4.Bölüm

49.6K 555 93
                                    

''O çocuk...'' dedim ve koşar adımlarla merdivenlerden atlaya atlaya kapıya ulaştım. Elçin'in 'Hangi çocuk?' diyerek bağırmasına aldırmadan kapıyı çarptım ve çıplak ayak ve pijamalarla sokağa boş gözlerle baktım.

Kimse yoktu. Sokak bomboştu.

Esen rüzgarın topuz saçlarımı dağıtması kadar saçmaydı gördüklerim.Çakan her şimşekte , gürleyen her bir gök gürültüsünde yerimden sıçrıyordum , korkuyordum ,üşüyordum.

Elimi ıslak saçlarıma daldırdım ve imkanı oldukça geriye doğru attım.

Şaşkınlığımla çevreme bakınmaya başladım. Demin buradaydı , bir anda nereye kaybolabilirdi? Bu imkansızdı. Yağan yağmuru umursamadan yürümeye başladım.

Her bakışımda , tekrar yenilgiye uğruyor gibi hissediyordum. İlk defa bu denli şaşırıyordum galiba.

Sonunda pes edip eve tekrar geri döndüm ve içeri girdim. Oysa ki onu gördüğüme emindim.Elçin koşarak yanıma geldi:

''Dicle , ne oldu kim o çocuk?'' dedi.

''Çocuk falan yok..'' dedim ve merdivenlerden çıkmaya başladım. Kafayı yemeye falan başladım. Üzerimi hızla değiştirdim ve saçlarımı kurulayıp aşağıya tekrardan indim.

Elçin koşarak yanıma geldi ve:

''Ne biliyorsan anlat Dicle , korkmaya başlıyorum.'' dedi tedirgince bana bakarak. Koltuğa oturdum ve konuşmaya başladım.

''Elçin , eski yattıklarımdan birine benzettim sanırım.'' diyerek geçiştirdim. Beni tecavüzcü bir grup piçten kurtaran çocuk diyemezdim şuan ona.

''Bu dediğine inanmıyorum , ama irdelemeyeceğim. Zamanı gelince anlatırsın.'' dedi. Gülümsedim ve salonun içinde telefonumu aradım. Kitaplığın yanındaki koltukta olduğunu görünce ayaklandım ve telefonu alıp her ne kadar küs olsak da Oktay'ı aradım.

''Kimi arıyorsun?'' dedi Elçin.

''Oktay.'' dedim kısaca.

''Eğer şüphelendiğin bir durum varsa Oktay'a söyle Dicle. Bana en ufak bir durumda beni haberdar ediyorsunuz demişti.'' dedi.

''Buna gerek olduğunu sanmıyorum , dediğim gibi eski yattıklarımdan falandır.'' dedim umursamaz görünmeye çalışarak. İçten içe merak ediyordum onun çevremde ne aradığını. Kafasını tamam anlamında salladı ve koltuğa uzandı. Rehbere girip Oktay'ın numarasını bulduktan sonra aradım ve telefonu kulağıma doğru götürdüm. Telefon meşgule alındığında kaşlarımı çatarak telefona baktım. İki eli kanda olsun , yine de cevap verirdi.

Tekrardan aramaya başladığımda tekrardan telefon meşgul çalınca:

''İlginç..'' dedim kaşlarımı çatarak.

''Ne dedin?'' dedi Elçin tek kaşını kaldırarak.

''Oktay. 2 kere aramama rağmen açmadıysa bu , bu oldukça ilginç.'' dediğimde tek yaptığı şey omuz silkmek oldu.

Sabah

Sabaha kadar pencereden dışarıya bakmanın yorgunluğuyla kapanmak için beni zorlayan göz kapaklarıma istediklerini vermedim. Banyoya girdim ve morarmış göz altlarımda ve uykusuzluktan meydana gelen göz torbalarında ellerimi gezdirdim. Yüzümü yıkadım ve odama doğru yol aldım.

Dolaptan fileli çorabımı çıkardım ve üniformalarımla beraber hepsini üzerime geçirip gömleğin birkaç düğmesini açık bırakarak göğüslerimin daha belirgin gözükmesini sağladım ve makyaj masasına oturdum. Göz altlarım için fondoten ve dudaklarım için kırmızı rujumu sürdüm. Saçlarımı tarakla taradıktan sonra salık bıraktım ve çantamı sırtıma takıp aşağı indim. Gözlerim Elçin'i aradığında mutfakta olduğunu gördüm ve:

Sevgi ve İntikam Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin