4- "We Finally Meet."

5.3K 658 568
                                    

Merhaba, uzun zaman oldu. Ama uzun bir bölümle geldim.

Lütfen yorum yapmayı unutmayın, yorumlar beni bölüm yazmak için teşvik ediyor.

——

"Jooheon! Şükürler olsun buradasın!" Dedi elçi gelen ordunun komutanının ayaklarına kapanırken. "Yalvarırım kurtar beni, Prens Jeon kellemi alacak!"

Jooheon, hem ordunun baş komutanı, hem de Jungkook'un yakın arkadaşıydı. Jungkook insanlarla mesafeli birisiydi ve bu mesafeleri aşan belki de tek kişi Jooheon'dı. O yokken Jungkook'un istekleriyle uğraşmak, babasının kulağına gitmesin diye 40 takla atmak elçiye düşmüştü. 

Jooheon kaşlarını çatarak eğildi. "Jungkook iyi mi?" Dediğinde elçi gözlerini etrafta gezdirmiş. Çok kalabalık olduğunu fark ettiğinde kolundan tutarak içeri çekiştirmişti.

"Veliaht prens ruh eşini buldu..." dedi direkt fısıldamayla. Daha sonra ise hiç durmadan olan biten her şeyi anlatmaya başladı.

Jooheon tüm söylenenleri tuhaf bir surat ifadesiyle dinledi elçi sözünü bitirdiğinde ise mırıldandı "Ne?"

Elçi hiç durmadan en başından, bu kez anlayabilmesi için tane tane anlattı. Hala adamın suratındaki sorgulayan ifadeyi gördüğünde ise bıkkınca iç çekti.

"Kral Jeon birkaç gün sonra taç giyecek. Ancak bir ruh eşi olduğu ortaya çıktı. Onu aramaya çalışıyor ama sabırsız olduğu için çok dikkat çekiyor. Saray son derece seçkin misafirlerle dolu ve Kral ise oğlu için bir eş arıyor. Günlerdir hem prensi, hem Kralı, hem de misafirleri memnun etmeye çalışıyorum!"

"Ruh eşi saçmalığıda nereden çıktı birden bire? Jungkook böyle şeylere inanmaz."

"Bunu onun yanında söyle de görelim, senin bile kellen gider! Hem inanmasına gerek kalmadı, bizzat bu durumu yaşıyor."

Jooheon birkaç dakika düşünsede olan biten her şeyi sindirmesi zaman alacaktı. "E madem Kral'da evlilik istiyor, o zaman söyleyelim ruh eşi olduğunu. Hem gizliden gizliyede yürütülmediğinden çabuk buluruz."

Yaşlı adam küçümseyerek göz devirdi. "Kral evliliği oğlunun saadeti için istemiyor, evliliği başka krallıkla ittifak olarak görüyor. Jimin denen omega, köylü çocuğu belli. Kral onu kabul etmez. Jungkook ise omegasından vazgeçecek gibi değil. Ruh eşi olduğu öğrenilirse her şey mahvolur. Taç giyme törenine kadar sabretmemiz gerekiyor."

Bahçeye kurulan ziyafet yüzünden yanlarından onlarca hizmetli geçmeye başladığında elçi, kızıl saçlı alfayı kolundan daha tenha bir yere çekti ve tüm detaylarıyla anlatmaya başladı.

Jooheon ağır zırhını çıkarttığı ilk anda soluğu, çalışma odasındaki arkadaşının yanında aldı.

"Jungkook?" Dedi odaya girdiğinde.

Masanın başındaki oldukça ciddi duran alfa, yalnızca birkaç saniyeliğine kimin geldiğine bakmış hemen sonra tekrar işine dönmüştü.

Pekala... Jungkook'tan sevgi dolu bir sarılma beklemiyordu ama en azından her zamanki gibi kısa bir hoşgeldin veya hal hatır sorabilirdi. Ona biraz daha yaklaştığında masada bu kadar önemli olan ne var ki diye düşünürken anlatılan tabloları gördüğünde gözlerini hemen kaçırdı.

"Sakın tablolara bakma! Çıldırmış durumda, kimsenin omegasına bakmasına izin vermiyor. Omeganın adını ağzına alma, onun hakkında yorum yapma ve soru sorma. Prensin alfasını ilk kez bu kadar baskın görüyorum. Eşini hemen kabullendi, herkesten, her şeyden sakınıyor."

Miracle in the PaintingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin