15

1.5K 131 68
                                    

Benim vazgeçişim sana olan teşekkürüm

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Benim vazgeçişim sana olan teşekkürüm.

Hyunjin

Oturduğum bankta Seungmin'in gelmesini bekliyordum. Benim dersim ondan önce bitmişti.  Grupta sinemaya birlikte gitmeye karar verdikten sonra özelden mesajlaşmış, eğer ben ondan önce dersten çıkarsam onu kampüsünün önünde bekleyeceğime dair bilgilendirmiştim. 

Arabalar filmini severdim,gerçekten de çocuklarla arkadaşlığımızın simgesi gibi bir şey olmuştu. Sinemaya gitmek gibi bir düşüncem yoktu ama aslında . Dün gece çocuklara Seungmin için ağladığımda Jisung yakınlaşmamız için bu planı yapmıştı.  Her ne kadar sinemaya gitmek mantıklı bir plan olarak gözükse de sevdiğim çocukla animasyon filmine gitmek o kadar mantıklı gelmemişti gözüme. Bunu dile getirdigimde Jisung klişeden uzak bir plan olduğunu ve bu planın amacının date olmadığını sadece biraz daha yakınlaşmamız için olduğunu söyleyip aklıma yatırmıştı.

Seungmin'i beklerken bu fikrin aslında o kadar mantıklı olmadığı kafama dank etmişti. Bugünün sonunda birbiriyle iyi anlaşan kankalar olarak ayrılmak istemiyordum.

Seungmin'in dersinin bitmesi için 20 dakika daha vardı ve ben heyecandan bayılmamak için zor tutuyordum kendimi. 

Hatırlıyorum, tanıştığımız ilk günü.

Seungmin ile tanıştığımız günü daha doğrusu benim onu fark ettiğim ilk günü daha dün gibi hatırlıyordum. 

Mutsuzdum, arkadaşlarımın yanımda olmasına rağmen kendimi yalnız hissediyordum ve dans etmekten fazlasıyla yorulmuştum. Tam bu zamanda karşıma çıkmıştı. Tanrı'nın bana bir hediyesi olarak kabul etmiştim onu.

Dersime yetişmeye çalışırken gelen seslerle duraksamış ve seslerin geldiği yöne doğru hareket etmiştim. Bir çocuk  altına aldığı diğer çocuğu yumrukluyordu. Kim olduğunu hemen anlamıştım zaten. Onu tanıyordum sadece ilk defa o zaman fark etmiştim benim için bir hediye olduğunu.

O bir başkası için kavga ederken hiçbir şey yapmadan sadece izlemiştim onu. Seri hareketlerle geçirdiği yumrukları ve sinirden ağzından çıkan kelimeleriyle o kadar hoşuma gitmişti ki o an Minho için kavga ediyor oluşu bile önemli olmamıştı benim için.

Changbin onu durdurup kenara çektiğinde bile gözlerimi ondan ayıramamıştım. Benim onu izlediğimi fark etmiş olacaktı ki onunda gözleri bana dönmüş sadece öylece bakmıştı bana. Yakalanmamın verdiği utançla gülümsemiş ve hiçbir şey demeden kampüsüme doğru ilerlemiştim kalbime düşen ışıkla birlikte.

Utangaç gülümsemeleri ve düşen gün ışığını.

O günden sonra gözlerim sürekli onu arıyor olmuştu. Hoşlanmamıştım sadece ilgimi çekmişti, ben öyle sanmıştım.

Her aynı ortamda bulunduğumuz da gözlerim istemsizce onun üstünde oyalanıyordu, o da bunu fark ettiğinde göz göze gelmemiz kaçınılmaz oluyordu.

phobia. 'hyunminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin