minho:
umarım ne bok yediğinin farkındasındır jisung
19.11 Görüldüjisung:
minho
senden bir yardım istiyebilir miyim
20.07 İletildi----
9. bölüm
minho:
ne istiyorsun?jisung:
minho lütfen yarınki deneme sınavında 2. ol lütfen
...
...
Minho bu deneme sınavında 1. olmasan olmaz mı lütfen yalvarırım
Bıktım artık
2. olmak umrumda değil ama o izler yüzünden artık sadece fiziksel acı çekmiyorum
<------- ses kaydı 21.19minho:
jisung
tanrım ağlıyor musun sen
ne demek istiyorsun hiçbir şekilde anlamıyorum
jisung neler oluyorjisung:
üzgünüm elim yazabilecek bir durumda değil o yüzden sesli mesaj atıyorum
<------- ses kaydı 21.21minho:
jisung lütfen yerini söyler misinjisung:
parktayım
...
inchoe yazıyor
inchoe parkı
<--------- ses kaydı 21.21
minho:
sakın oradan ayrılma geliyorum
21.22 Görüldü--
minho
jisunglan yazıştıktan hemen 1-2 dakika sonra üzerimi değiştirip evden hızlıca çıktım. Doğruyu söylemek gerekirse hangi parktan bahsediyordu bilmiyorum ama navigasyonu açıp daha kolay bir şekilde bulurum diye düşündüm.
park bizim evden yaklaşık yarım saat sürüyordu çok fazla geç kalmamak için babamın arabalarından birini alıp hemen yola çıktım.
10-15 dakika sonra parka gelmiştim ve inanın park o kadar sessizdi ki insan ürküyordu ayrıca jisungun ağlamaklı sesi beni daha da çok geriyordu.
arabadan inip elime anahtarları aldım ve arabayı kitledim. tam olarak parkın önünde durmuştum fakat parkta kimse yoktu. zaten korkuyordum jisungun olmaması da beni daha çok korkutmuştu.
parkın biraz daha uc kenarına gittiğimde çimlerin üzerinde oturan birini gördüm. biraz dahs yaklaştığımda ise ağlama sesleri geliyordu ve ben bunun jisung olduğundan çok emindim.
yavaşça jisung diye tahmin ettiğim kişinin arkasına doğru geçtim ve ellerimi omzuna koydum. ürkmüş olmalı ki hemen arkasını döndü ve gözgöze geldik. sanırım hayatımda bir daha asla olmayacak sarılmayı bana sundu. aniden boynuma dolanan kolları, ağlamasının giderek şiddetlenmesi ve ellerinde kan olması beni daha da çok germeye başlıyordu.
kalp atışını hissedebiliyordum ve ne kadar korktuğunuda. elimi yavaşça yumuşak saçlarına koydum ve okşamaya başladım.
"minho"
devam etmesini bekledim fakat ses gelmedi. Ona tam cevap verecegım sırada tekrardan konustu.
"minho ben gerçekten sana öyle şeyler yazmak istememiştim. seni hiçbir zaman geçemediğim için babam sürekli beni dövüyor kötü sözler söylüyordu. o yüzden sana çok fazla kin besledim.
ben
...
ben çok özür dilerim minho. sana hiç haketmeyeceğin sözler söyledim. iğrenç bir insanım biliyorum. seni kıskandığım için onları yazdım. babamın bana yaptığı şeyi sözlü olarak sana yapmaya çalıştım. ben gerçekten çok özür dilerim minho"ağlaması daha da şiddetlendiği için belindeki elimi daha sıkı sardım ve saçlarına koyduğum elimi beline doğru indirdim.
"jisung... baban seni dövüyor mu?"
"bak, tamam. doğru düşündüğüm soruların yanlış şıkkını işaretlerim olur mu ji?"
"teşekkür ederim."
10 dakika gibi bir süre boyunca sessizlik oldu ve jisung ağlamaya devam etti. onu nasıl teselli edeceğimi bilmiyordum o yüzden susmayı tercih ettim. eğer anlatmak isterse kendisi anlatırdı zaten değil mi? onu sıkmak istemiyordum.
"minho ben hyunjin konusunda"
diye konuşmaya devam edecekken onun sözünü kestim."jisung anlatmak istemezsen anlatma. şu anda sorumlu hissettiğin için bunları anlatmak istiyorsun fakat ben istediğin için anlatmanı istiyorum. o yüzden siktir et."
birkaç dakikalığına sessizlik oldu. jisungun ağlaması durmuştu kendisini hafif geriye çekti ve yüzüme odaklandı.
onunlan bu kadar yakın mesafede olmak beni çok zorluyordu fakat kendimi zorluyordum.jisungla birbirimize bakmaya devam ettik. jisunga bakarken onun gözlerinin çoktan dudağıma kaymış olduğunu görmüştüm. bana doğru biraz daha yaklaştı ve yumuşak dudaklarını dudağımın üzerine bastırdı.
ikimizde hareket ettirmiyorduk. öylece kalakalmıştık. içimden sürekli daha ileriye gitmem gerektiğini söylüyordum ama bu beni korkutuyordu.
ben bunları düşünürken jisung alt dudağımı emmeye başladı. bende jisungun üst dudağına aynı şeyleri yaptım ilk başta yavaş olan öpüşmemiz şu anda sert bir şekilde ilerliyordu ve ben kendimi tutamıyordum. bir elimi jisungun yanağına koydum diğerini ise beline. dilimi jisungun ağzının içinde dolaştırmaya başladım.
ellerini boynuma doladı. beni, kendine biraz daha çektiği sırada telefonumun çalmasıyla ikimizde birbirimizden ayrılıp telefonuma bakmaya başlamıştık.
içimden her ne kadar küfür etsem bile kurtarıcımın telefonum olduğunu düşünmüştüm. eğer biraz daha ileri gitseydik küçük minhonun yerinde sabit kalacağını düşünmüyordum.
hızlı bir şekilde telefonu elime alıp arayan kişiye-o da annemdi- meşgule attım. yavaşça kafamı kaldırdığım sırada jisunglan gözgöze geldik.
"ben özür dilerim. gitmem gerek, yarın görüşürüz."
cevap vermemi beklemeden yanımdan koşarak ayrıldı. bende çimlerin üstünden kalkıp arabaya doğru yöneldim.
~~~~~~~~
yemin ediyorum asla bu şekilde yazmıyorum abi benim işim texting yazmak bunlar bana çok ciddili geliyor ya ofofoforoforodrodoodfofo
ŞİMDİ OKUDUĞUN
platônico • minsung
Fanficlisenin popüler çocuğu minho instagramda kendisine yazan 99. kişiye bakmak ister jsnghan8: senden nefret etmemem için bir sebep söylemelisin