19

171 7 5
                                    

Arabanın arkasından çıkıp sınıfa gittim.Seungmin'in yanına oturdum ve "Ders ne?" diye sordum.Kafasını bana çevirip "Ders boşmuş." dediğinde yerimden kalkıp bizimkilerin yanına gittim.

Hyunjin telefonunu almış müzik dinliyor,Changbin sınıftakilere sataşıyor,Jeongin test çözüyor,Chris ise..Bir saniye,Chris yok.

Tam böyle dediğimde anda Chris elinde gazozlarla sınıfa girdi.Beni görünce gülümsedi ve "Sınıfa geç gelmişsin,bende okula gelmedin sandım o yüzden sana içecek almadım.Bunları tut gidip birtane daha alayım." dediğinde istememekte ısrar etsemde kaşla göz arasında gidip almıştı bile.

2 tane sırayı birleştirip bizimkileri çağırdı.Changbin içecekleri görünce kaosu bırakıp gelmişti bile.Hepimiz toplandığımızda her türlü konu hakkında konuşuyorduk.

Hyunjin dün bizden giderken Minho'yu eve girerken görmüştü bu yüzden orada bana soru sormaya başlamıştı."Jisung,Minho'yla barıştın mi?" diye sorduğunda "Minho?Hee Bay Lee'yi diyorsun.Öğretmenlerim ile küstüğümde gidip barışalım mı diye sormuyorum Hyunjin nereden bileyim." dedim.

Herkes gözlerini açmış bana bakıyordu.Bende anlamayan gözlerle "Ne,Kötü birşey mi dedim?" diye sorduğumda Chris ayağa kalkıp kafama sarıldı ve "Helal lan sana!Affetmemişsin." dedi.

Kafamı bırakıp yerine oturduğunda Changbin'in çıkardığı ağlama seslerini duyduk.Kafamızı ona çevirdiğimizde "Ben daha şahidiniz olacaktım." diye mırıldanıyordu.

Yere eğilmiş olan Changbin'in sırtına vurup "Kalk lan yerden." dediğimde hepsi bana gülüyordu.Changnin sırtını sıvazlayarak kalktı ve "Yavaş olsana lan insanım bende!" diye bağırıyordu.Chris tişörtünden tutup onu çekti ve sandalyeye oturttu.

Minho'yu tamamen silip eğlendiğimde aklıma Felix'in dedikleri ve benim ona verdiğim söz geldi.Söz vermiştim ama Minho yüzünden sözümü tutamamıştım.Aralarında konuşan gençlerin muhabbetini böldüm ve "Okul çıkışı Felix'in yanına uğrayalım mı?" diye sorduğumda "Daha pazar günü oradaydık!" deselerde çıkışta onları Felix'in yanına götürdüm.

~~

Felix'in mezarının başına oturup "Felix bende sözümü tutamadım,ama hepsi Minho yüzünden.Gerçi sen görmüşsündür,beni izlediğine inanıyorum çünkü." dediğimde Chris arkadan bana seslendi."Jisung ağlıyor musun lan?" diye bağırdığında ona dönüp "Hayır,niye ağlayayım?" dediğimde birşey söylemedi.

Onları çok beklettiğim için yavaş yavaş kalktım ve "Özür dilerim Felix." diye fısıldayıp gittim.Mezarlığın kapısına doğru yürürken ayağıma birşey değdiğini hissettim ve kafamı aşağıya eğdim.Beyaz bir kedi yavrusu vardı.

Eğilip kafasını okşadım ve gençlerin yanına ilerledim.Ama kedi hâlâ ayaklarıma dolanıyordu.Kucağıma aldım ve "Benim gitmem gerek,senin annen yok mu?" dedim.Kedi sanki beni anlıyormuş gibi kafasını salladığında sadece ben değil diğerleri de şok olmuştu.

Annemin tüylere alerjisi olduğu için onu eve alamazdım ama Hyunjin ve Chris tek yaşıyordu.Eğer onların evinden birinde kalırsam bu kedicik te bizimle gelebilirdi.

İlk önce Chris'e sordum çünkü evlerimiz daha yakındı ve eşyaları oraya götürmem daha kolay olabilirdi.Ama maalesef Chris'in evi küçük olduğu için 3 kişinin sığması imkansızdı.

Geriye sadece Hyunjin kalıyor ve onun evinde 1 tane fazladan boş oda vardı.Hyunjin'de kabul edince eve gittim ve ailemle konuştum.Onlar da onay verince sadece giysilerimi ve kitaplarımı alıp babamın arabasına koydum.

Odamı sevdiğim için sık sık eve gelirdim.Üstelik annemi babamla tek bırakmaya niyetim yoktu.İşte çalışıp kendime 2 odalı bir ev alıp annemi de yanıma alacaktım.Babam nasıl olsa konuştuğu kadınların evinde kalırdı.Belki annemin değerini anlardı...

SEVGİLİ ÖĞRENCİM [ MİNSUNG ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin