"Minho Hyung"İçeri doğru seslendim. Sesim düşündüğümden biraz yüksek çıkmıştı ama sorun olmazdı. Minho Hyung zaten yeterince gürültülüydü.
"Efendim lixiee~"
"Kahve ister misin?"
Tekrar bağırdım. Şimdi Changbin gelse ve neden bağırıyorsun diye laf söylese açıklayacak tek bir cümlem bile yoktu.
"Olur kedicik içerim."
Cevabı almamla hızlıca onun içinde bir kupaya kahve doldurdum. Sabah sütlü içtiğini görmüştüm bu yüzden biraz da süt ısıtıp ekledim. İşte şimdi olmuştu.
Gururlu şekilde baktığım kahveden gözlerimi ayıran şey arkamda hissettiğim bedendi.
Changbin tam arkamdaydı ve sol kolunu kaldırıp kolumun yanından geçirerek rafa uzanıp kupa almıştı. Yalnızca birkaç saniye süren ısı vücudumdan uzaklaşırken bile üşümüş hissetmiştim.
İkinci günümdeyim ama şimdiden Changbin'i çizim yaparken tam beş kez izlemeye dalmıştım ve Minho Hyung'un imalı bakışları eşliğinde kendime gelmiştim.
Kurguyu planlarken kaşlarını çatması, çizime başladığı sırada birkaç saniye mimikleri düşünüp sonra detay vermesi, bazı sahnelerde yakın AI çizerken beni yanına çağırıp birkaç püf nokta göstermesi her şeyi ile seyre değerdi. Cidden o kusursuzdu.
Changbin izlendiğini ya fark etmiyordu ya da görmezden geliyordu emin değildim ama ilk seçeneğin olması tabii ki tercihim olurdu.
Az önce bıraktığım kahveye uzanırken yandan bir bakış attı. Kendimi konuşmam gerekiyormuş gibi hissetmiştim.
"Benden isteseydiniz ya. Zaten gelmiştim size de getirirdim."
Başını eğerek güldü. Komik bir şey söylememiştim ki.
"Çok tatlısın Felix teşekkür ederim ama sen benim stajyerimsin. Bu tarz şeyleri yapmakla görevli değilsin." göz kırpıp gülümsemesini büyüttü.
Bakışları insanın içini ısıtıyordu. Gözlerim dudaklarına kaydığında birkaç saniye bakmış sonra hızlıca dikkatimi oradan çekmiş tekrar gözlerine bakmıştım.
Yakalanmıştım.
Çünkü şu an göz gözeydik yani az önce bakışlarımı nereden çektiğimi bariz şekilde görmüştü.
Vücuduma yayılan sıcaklık ve yanaklarımda attığını hissettiğim nabzım ile hafifçe öksürdüm."Şey ben gideyim."
Kahveleri hızlıca kaldırdım. Yüzümün hizasına tuttum. Suratımı saklamak istiyordum.
"Minho Hyung bekler."
Minik adımlarla neredeyse koşarak içeri geçtim. Çalışma odasına girdiğimde Jisung ve Minho Hyung öpüşüyorlardı.
Çok rahat çok profesyonel.
Resmen gözleriyle bana yandan bir bakış atıp birkaç saniye da eşini öptü ve ayrıldı.
Elimde kahvelerle kapıda duruyordum. Bedenime anlık bir kal gelmişti."Gel lix gel korkma. Hem alış bunlara yani daha çok göreceksin" göz kırparak konuşup önüne dönmüştü.
Az önce koşuşuma tezat olarak minik adımlarla yürüyüp onun kahvesini verdim ve kendi masama geçtim.
Güncel yayınlanan bir serinin sezon finali çizimlerini yapıyorduk şu an. Hayranı olduğum kurguların yayın öncesi kurgu bilgisine sahip olmak inanılmaz güzel bir şeydi. Resmen bu çizimler bizim ellerimizde çıkıyor ve okuyucuya ulaşıyordu. Her zaman kendi webtoonumu yazmak istemiştim ve bu staj bana bunun kapılarını açacak diye umuyordum. Benim de bir kaç kurgum vardı ama henüz geliştirilme aşamasındalardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Webtoon | Changlix
FanfictionÜnlü bl webtoon çizeri Seo Changbin ve yanında stajyerlik yapan Lee Felix Yan ship; Minsung, Hyunmin [slow update]