Kompartımanın kapısının önünde dikilirken -ki hala kapıyı açmamıştı- koluna dolanan bir kol ile kafasını çevirdi. Ginny ona soru soran gözler ile bakıyordu.
"Harry kapıyı açacak mısın?"Neville'in sorusuyla kafasını yanındaki kızıldan arkasındaki kumral çocuğa çevirdi. İkisi de ona sanki tuhaf birşey yapıyormuş gibi bakıyordu. O şuan ne yapıyordu ki?
Tekrar önüne döndüğünde eli kapının kolunda dikildiğini gördü. Kafasını kaldırıp kompartımanın tavanına baktı ve tekrar arkadaşlarına döndü."Harry iyi misin?"
"Özür dilerim Nev. Dalmışım."
"Ne düşünüyordun ki?"
"Evet Harry beş dakikadır kapının önünde dikiliyorsun. Biraz daha inmezsek tren tekrar hareket edecek."
Hemen kapı kolunu açtı. Karşı kompartımanın açık kapısına baktı. Eğer kazık gibi kapının önünde dikilmeseydi belki karşı taraftan gelecek olan sarışına daha dikkatli bakabilirdi.
Arkadaşlarını tekrar bekletmemek için vagondan çıktı ve omzunun üstünden bakınca arkadaşlarının arkasından tekrar sohbete başlamış olarak yanına geldiğini gördü.
Biraz yavaşlayıp arkadaşlarının kendisine yetişmesini beklerken Malfoy'un neden o kadar soluk göründüğünü düşünmeye başladı. Normalde de ay kadar beyaz bir teni var gibi görünüyordu ama sanki bu sefer canı sıkkın gibiydi. Derin bir nefes aldıktan sonra ne düşündüğünü fark etti. Malfoy hakkında endişenelemezdi. Kendisinin hayatını zehir etmeye çalışan biriydi sonuçta. Ama endişelenmiyordu ki. Sadece merak etmişti. Hem birşey olsaydı akşam yemeğinde dedikodusu yayılırdı.
Sağına bakınca arkadaşlarıyla aynı hizada yürümeye başladığını gördü. Sorulan bir iki soruyu cevapladıktan sonra -soruların tamamı Ginny tarafından sorulmuştu ve quidditch hakkındaydı haliyle- gözlerini isteksizce ayaklarından kaldırdı. Kendisine bakan ve aralarında fısıldaşan insanlar görmek istemiyordu.
Kafasını yeni kaldırmıştı ki bir an öne doğru düştüğünü ve yerin kendisine gittikçe yakınlaştığını gördü. Gözlerini kapattı. Tamamen yere yattığında üstünde bir ağırlık olduğunu fark etti.
"Ronald hemen kalk Harry'nin üzerinden! Ne yapıyorsun?"
"Ron gerçekten nefes alamıyorum!"
Ron Harry'nin üzerinden kalktı. Ve -sonunda- düzgünce sarıldılar.
Harry turuncu kafalıdan ayrıldıktan sonra arkasında kendisine sırıtan kabarık saçlı arkadaşına döndü. Hermione de Harry ona döner dönmez boynuna atlamıştı. Ayrıldıktan sonra hala sohbete devam eden Neville ve Ginny'ye döndü."Siz gidebilirsiniz çocuklar. Ben Ron ve Hermione ile devam edeceğim."
Ginny dudaklarını büzüp "Hemen onlarla git zaten." Tabii ki Ginny üzülmemişti. Yazar sadece bölümü uzatma çabalarındaydı.
Harry Ginny'yi belinden tutup havaya kaldırdı ve etrafında döndürmeye başladı. Ginny etrafında havalanıyordu ve düşmemesini sağlayan tek şey Harry'nin beline sıkıca sardığı kollarıydı. Ellerini Harry'nin boynuna bile saramamıştı.
Korkması gerektiği yerde kahkaha atmaya başlayınca Harry bu sefer bacaklarının altına da ellerini koyup tamamen havaya kaldırdı.
"Şimdi seni yere atmamam için bir sebep söyle!"
Ginny sanki flört etmeye çalışıyormuş gibi hafifçe gülümsedi ve ellerini Harry'nin boynuna doladı. Kafasını hafifçe yana eğip gülümsemesini bozmadan "Sen bana kıyamazsın kiiii!".
"Az önce neden çığlık atmak ywrine kahkaha atıyordun o zaman?"
"Beni bırakmayacağını biliyordum gerizekalı! Şimdi indir beni. Durakta sadece biz kaldık." dedi.
Harry Ginny'yi indirdi. Ginny 'sadece biz varız derken Ron, Hermione ve Neville'in de saymıştı. Ama etrafa iyi bakmamış olacaktı ki uzaktan onları izleyen iki sarışın vardı. Ve bir tanesi onların olduğu tarafa doğru koşmaya başlamıştı bile.
Ginny ve Harry olmak Just friends
Ve sarılmaları böyle sadece Ginny kollarını Harry'nin boynuna sarmadı olarak hayal edin
ŞİMDİ OKUDUĞUN
By Mistake | Drarry (ASKIDA)
Fanfiction"Bana bak Potter. Bunu aramızda anlaşmazlık olmasını istediğim için veya art niyetle söylemiyorum. Sen beni bozdun ben de seni? Sadece iyileşene kadar..."