jisungun kalbi durmuştu. o andan itibaren minhonunda atıyor değildi. onun kalbi jisungtu çünkü. o yaşıyorsa jisung sayesinde , jisung için yaşıyordu bunca zaman. minho asla sakinleşmiyor bağırıp ağlıyordu saatlerdir. gözünde yaş bile kalmamıştı. başı ağrıyor, midesi bulanıyordu. jisungun yalnız kalmaktan korktuğunu bildiği için kendini suçluyordu, çünkü jisungu tek bırakmıştı. tabutun kapağını kapatmaya izin vermiyordu asla.
"kapatmayın o korkar orda. HYUNJİN BİR ŞEY YAP ARTIK! JİSUNG DAR ALANDAN KORKUYOR BİLMİYOR MUSUN?"
"MİNHO YETER ARTIK! TEK SEN ACI ÇEKMİYORSUN BURDA. HEPİMİZ JİSUNGUN YAKINLARIYIZ HEPİMİZ ÜZÜLÜYORUZ. ÜSTÜNE BİDE SENİNLE UĞRAŞTIRMA BİZİ! ÖLDÜ JİSUNG ÖLDÜ. KORKMAZ ARTIK. KORKMUYOR ARTIK MİNHO! KENDİNE GEL YETER!"
hıçkırıkları arasında acı çekerken bağırıyordu hyunjin. minhonun kan çanağı gibi olan gözlerine bakarken yapmaması gereken bir şey yaptığını anlamıştı. yere çöken minhonun yanına gidip sarıldı.
"özür dilerim"
"dileme. haklısın hyunjin. jisung öldü"