#Aşık mı oluyorum ne?

33 0 0
                                    

Kendime geldiğimde başımda korkunç bir ağrı vardı. Gözlerimi açmaya çalıştım. Bu beni biraz yorsada gözlerimi açabildim.
Etraf karanlık sayılırdı. Sadece köşede ki pencereden içeri giren loş ışık odayi aydinlatiyordu. Etrafa göz gezdirdigimde çift kişilik bir yatakta olduğumu fark ettim. Karşıdaki masa ve çaprazdaki dolap dışında oda boş sayılırdı.

Buraya neden, ne zaman ve nasıl geldiğim hakkında en ufak bir fikrim yoktu. En önemlisi de beni buraya kim getirmis olabilirdi.

Başımın ağrısı azaldığında hafızamı zorlamaya çalıştım biraz. En son kimya hocasından izin alıp tuvalete inmiştim. Yüzümü yıkadıktan sonra kapıdan çıkmak için ilerlemistim. Sonrasinda ise kocaman bir karanlık..

Neden sonra yataktan kalkmayi akıl edebildim bilmiyorum. Kapıya doğru ilerlediğimde açık olmasi için içimden dua ediyordum. Kulbu çevirdigimde kapı yavasca açıldı. Sessiz adımlarla dışarı çıktım ve aynı sessizlikle kapıyı kapatmaya özen gösterdim.

Koridor karanlıktı. Önümı görmekte ciddi anlamda sıkıntı çekiyordum. Sol elim duvara dokuna dokuna ilerlerken ayni zamanda koridorun ışığını arıyordum. Ama beklediğim şey kesinlikle birisine çarpmak değildi.

"Şiişt sakin ol" bu ses? Tanıdıktı oldukça tanıdık.
"Yankı?" Sesimde korkudan çok şaşkınlık vardı.

Yankı bana cevap vermek yerine hemen sağındakı ışığı yaktı. Onunla çarpışmasaydim ben de tam yakmak üzereymisim. Yankı ile göz göze geldiğimizde o an sormam gereken şeyleri unuttum. Sadece o koyu hatta siyah sayılacak gözlerine odaklanmıştım.
Elini uzattığında hiç düşünmeden tuttum. Çünkü eğer düşünseydim tutmama ihtimalim vardi ve büyük ihtimalle de tutmazdım.

Koridorun sonundaki kapıyı açtığında burasının salon olduğunu fark ettim.
Yankı kapıyı kapatıp koltuklardan birisine oturunca bende tam karşısındaki koltuğa oturdum.

Ve tam 10 dakikadir ikimizinde ağzını bıçak açımıyordu. Yankı gözlerimin içine çok derin bakıyordu. Bu güzel hissettiriyordu ama alışkın değildim ve utanmama sebep oluyordu. Bende onun için duvardaki saate bakıyordum. Artık birseyler söylemem gerektiğine karar verdim ve önce boğazımı temizledim.

"Neden buradayım?"

"Önemli mi?"

"Değil mi?" Hadi ama ne diye benimle uğraşıyordu ki? Alt tarafi neden burada olduğumu sormuştum.

---------------------------
Anlatması bittiğinde aklımdaki tüm soru işaretler gitti sayılırdı biri hariç. Neden hala burda olduğumu bilmiyordum. Daha doğrusu aklım almıyordu. Tamam sınıfta beni öyle fark edince hocadan izin alıp çıktığını, tuvaletin kapısına gelip seslendigini ve cevap vermedigimde içeri girip beni ordan çıkarttigini daha sonra da direk arabasina götürüp buraya getirdiğini.

Iyi ama neden? Sonuçta okuldaydik. Ailemi arayabilirdi müdürden numaralarini alıp. Ama o yapmamıştı.

Oturduğu koltuktan kalktığında "Nereye gidiyorsun?"diye sormadan edemedim.
"Belki acikmissindir"dedi. "Pizza sipariş etmiştim." O an fark ettiğimde gerçekten acıkmış olmalıydım. Ya da pizza kelimesini duyunca canım çekmiş olmalıydı. Sonuçta pizza yani bu.

Mutfak masasına geçip oturduğum zaman Yankı pizzaları masaya getiriyordu. Benim aklım suan gercekten burada değildi. Şuan neden hala burdaydım hiç bir fikrim yoktu. Sonuçta uyanmıştım. Zorla tutulduğumda söylenemezdi. Ama bildiğim birsey varsa o da Yankı'nin yanindan hiç gitmek istemediğimdi. Acaba ondan hoşlanmışmıydım? Böyle duyguları kendime inkar etmezdim. Ben hiç bir şeyi inkar etmezdim. Yalanlarla ve insanlari kandirmakla en onemlisi kendimi kandırmakla işim olmazdi.
Merak ettiğim şey Yankı'nın benim hakkımda ne düşündüğüydü?

