Sabahın 7 sinde kalkmak mı? Bide haftasonu. Bana bişeyler olduğundan emindim. Perdenin arasından usulca parlayan ve benim yüzüme gülen güneşe karşı aynı duyguları hissetmiyordum. Yatağın diğer güneş almayan kısmına geçerek gözlerimi açmıştım. Anladığnız gibi güneşi pek sevmezdim. Yatağın içinde oyalanmaktansa kalkıp perdeyi açmıştım. Evet evet kesin bişey olmuştu. İlk defa güneşin ışığnı odama davet etmiştim. Banyoya gidip duş aldıktan sonra aşşağıya inmiştim. Olum bugün haftasonu ama ailem yinede yoktu. Dolapla baya bakıştktan sonra kahve içip yukarı çıktım. Telefona gelen mesajlara bakıyodum. Canın mesajını görüp cevap veriyim demiştim.
Can vs Ezgi whatsap konuşması:Can: Günaydınlar *.*
Can: Bugün dışarı çıkcaz uyan artık.
Can: Lan ben gelip uyandırcam hadı.
Can: Olum uyansana -_-
Ezgi: Günaydınlar.
Can: Oo sonunda uyanmış.
Ezgi: Tabiki.
Can: İyi hadi çabuk ol.
Ve görüldü yapılır. Telefonu şarja takıp dolabın önüne oturmuştum. Ne giysem diye düşünürken ölmessem iyidir. En sonunda yüksek bel kot pantolon. Yarım bir tşört ve spor ayakkabı. Güneş var diye hırka almamıştım. Saçlarımı yapıp hafif makyajla artık hazırdım. Aşşağya inmiştim. Canların evine gidip zile bastım ve yaklasık 16 defa falan. En sonunda gelmişti:
Ezgi: Sabahın öcünü mü alıyon dal verdik burda pezevenk.
Can: Pezevenk hm pek sevmedim.
Ezgi: Valla bende böyle sevgi sözcükleri var.
Can: İyi bakalım.
Yol başlar. Kafamın içinde binlerce soru var. Acaba nereye gitcektik. Merak ediyodum.
Can: Bi parka gitcez yeşillik olan bi yer.
Ezgi: Hm sevindim.
Merakım gitmişti. Bu arada taksiye binmiş ve gelmiştik. Önce sadece etrafı izlemiştim. Sonra biraz yürümüştük. Sessizce. En sevdiğim şekilde. Sanırsam sessizliği çok seviyodum. Can sigarasını çıkarınca önce ona baktım. Ve küçük bir tebessüm ettim. Yani piç smile. Bende cebimden sigarayı çıkartmış derin bi şekilde içime çekmiştim. Can bana dönüp:
- Şştt yavaş ol.
+ Merak etme 14 yaşımda başladım ve alıştım.
- Olsun benim yanmda içme.
+ Peki.
Sigaramı yere atıp ayağımla ateşi söndürmüştüm. Sonra Can kalkıp yanıma gelmişti. Hiç bişey demeden elimden çekerek kaykay pistine getirdi. Cana dönüp:
+ Eğer düşersem senden, diyip piste atlamıştım.
- Tamam.
Canda yanıma gelmişti. İçerden bize kaykay getirmişti. 2 saat boyunca orda durmuştuk. Aslında ben durmuştum. Çünki Can baya iyi kaykay sürüyodu. Sıkıldığmı anlayınca ordan ayrıldık. Simit alıp uçurum kenarına geldik. Evet uçurum kenarı. Bir bank, kenrlar ful dağ, arkamız ağaçlık, yere baktığnızda şelale akıyodu. Cennet şehri gibi bi yer burası. Güneşin batmasına az vardı. Çok güzeldi. Taki yağmur yağana dek. Can üstündeki hırkayı bana vermişti. Öylece eve gelmiştik. Çok mutluydum. Can çok iyiydi. Gülüşü, yanağında ki gamzesiyle herşeyiyle çok iyiydi. Sanki karanlık hayatımın beyazıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Hayatım -.-
Teen FictionYeni taşındığımız yerdeki ilk aşkımı aramaya koyulirsam noolur.