1. Bölüm - "Bu utangaçlık hissi ne zaman biterdi bilmiyordum ama sanki asırlar boyu sürer gibiydi."
Yeşil kulaklığımı elime aldım ve tekini kulağıma takıp kalemimi elime aldım. Defterimin kapağını kaldırıp boş bir sayfa açtım ve gözlerimi gökyüzüne çevirdim. Çizim yapmaya bayılıyordum. Çocukluktan beri büyük bir yeteneğim vardı ve ruhumu dinlendirme yöntemimdi.
Bugün nasıl hissediyordum?
Tuhaf. Sadece tuhaf hissediyordum. Sanki sıradan günlerden değilmiş gibi. Nedenini bilmeden. Garip hislerimi geçirip, kafamı
dağıtmak istiyordum. Dolaba ilerleyip birkaç şişe içki aldım ve balkona oturdum. Normalde içki içen birisi değildim-ki azcık bile içsem bana fena etki eder fazla sarhoş ederdi- iki yılda bir belki içerdim. Sadece bugün dinlenmek istemiştim.İçki içtikten yarım saat sonra oturdum ve herhangi bir şey düşünmeyi bırakıp hislerimle beraber ne çizeceğime karar vermek için gözlerimi kapattım. Şarkının melodisine odaklanıp kafamda bir çizim yaratmaya çalıştım. Yüksek bir sesle sıçradığımda gözlerimi açtım ve kulaklığımı çıkardım.
"Ne oluyor?" Kaşlarımı çattım. Aynı sesin daha yükseği yankılandığında ayağa kalktım ve hafif sarsak adımlarla salona girdim. İçkiyi biraz fazla kaçırmıştım sanırım. Sese anlam veremiyordum ya da tanımlayamıyordum. Eşya düşme sesi? Biri mi taşınıyordu? Omuz silkip balkona zar zor geri girdim, yerime oturup kulaklığımı ve kalemi nerede olduklarını zorlukla da olsa bulup tekrar elime aldım. Kafamda bir çizim kurmuşken ve kağıda geçirmeye başlayacakken elimi kaldırmamla beraber üçüncü sesi duymam bir oldu. Kalemi sertçe yere bırakıp kulaklığımı masaya fırlattım ve tutunarak kalkıp kapıya ilerledim.
Kapıyı açıp terliklerimi giyerken gözlerim karşımdaki dairenin kapısına takıldı. Kaşlarımı çatıp gözlerimi kısarak birkaç yamuk yumuk adım attım sonra daha da yaklaşıp kapının önünde durdum. Kapının yanında yazan isme şaşkınlıkla göz gezdirdim. Kayra Yalçın?
Bu dairede apartmanda sevdiğim sayılı kişilerden en başta gelen Sultan Teyze oturuyordu aynı zamanda apartmanın sahibiydi. Yani, sanırım düne kadar... Apartmana ilk geldiğimde bana çok yardımı dokunmuştu ve ne zaman güzel bir yemek yapsa önce bana getirir sonra kendi yerdi. O kadar iyi anlaşıyorken birden haber bile vermeden taşınması çok garipti. Gelen sesler ve Sultan Teyzenin birden habersiz taşınmasıyla birde içkili kafamla aklıma farklı farklı düşünceler gelirken önümdeki kapının aniden açılmasıyla sıçrayıp geriye tökezlediğimde benim yaşlarımda bir çocuk bana yaklaştı ve hızla kolumu tuttu. Kısa bir süre bakıştığımızda kollarımı çekip geri adım attım. Oda kollarını kaldırıp geri çekildi.
Kaşlarımı çatıp tanımadığım çocuğa zorlukla göz gezdirdim. Oldukça uzun boyluydu, kumraldı ve ela gözleri vardı. Gerçekten çok hoş yüz hatları vardı. Ve tabii ki ilgileneceğim şey bunlar değildi. Ne için geldiğimi hatırlayıp duruşumu dikleştirdim.
"İyi misin?" Dediğinde bir süre daha göz gezdirdim.
"Sen kimsin?" Dedim aniden çatallaşmış sesimle. Biraz afallamış gözükse de hafif gülümseyerek dudaklarını araladı.
"Aslında benim sormam gerekir. 15 dakikadır kapımın önünde dikilen sensin" Dudakları kıvrıldı. Delikten izlemiş miydi? Kesin sapıktı bu çocuk. Sultan Teyzeye bir şey mi yapmıştı? Tipi de uyuyordu birde.
"Sultan Teyze nerede ve kimsin?" Kaşlarımı çattığımda komik görünmüş olmalıydım ki gözlerini devirip gülümseyerek geri çekildi.
"Pek ayakta durabilecek gibi görünmüyorsun. İçeri geç öyle anlatayım istersen hem yeni komşum sensen" Gözleri kapımın yanındaki ismime kaydı. "tanışmış oluruz, Işıl" Adımı söylemesinden etkilenmiş gibi hissetmem normal miydi bilmiyordum. Bunları düşünmemem gerektiğinin farkına bir kez daha vardım. Birde içeri davet ediyordu! Birde ben içkiliyken! Sapıktı kesin. Ama oldukça çekici bir sapık.. Tabii çekici diye ve içkiliyim diye beni kandıramazdı! Sultan Teyzeye ne yapmıştı?