İnsanlardan etkileniriz. Çoğunlukla. Hatta biraz abartmak gerekirse öyle etkileniriz ki bazı insanlardan bunu çok güçlü bir şekilde redderiz, ondan nefret ettiğimizi söyler, ona küfürler ederiz. Hayatınızda bir kez olsun bunu yaşadınız, yaşayacaksınız. Nedenini hepimiz merak ediyoruz ve bunu en kısa şekilde açıklarsak, etkilendiğimiz kişinin yanına yakışmayacağımızı düşünürüz veya o bizim yanımıza yakışmaz, insanlar... Biraz karışık organizmalar, kabul edelim ama bu karışık organizmalar bazen doğru adımı atmayı biliyor.
Bu kadar açıklamadan sonra bunu örneklendirmeliyiz, sonuç olarak tüm bu kelimeler arasında en başından en sonuna kadar, geçirdiğiniz zaman bu açıklama için bir örnekti.
Chan ve Seungmin'in örneklendirmesi ile bunu gördünüz, neyi açıkladığımızı bilmiyordunuz ama hepiniz bir yerde Chan'ın güçlü inkarına rağmen Seungmin'den etkilendiğini hissettiniz, değil mi?
Neyse ve neyse, biraz sıkıcıydı. O yüzden bu sıkıcı ve fazla saçma konuşmayı bir kenara atarak Chan ve Seungmin'in kafede neler yaptığına bakalım. Lütfen, hemen aşağıdan.
💬
Chan, dediği gibi Seungmin'e limonlu kek almıştı ve Seungmin de tüm ciddiyeti ile limonlu kekini yiyordu.
Seungmin kekini önünden kafifçe iterek naneli limonatayı önüne çekti ve gözlerini direkt olarak Chan'e dikti. Geldiklerinden beri tüm dikkati ile kendisini izliyordu ve bu biraz garipti. Chan ondan olabildiğince kaçardı ve hatta zaman zaman onu kovduğu bile olmuştu.
Seungmin koca bir yudum daha aldı limonatadan, Chan onun limonlu şeyleri sevdiğini nereden biliyordu hiçbir fikri yoktu ancak limonlu şeyler ona hep iyi hissettirirdi. Zaten Chan de genellikle limon gibi kokardı, ferahlatıcı.
Chan derin bir nefes alarak önündeki didiklenmiş pastaya baktı, buraya mantığını dinleyerek gelmişti. Evet mantık, mantık her zaman haklıdır sevgili dostlarım kalp diye saçma sapan şeylere kanmayın ya o vicdandır ya da merhamet - ve unutmayın kalp kan pompalamak ile görevli lütfen iyiliğiniz için mantığınız ile hareket edin ; mantık sadece gerekli anlarda doğru kararlar verebilen tek ögedir. Chan, mantığı ona ne dediyse yapmıştı. Sarsılmaz düşüncelerini sandıklara falan kilitlememişti onlar hala oradaydı ama yine de o Seungmin'in karşısındaydı ve bir şekilde konuşmaya başlaması gerekiyordu.
"Şöyle ki, buraya neden geldiğimizi ben de bilmiyorum. O yüzden bana öyle kemiğe bakan köpekler gibi bakmayı kes." Chan'ın sesini duyduğu anda gözleri parlamaya başlayan Seungmin cümle sona erdiğinde dahi hala yıldızlı gözlerini Chan'dan çekmemişti. Seungmin son cümleyi onaylamak için kafasını salladı ama hala aynı Chan'ın tarif ettiği gibi bakmaya devam ediyordu.
Uslu bir köpek edasıyla ona bakarken "O zaman neden geldik Channie? Sen ve ben, biz yani." cümleyi kıkırdayarak bitirmesine bakılırsa Seungmin oldukça keyifliydi ama Chan dokuz doğuruyor gibi duruyordu.Kısa bir öksürük ile cümleye başlamaya karar verdi ama dizi gerginliğini götürmek ister gibi oldukça hareketliydi. "Bilmiyorum, Seungmin. Sadece geldik, beraber oturalım ve sonra eve dönelim tamam mı?" Seungmin yavaşça yerinde dikleşti. "Ama ben gitmek istemiyorum, şu sıralar devamlı ders çalışıyorsun seni hiç göremiyorum. Sanırım aşkımdan ince hastalığa tutulup yataklara düşeceğim, o yüzden bence çok ama çok uzun bir süre daha bu masada oturmalıyız."
Chan bir süre Seungmin'i sessizce izledi, büzülen dudakları ile kollarını birleştirmiş bitirdiği kek tabağına düşmanca bakıyordu, sanki o kek bitmese burada daha saatlerce oturabilirlermiş gibi. Sevimli.
"Gözlerini cidden sevmiyorum." Chan, şimdi Seungmin'in ona dolmuş gözlerle baktığını görebiliyordu ama devam etti, biraz daha sabırlı bir köpek olabilirse buradan o ağlamadan gidebilirlerdi. "Sürekli onları bana dikiyorsun ve sanki beni başka bir tanrı yaratmış gibi davranıyorsun. Bu beni delirtiyor, sana göre oldukça çirkinim ve yanında saçma sapan bir varlık gibiyim ama sen beni devamlı seviyorsun, bıkmadan usanmadan seviyorsun. Seni cidden anlaması zor, aptal mısın değil misin diye çok kafa yoruyorum. Seungmin, benden neden hoşlandığını bile bilmediğine eminim çünkü beni çok yakından tanımıyorsun, birçok kötü özelliğim var. Kendimle anlaşamıyorum, genelde insanlara karşı çok önyargılıyım, birilerini çok çabuk kıskanabilirim, fazla sahiplenici ve fazla umursamazım, bir gün çok sevdiğim insanı ertesi gün sevmiyorum. Ben dengesiz insanın tekiyim ama sen benim kendimi sevmemi sağlıyorsun. En başından itibaren sen mi bana aşıksın, saçmalık. En çok ben aşığım, sana dengesiz yanımı göstermemek için çabalayacak kadar. Ama sen asla bir şeylerin peşini bırakmıyorsun. Cidden."
Belki de Chan, bu kadar çok biriktirmeseydi şimdi böylesine bir patlama yaşanmazdı. Ama demiştik, güçlü inkar ve bir şey daha güçlü inkar insanı çok yorar, akışa bırakmak en az mantığı dinlemek kadar iyidir.
💬
Şey, bir sonraki bölüm üç-dört gün içinde gelir. Haha. Özür dilerim burada kestiğim için. İçinizden bile olsa bana çok kızmayın lütfen😭
Dipnot.
Medyadaki şarkı Chan içindi, Chan'ın bu ficdeki sahip olduğu karekteri bu şarkı oluşturdu.Ala'smarladık.
İyisiniz umarım.
Ne zaman okuyorsunuz bilmiyorum bu yüzden;günaydınlar, iyi günler, iyi akşamlar, iyi geceler dilerim.
-Lolia
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bal gibi olur 'chanmin
FanfictionKüçük çocuklar, hoşlandığı kişilerin saçını çeker hesabı. Şarkı: Angels Like You - Miley Cyrus Emre Fel - Sen Aslı'dan Da Güzelsin ♥️ Ailesi tarafından asla yeterli görülememiş, içindeki kuş şarkı söylemeyi hatırlasa da cesaretini kaybetmiş, sevdik...