şaşkınlık kaplamıştı bedenimi. Çünkü karşımda Kayısı Kız duruyordu.

''Vay be.'' Dedi sessizce.

''Iy. Her gün bu gıcığı görmekten bıktım.''

''Siz tanışıyor musunuz?''

KAYISI. (Uzun bir süre boyunca askıda.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin