BÖLÜM 1

134 5 3
                                    

Ah,evet yataktaydım. Annemin beynimi cırmalayan sesi ile uyandım. Bu liseye yeni başlamıştım. Evet, gittiğim lise İzmir'in en iyi liselerinden.
Ama hiç umursamıyordum. Hayatı bile umursamazken okulu mu umursayacaktım? Saçmalamayın öyle bir kız değilim. Genellikle Rock dinleyen, vücudunda iki dövme olan, kaşında pricing olan, sessizlik ve karanlığa bayılan biriyim. Hiçbir zaman erkekler dikkatimi çekmezdi.
Beyaz teni, simsiyah saçları olan , deniz mavisinin en koyu ve parlak olduğu bir göz rengi vardı. Çılgın birisiyim, ama bunu asla dışarıya vurmam. Soğuk kanlıyım ve bir iki konuştuğum erkek dışında hiç arkadaşım yoktu. O iki erkek de çocukluk arkadaşımdı. Yeni bir liseye başlayacağım için onlardan ayrılmıştım. Beynimi cırmalayan o ses tekrarlandı: "Liya hadi okul saatin geldi kızım." Yataktan çıkıp lavaboya ilerledim, elimi yüzümü yıkadıktan sonra mutfağa yavaş adımlarla ilerledim. Annem masayı harika bir biçimde donaltmıştı.
Annem iç mimar olduğu için masanın dekorasyonuna bile dikkat ederdi. Babam ise Amerika'da bir holdingi olduğu için orada yaşıyordu.
Kahvaltı ettikten sonra odama ilerledim. Üzerime siyah, kurukafa desenli tişörtümü, altına siyah pantolonumu, üzerimede siyah deri ceketimi giydim. 18 yaşında olduğum için motor sürebiliyordum. Evet, lise sondum ve aniden okul değiştirmiştim. Kaskımı aldım, siyah çantamı sırtıma takıp, Motorcu tarzı olan botlarımı giydim ve annemin yanağına öpücük koyup ,motorumu park ettiğim yere doğru ilerledim.
Motora bindikten beş dakika sonra okuldaydım. Okulun otoparkı, okulun önüne bakıyordu. Hemen boş bir park yeri bulup motorumu park ettim. Motorun çıkardığı o ses yüzünden, galiba dikkatleri üzerime çekmiştim. Kaskımı çıkarttığımda saçımı iki yana sallamam gerekiyordu, yoksa kabarık ve dağınık saçlar ile okula gidecektim.
Neyse ki saçımı iki yana salladım. Okula doğru döndüğümde herkes bana bakıyordu. Hiç aldırış etmeden orada bulunan kısa boylu, sarı saçlı kıza "Müdürün odası nerede?" Diye sordum. O da "Hemen içeri girince karşıdaki oda." Dedi. Yavaş adımlarla müdürün odasına ilerledim. Müdür odasının kapısını çaldıktan sonra içeriye girdim.
Müdür genç bir adamdı. Beni dikkatlice süzerek "Demek meşhur Liya Koç sensin. Bende yeni okul müdürün Kerim Polat." Dedi. Bende soğuk bir ses ile "Memnun oldum , acaba sınıfım nerede? " dedim. O da "12/A, 2. katta, soldan 3. sınıf."dedi. "Teşekkürler." diyip odadan çıktım. 2. kata doğru yavaşça çıkmaya başladım. Sola dönüp 3. sınıfı buldum. Kapı kapalıydı. Kapıyı çalıp içeri girdim. Öğretmen neşeli bir ses ile "Demek yeni güzel kızımız sensin. Bize biraz kendini anlat." Dedi. Çok fazla yapmadığım o hafif gülümsememi yaptım ve söze geçtim. "Ben Liya Koç. 18 yaşındayım. Normalde İstanbulluyum. 5 yaşında ise İzmir'e taşındık. Bukadar."dedim. Ince bir ses ile bende yeni edebiyat öğretmenin, Nermin Kapucu. Bir şeyi merak ettim, isminin anlamı ne?" Dedi. Bende " Sabrın en güzel hali demek." Dedim. O da "Tamam güzelim bak Ayaz'ın yanı boş, oraya oturabilirsin." Dedi. Hemen oturdum. Yarım kollu tişörtünün içindeki harika kol kasları duruyordu.
Yeşil gözleri âdeta sarı saçları ile birlik oluyordu. Elini sarı saçlarının arasında gezdiriyordu. Yoksa benim dikkatimi bir erkek mi çekmişti?
Olabilir yani ama evet, dış görünüş olarak tam bir kötü kız modeli olabilirim ama öyle değildim. Hayatımda kimse ile öpüşmedim, kimse ile sevgili olmamıştım. Evet , 25'e yakın çıkma teklifi aldım ama hiç birini kabul etmedim. Çünkü insanlara güvenim yok. Ucuz insanlara değer veremem. Galiba ben hâlâ ona bakıyordum. Bu yüzden omzuma dokunmuştu. Dokunuşu baştan çıkartıcıydı. Ince ve bıkkın bir ses ile "Dersi ben anlatmıyorum, tahtadaki öğretmen anlatıyor." Dedi. Yanaklarım kızarmıştı. Beyaz bir tenim olduğu için en ufak bir kızarıklık bile belli oluyordu. Ukala bir ses ile "Kızaracak bir şey söylemedim". Dedi. Umursamadım.

SİYAH BEYAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin