"Babam ve annem çok küçük yaşta boşandıkları için sevgiyi hep başkalarında aradım. Hiç mutlu olamadım Zeyno. Sevgiyi insan içinde aramalı biliyorum ama..."
"Bir kez daha çaktırmadan mememi ellemeye çalışırsan ağzına sıçarım Çağrı."
Çağrı yerine sündü. Ege taratoru yerken "Geçenkinden biraz farklı, dereotu yok bunda. Daha iyi olmuş." dedi. Zeyno "Siz de iyi alıştınız he fakir gibi burdan yiyip eve gitmeye. Zengin de böyle böyle zengin oluyor galiba." deyince Ege onu duymamak için kıçını döndü. Bütün okul tayfası aşure gününde olduğu gibi yine bir aradaydı.
"Bütün komikliğimi kaybettim şimdi sadece azgın ve mutsuzum."
Berk önündeki şarabı dikledi. Zeyno'nun içkisine dadanacakken Zeyno ondan önce davranıp tekte içti. Berk kıza sinirlenmişti. Zeyno bir kadeh daha doldururken kendine Önder hocanın söylediği şeylere kulak kabarttı. Önder Derya'ya "Saçlarının doğal halini çok seviyorum. Biliyor musun kızıllar %2'den de azmış. Senin özel olduğun burdan da belli işte." dedi.
"Babam annemi de götten sikten bilgilerle kandırmış biliyor musun Ali? Annene dikkat et bizim aile biraz tehlikeli. Ben de biraz tehlikeliyim."
Ali sinirle kalkıp annesiyle hocasının yanına gidecekken Zeyno onu durdurdu ve kırıtarak "Sana Hürrem Sultan dansı yapayım mı? İster miydin böyle bir şey?" dedi. Çağrı masada kendisinden daha aptalca konuşan birinin varlığıyla şoka girerken Arap Zeyno'yu oturtmaya çalıştı. Berk "Bu kız sana ben de Cemre'ye aşığım. Ali kapama da yolu, yolumuzu bulalım amına kodumun çocuğu." diye haykırdı. Zeyno bu denilenler karşısında yüzü kızardı. Ali "Arkadaşlarım hakkında düzgün konuş. Sadece şaka yaptı Zeyno." dedi kendinden emin bir şekilde. Zeyno utançla yüzünü saklarken Ege gereksiz yere bağırarak "Aşure de nasıl tatlı ya içinde fasulye falan var ama tatlı da yani çok değişik." dedi ve konuyu aniden değiştirdi.
"Ben ilk aşuremi geçen sene yedim. Babam yine böyle mahalle köşelerinde takılan bir kadın bulmuştu. Kadın kuruyemişçiydi. Babam annem hariç her kadına okey galiba."
Cemre gergin havayı almak adına "O kadın bir anda ortadan kaybolduydu değil mi?" dedi. Berk az önce dediğini unutmuş gibi "Yok ya ne ortadan kaybolması, Çağrı kadın gitsin diye kadına ebeveyniymiş gibi davrandı dert falan anlattı. Kaçtı gitti o da. Şöyle bir çocuğum olacağına tahta kapıya kerkinirim diye düşündü zaar." dedi. Herkes biraz olsun rahatlarken Ege, Zeyno'nun hala gerginlikten ince ince titrediğini farketti. Koluna dokundu ve fısıltıyla "Gel benimle." dedi. Ayağa kalktı. Az biraz sonra Zeyno da ayağa kalktı. Arap ikisinin de kalktığını farketse de Zeyno'nun bu masada olmamasının daha iyi olacağına kanaat getirdi ve görmemiş gibi yaptı.
"Bana aşk yüzünden sakın acıma, acınacak hale düşersin."
Ege konuşmadı. Scooter motorunun yanına vardı. Zeyno "O bana Zeyno dedi diye herkese küçüklükten beri Zeyno dedirtiyorum. Oysaki hiç de hoşlanmıyorum biliyor musun?" dedi ve ağlamaya başladı. Ege anlık olarak durdu ve Zeyno'ya döndü. Beceriksiz bir şekilde elleriyle kızın yüzünü avuçladı. Şefkatle içkiyi fazla kaçıran duygusal kız çocuğuna bakıp iç geçirdi. Zeyno'ya "Tamam bugünlük ben sana Zeynep derim. Bugün daha fazla bir şey söyleme bence. Utanıyorsun sonra." dedi. Zeynep kafasını hak verircesine salladı. Ege kaskı önce Zeynep'in sonra da kendisine geçirdi. İlk onu oturttu sonra da kendisi oturdu.
Motoru çalıştırırken Zeynep'in ona sarıldığını ve sırtının hafifçe ıslandığını farketti. Hala ağlıyordu. Zeynep sesini duyurmak adına yüksek sesle "Ona aşık mıyım bilmiyorum. Çevremde birbirine aşık insan görmedim hiç. Kaybetmekten çok korkuyorum sadece. Dünyanın en doğru insanı oymuş gibi geliyor. Söylediğim her şeyden utanıyorum çünkü onun kadar mükemmel değilim." dedi. Ağlamaya devam ediyordu. Daha sıkı sarılıyordu şimdi. Ege dikiz aynasından kızın rüzgarda uçuşan saçlarına baktı. Serin bir akşam kadar tatlı geliyordu.
"O kadar mükemmel değil de dengin birini bulmalısın belki de."
"Olmaz, ben kendimi çok üzüyorum dengim de benim kendimi üzdüğüm gibi üzer beni."
Ege gülümsedi. Demesi gerekiyor muydu bilinmez ama "O mükemmel insan da üzüyor seni." dedi. Sahil şeridine doğru ilerlerken Zeynep bir anda "Durdurur musun?" dedi. Ege "Alındıysan özür dilerim ama gerçekleri söylüyorum." dedi. Zeynep "Hayır alınmadım lütfen durdurur musun?" dedi. Ege sahilin kenarında durdurdu motorsikletini. Zeyno aniden kafasında kaskı çıkardı ve hızla çöp kutusuna doğru ilerledi ama beceremedi. Bisiklet yoluna doğru kustu. Bisiklet süren çocuklardan biri "Bu ülkede bisiklete ve bisikletçiye verilen değer de bu işte." dedi. Ege çocuğa dönüp "Sana da, bisiklete de, bisikletçiye verilen değeri de üst üste koyarım. Kaybol lan burdan." diye bağırdı. Çocuk hızla uzaklaştı.
"Havuç tarator yemişim Ege. Şuna bak."
"Evet güzelim havuç tarator yemişsin. Kusmuğuna dokunma istersen daha fazla gel buraya."
Ege, Zeynep'i her şeye rağmen banka oturturken "Neden içtin kızım bu kadar? Boklu Ali'yi bu kadar mı seviyorsun? Daha yaşın kaç başın kaç?" dedi. Zeynep neden içtiğini hatırlayınca daha da ağlamamak adına ağzını tuttu. Ege su almak için bakkala gidecekken ise diğer eliyle oturduğu yerden onu durdurdu. Ağlamasını hala daha kontrol edemiyordu ama güç bela "Annemi Bilal abi ile konuşurken duydum." dedi. Ege "Neyi duydun?" dediğinde Zeynep 1 dakika işareti yaptı eliyle. Nefeslendi.
"Bilal abi Kenan amcadan aldığı paralarla kaçmaktan bahsediyordu. Annem de her şeyi bırakıp kaçacakmış. Beni de bırakıp yani. Kenan amca ya Çağrı ya da Ege ikisinden birine atarız suçu ama Çağrı'ya Önder'den dolayı dokunamam demiş. Yani sen... Sana atacaklarmış suçu. Bilal abi de, Annem de, Kenan amca da en kolay yol bunu bulmuş."
"Arkamda kimse durmaz bana üzülmezler diye mi?"
"Evet, öyle bir şeyler dediler. Ailesi bilmez bile dediler."
Ege, dönüp Zeynep'in yanına oturdu. Zeynep "Üzülme annem de beni düşünüp bir an olsun kızım var diyemedi. Bilal abi mi katil bilmiyorum ama bir şeyler biliyor. Susması için verilen parayla da kaçacaklar. Benim de arkamda kimse durmuyor yani." dedi. Ege bir müddet hiçbir şey diyemedi. Zeynep üstü kusmuk olmasa ona sarılabilirdi. İçkinin verdiği duygusallıkla hareket ediyordu belki ama acıma değildi duyumsadığı o şey. Denklikti. Bir müddet dalgaları ve denizleri izledi ikisi. Zeynep'in saçları Ege'nin omzuna vuruyordu. Kızın kısık kısık iç çektiğini duyuyordu sadece. Ege "Sana su getireyim böyle durma temizleyelim en azından." diyebildi. Ağlamıyordu ama düşünceli olduğu belliydi. Arkasını dönmüş giderken Zeynep ayağa kalktı, onu bir kez daha durdurdu ve "Bana bu geceyi unutturacak bir şey var mı elinde?" dedi. Ege ona yüksek etkili bir şey vermenin onda ne tür bir etki bırakabileceğini bilmiyordu ama unutacaksa hapı aldığını da unuturdu.
"Lütfen, bana bu geceyi bana hissettirdiklerini unuttur. Ne istersen yaparım."
Ege buruk bir gülümsemeyle kızın elini tuttuğu eliyle yüzüne dokundu ve "Halledeceğim ama gün geldiğinde bu günü hatırlatmak için yine yanında olacağım." dedikten sonra onu banka oturttu. Bakkala doğru gitti. Su, ıslak mendil ve kuru mendil aldı. Geri döndüğünde Zeynep hala dalgaları izliyordu. Siyah saçları da hırçın dalgalar gibi savruluyordu. Cebinden hapı çıkardı. Tereddüt ederek Zeynep'e uzattı. Zeynep sorgulamadan ağzına atıp yutarken Ege kızın söylediklerini düşünmemek adına kızın üstünü temizliyordu. Zeynep'i o gece Arapların evine bıraktı. Arap'a da Zeynep'in ilk defa hap aldığını ve kendisinin peşinden de hap almak istediği için geldiğini söyledi. Zaten Arap da bir garip olduğundan çok sorgulayamadı. Sadece hap muhabbetine çok sinirlendiğini ama sonrasında aklına başka bir şey gelmişçesine sakinleştiğini anımsıyordu.
Ege Zeynep'i taksiyle bıraktıktan sonra scooterını almak adına tekrardan taksiyle sahile geri döndü. Sadece yorgun bir sesle "Bir gün sana bu geceyi hatırlatacağım için çok özür dilerim." diyebildi.
HOhhhohohohohooh hiç komik bölüm değildi zaten hayatım da yarrağım gibi hadi okuyun bakemm. bütün bölümü rüzgar şarkısıyla dinledim. motor sahnesinde o şarkı varmış gibi bir daha okusanıza güzel oluyor
![](https://img.wattpad.com/cover/315505847-288-k368592.jpg)