Valerie (Kalın yazılar Eddie, altı çizgililer Christian)
-Hassiktir.
Gördüğüm şey iyi değildi, iyi olamazdı. Christian ve Eddie birbirlerine bağırıyorlardı. Ne kadar ikisini de sevmesem de kavga etmelerini de istemiyordum. Yanlarına gidip araya girmeye çalıştım.
-Noluyor burada?
-Sen karışma Val
-Bu ucube kendini bana denk zannediyor
Christianın bunu demesiyle birlikte Eddie ona bir adım daha attı.
-Çocuk gibisiniz, saçmalamayın lütfen.
-Ah sonunda Val kibar olmaya karar verdi ha
-Bunu benimle alakalı yapma Eddie, gerizekalı değilsin başının belaya gireceğini biliyorsun. Uzatma.
Eddie durup bana baktı, haklı olduğumu biliyordu. Tam arkasını dönmüştü ki Christian arkasından tükürdü ve
-Zaten siktiğimin ibnesi bana denk olmadığını biliyor, korkak.
dedi. Bunu demesiyle Eddie geri döndü ve Chrise bir yumruk attı. Her şey o kadar hızlıydı ki. Chris yere düştü ve etrafa biraz kan dağıldı. O toparlanmaya çalışırken Eddie üstüne bindi ve durmadan yumruklamaya başladı. Kenara çekildim ve izlemeye başladım. Eddieyi ikinci defa böyle görüyordum ve çok da görmek istediğim bir manzara değildi. O devam ettikçe Eddie'nin elinin de kanamaya başladığını gördüm. Bir görevli gelip ikisini de ayırana kadar kimse ayırmayı bile denemedi. Eddienin babası onunla yaşamasa da belli ki önemli biriydi ve ona çok bir şey yapamıyordu okul. Bir hışımla giderken Chrisi yerde bırakıp peşinden gittim.
-Hey
Yavaşlamadı, elinden kanlar damlıyordu. Hızlandım ama ona yetişemiyordum. Temizlik malzemelerinin olduğu bir odaya girdi, ben de peşinden girdim. Beni görünce döndü ve duvara b yumruk attı. Eli şimdi daha çok kanıyordu.
-Eddie napıyosun amk
Bana cevap vermedi.
-Bi bakar mısın bana
Döndü ve bana doğru yürümeye başladı. Beni arkamdaki duvara yapıştırdı ve kısık bir sesle
-Bak Val, senden bir şey isteyeceğim tamam mı, anlıyor musun?
dedi. Yutkundum ve kafamı aşağı yukarı salladım.
-Senden dışarı çıkmanı, bir dakika bekleyip geri gelmeni istiyorum tamam mı?
Ne? Neden böyle bir şey istesin ki benden. Sorgulamadan kafamı salladım ve çıktım. Ne saçmalıyordu, geldiğime dua etsin. Bir dakika falan bekledim ve kapıyı tıklattım.
-Gel prenses
Göz devirip içeri girdim. Eddie bir sandalyede oturmuş bandaj falan ayarlıyordu. Bana baktı ve göz kırptı. Cidden çocuk gibiydi.
-Noluyo Eddie?
-Ah Val, şuna yardım eder misin?
diyerek elini gösterdi. Kafamı salladım ve önüne eğildim.
-Elini uzatmazsan nasıl sarayım Munson.
Güldü ve elini uzattı. Bu ne biçim bi mod değişimiydi. Bir şey demeden elini aldım ve tentürdiyotlu pamukla kanı temizlemeye başladım. Eddie hafifçe elini çekip acıdan inledi.
-Daha hiçbir şey yapmadım, hemen ağlıyosan böyle ohooo...
-Yapsana
-Ne
-Yapsana diyorum, canımı yak. Zaten laf anlatamıyorum siktiğimin şeyine.
-Eddie ne diyorsun cidden anlamıyorum
-Kalbim diyorum Val. Bin parçaya ayırdın, elinden geleni ardına koyma.
-Ben sana ne yaptım Eddie, neden benden nefret ediyorsun?
Durup yukarı baktım, ve durduğumuz pozisyonun çok yanlış anlaşılabilir olduğunu fark ettim.
-Sikeyim Val...
-Ben..
dedim ve geri çekildim.
-Kızardın
diyip kahkaha atmaya başladı. Yine bir mod değişimi...
-Ah susar mısın Manson, sana yardım etmeye çalışıyorum burada.
diyip eline bastırdım tentürdiyotlu pamuğu, bastırır bastırmaz inler gibi bir ses çıkardı. Tanrım, sesi bu kadar güzel miydi bunun.
-HAHAHHASHAH ezik
-Çabuk olur musun biraz Val insanlar beni bekliyorlar, bilirsin senin gibi boş bir insan değilim.
-İnsanlar? Hellfire klübünden mi bahsediyorsun. Şu d&d oynadığınız inekler. Beklesinler.
-Ahh biliyor musun, başka türlü bekletmeni tercih ederdim.
-Kapa çeneni.
-Kapatsana.
-Munson! Şansını zorlama.
-Zorlarasam nolur
diyip kahkaha atmaya başladı
-Tamam tamam sustum.
Hızlıca elini sardım ve tekrar ayağa kalktım.
-Yine kendin beceremezsen numaramı biliyorsun
diyip göz kırptım. Eddie ufak bi şekilde gülümsedi, ayağa kalktı ve birden bana sarıldı. İrikldim ve geri çekilmeye çalıştım. Ama o kadar sıkı sarılıyordu ki geri çekilemedim.
-Uhhhh, garip.
Bi süre sonra beni bıraktı ve
-Şımarma Val, tek seferlikti.
Güldüm ve kapıya doğru yürüdüm, Eddienin de peşimden geldiğini hissediyordum.
-Biliyor musun Val, bi ara gelmelisin.
-Hm?
-Hellfire'a, bi ara gelmelisin. Ki seni defalarca öldürebileyim.
-Bakarız, koridorda seninle görünmemeliyim, insanlar benim de ezik olduğumu düşünecekler.
dedim gülerek.
-Ah bunların umurunda olmadığını bilecek kadar iyi tanıyorum seni güzelim
dedi sırıtarak.
-Neyse ne ezik
dedim sınıfa doğru yürürken o da tam tersine gitmeye başladı ve
-Sen de beni seviyorsun biliyorum!
diye bağırdı. Tanrım, nefret ediyordum bu çocuktan.
***
Bu bölümü çok sevdim wndvlnvesv
ŞİMDİ OKUDUĞUN
To the moon and back (+18) TÜRKÇE (Eddie Munson Fanfiction) YARI TEXTİNG
Jugendliteratur+305...76: Hey sürtük Valerie: Ne var ezik +305...76: Bi gün benim olacaksın. *Argo ve cinsellik içerebilir*