Yankı "Nasıl sevdiğini bilmediğim için karışık söyledim" diyerek sessizliğimizi bozdu. "sevmediklerin olursa benim tabağıma koy ben yerim " beni mi düşünmüştü? Ne vardı bunda şaşırılacak sanki. Sonuçta beni düşünmese arkamdan sınıftan çıkıp gelmezdi. Beni buraya evine getimezdi.

"Burası sizin evinizmi?" Bir anda konuyu değiştirmemden olsa gerek afallar sanmıştım ama hiç ifadesini değiştirmeden yanıtladı beni.

"Ailemle yasamiyorum. Yani benim evim." dedi. Ona anladığımı belli eden bir bicimde kafa salladım.

Pizza nın üzerindeki mantarları ayıklayıp Yankı'nın tabağına koyduktan sonra içecek birseyler bulmak umuduyla buzdolabina yöneldim. Ama Yankı benden önce davrandı ve dolaptan aldığı kolayı çıkardı.
Teşekkür eder gibi gülümsedim.
Yemek bittikten sonra yorgun olduğumu söyleyerek kalktım. Ve kolamdan bir yudum aldım.

"Bu ev eski evimiz onun için fazla büyük değil beraber uyusak sorun olurmu?" ağzımdaki kolayı püskürttüm. Yankı'nın üzerine geldiğinde kendimden utandım. Ama gelen krizi atlatamadım. Nasıl gülüyorum. Bir süre sonra gözümden yaş gelmeye başladı. Yerlere yattım. Bir süre kahkahami bastıramadim. Hatta uzun bir süre.

Sonra gülmem geçmeye başlayınca Yankı ya dönüp baktım. Yüzünde ufak bir tebessümle bana bakıyordu. Çok güzel ve farklı bakiyordu. Tam gözlerimin içine. Bir süre bende baktım. Ama utanıp kafamı çevirdigimde Yankı yere çömdü elimi tuttu.
"Sadece uyuyacaz" dedi. Sanki başka bişey yapmamiz mümkünmüş gibi.
Bende onun kokusunu alıp uyumak istiyordum. O yüzden kafamı salladım. Bana sarıldı ve beni yerden kaldırdı.
Odaya geldiğimizde giymem için t-shirtlerinden birini bana doğru fırlattı.
Çıkması için elimle işaret yaparken boş boş yüzüme baktı. Nefesimi dışarı üfleyip
"Çıkta giyineyim istersen"dedim.
Omuz silkerek odadan çıktı. Üzerimi çıkardiğimda t-shirt ü üzerime geçirdim. Sonra dolabın yanındaki boy aynasınin önüne geçip baktım. Kısa sayılırdı ama idare ederdi.
Kapı açılınca aynadan kapıya baktım. Yankı yavaş yavaş yanıma geldi ve bana arkadan sarıldı. Yüzüne baktığımda sadece gözlerime bakıyordu. Zaman dursun istedim ama mümkün değildi.

Yatağa girdiğimizde yanima yattı ve birbirmizin yüzüne bakiyorduk sadece. Ben arada gözlerimi kırparken Yankı o koyu kahve gözlerini dikmiş bana bakiyordu. Uykumla savaş halindeydim. Ve kazanmam gerekiyordu. Bu an belki hayatımda yaşadığım sayılı anlar kadar değerli ve kıymetliydi.

Tanımadığım bir yabancınin kollarinda uyuyordum. Ama bu bendim işte. Canım ne isterse onu yapardım. Planli haraket etmezdim ve genelde mantığımla haraket ederdim. Ama genede birinin kollarinda uyumak. Hemde bana iyi gelen, huzur veren birinin kollarinda uyumak gerçekten cok başkaydı. Canımın istediğini yapardım her zaman ama sevgili konusunda değil. Ve ben ilk defa bir erkekle uyuyacaktim. Hemde yakışıklı bir erkekle. Ama yakışıklı olması önemli değildi sadece benim için. Karakteri de önemliydi tabi ama bana göre aşk çok başka bişey. Onu tipi yada karakteri için sevmezsin. Sevemezsin. Onu o olduğu için seversin sadece. Arandaki çekim kuvveti çok başkadır. Anlatilmaz yaşanır.

Ve ben bu aşkı Yankı'yla yaşamak istiyorum..

Hayat FelsefemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin