13

209 13 0
                                    

Felix'e sarılmayı bırakıp onunla vakit geçirmek için dışarıya çıktım.Ona birşey olmayacağını bilmemek o kadar çok canımı acıtıyordu ki anlatamam.Elbette hepimiz bir gün öleceğiz ama Felix'in bu şekilde beni bırakmasını istemiyordum.

Acaba Hyunjin yada Changbin biliyor muydu?Felix'e dönüp "Hyunjin'in haberi var mı?" diye sorduğumda "Hayır,sadece senin ve benim ailem biliyor." dedi.

Hâlâ inanmıyordum,inanmak istemiyordum.Ama Felix'e de güveniyordum.O bunu aşabilir,aşacak da.Bana söz verdi ve sözünü tutmak zorunda.

Çok uzatmak istemiyorum,Felix ile gezdiler,birlikte zaman geçirdiler.Saat 18.37 gibi de eve döndüler.

{ 18.37 }
Felix'in apartmana girdiğini gördükten sonra bende eve gittim.Odamın bir köşesine oturdum,hiçbirşey yapmayıp öylece duvarı izledim.Sadece ağlamak istiyordum.Bir yandan Minho bir yandan Felix bir yandan babam bir yandan da hayat.Bunların hepsi bana bir tokat gibi çarpmıştı.

Tokatın etkisiyle yere düştüm kalkmak için çırpınıyordum.Hissettiğim duyguların ne olduğunu bile anlayamıyorum.Minho'nun bana iyi gelip gelmediğini,Felix'in iyi olup olamayacağını,babamla eski mutlu günlere dönüp dönemeyeceğimizi.Hiç birşeyi anlayamıyordum.

Her zaman "Bu düşünceleri bir kenara bırakıp.." derdim ya,şimdi diyemiyorum.Bu düşünceleri hiçbiryere bırakamıyorum.Her gün her saat her dakika her saniye bunları düşünüyorum..

Yerden doğrulup yatağıma doğru ilerledim ve yatağıma yattım.Yastığımı yanıma alıp sarıldım ve battaniyeyi kafama kadar çektim.Öylece uyuya kalmışım.

{ Sabah }
Okula gitmek için kalktım,giyeceğim kıyafetleri yatağın üstüne koydum ve banyoya gittim.Dişlerimi fırçalayıp,elimi yüzümü yıkadım.

Odama tekrar gidip giyindim.

Fazla zaman kaybetmemek için takım giysiler seçtim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Fazla zaman kaybetmemek için takım giysiler seçtim.Giyindikten sonra kapıya doğru ilerledim,evden çıkarken anneme "Ben okulda yiyeceğim,size afiyet olsun." dedim ve kapıyı çektim.

Apartmandan inerken kapının önünde Felix ve Seungmin'i gördüm.Onlara seslendim ve yanlarına gittim.Beraber otobüs durağına doğru ilerledik ve otobüsün gelmesini bekledik.

Otobüs gelince en arkaya oturduk ve yol boyu yine ayrılmadık.Yaklaşık 25 dakika otobüste gittikten sonra okulun önünde indik.Sınıfa doğru ilerlerken koridorda Minho'yu gördüm.Ortalıktan kaybolana kadar bana bakmıştı.

Zaten ilk dersimiz türkçeydi,her türlü beni görecekti.Dün Felix ile vakit çevirdiğim için ona hiç yazmamıştım.Zil çaldığında koridordaki öğrencileri sınıflarına dağıttıktan sonra bizim sınıfımıza doğru geldi.

Kapıdan girince ayağa kalkıp selamlaştık ve tekrar sıralarımıza oturduk.O da sandalyesini çekip oturunca "Serbestsiniz fakat çok ses çıkartmamanız şartıyla." dediğinde ayağa kalkıp yanına doğru ilerledim.

"Tuvalete gidebilir miyim hocam?" diye sordum.Başını onaylar bir şekilde salladığında sınıftan çıktım.Tuvalet kapısından sınıfa bakıyordum.Minho benim ardımdan sınıftan çıkmıştı.Kapının önünde de "Telefonla konuşacağım,çıt çıkarırsanız bozuşuruz." diye sınıfa seslendi.

Tuvalete doğru geldiğinde yalan söylediğini anlamıştım.Yanıma geliyordu.Hemen bir kabine girdim ve işimi hallediyormuş gibi yaptım.Ayak sesleri yaklaşınca tuvaletten çıktım ve ellerimi yıkamaya gittim.Minho her yaptığım hareketi dikkatle izliyordu.

Ben ellerimi kurulamaya giderken "Jisung,dün neden hiç yazmadın,okula da gelmedin?" diye sordu.Minho'ya bakıp "Arkadaşım hastaydı onunla ilgilendim,kusura bakma." diyip ellerimi kuruladım.

"Anladım,geçmiş olsun." diyip gülümsedi..

Boş bölümler yazmaya başladım ama bölümsüz kalmaktan iyidir.Umarım beğenirsiniz,bay bayy😀💗

SEVGİLİ ÖĞRENCİM [ MİNSUNG ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin