Apo, elinden silahlı bir şekilde insanları korkutan adamın yanına ilerledi, yavaş bir şekilde. Mile ise, Apo'nun hareketi ile adım atıyordu. Adam, kendisine doğru yürüyen Apo'yu fark ettiğinde, elinde ki silahı da fark etmiş olmalıydı ki, elinde ki silahı ona tutarak bağırarak konuşmaya başladı,
''Sizi özel ajanlar gönderdi değil mi?''
Apo, duyduğu ilk cümleyle şaşkınlığa uğradı, normalde 'elinde ki silahı at, olduğun yerde dur.' gibi cümleler duyması gerekiyordu. Adama dikkatlice baktığında, suratında ki ağır yüz tikini fark etti. Öylesine bir kaçırma olmadığını anlamıştı. Apo, kendisinden cevap bekleyen adama seslendi,
''Hayır, ben sadece yemek yemeye gelmiştim. Tehlikeli bir durum yok.''
Adam, sağ elinde ki silahı kafasına götürerek titrek hareketlerle düşünmeye başladı. Apo kendisine inanmasını dilediği sırada Mile'nin bir anda ona doğru baktığını ve silahını atmasını söylediğini gördü. Karşısında ki adamın kafası yerinde olmadığı gayet belli oluyordu ve onun karşısında silahsız çıkmak istemiyordu. Kafasını olumsuz anlamda sallayarak, adama bakıp ayağa kalktığı sırada, bir silah sesi daha patladı ve bağıran adamın sesi restoranda yankılandı,
''Sana ayağa kalkmanı söylemedim. Orada dur.''
Apo yavaşça kafasını sallayarak adamın emrine itaat etti ve olduğu yere çöktü. Adam restoranın cam kısmına doğru ilerleyerek bağırmaya başladı,
''Ben yüksek yetkili ile görüşmeden kimse buradan çıkamaz.''
Apo, adamın kimden bahsettiğini gerçekten anlamıyordu. Restoranda on beş kişiden fazla insan rehine olarak tutuluyordu, her hangi bir yanlışında adamı vurmaya hazırlıklı olmalıydı diye içinden geçirirken, yanına gelen Mile'yi gördü. Apo, Mile'nin yanına gelmesi ile sessizce fısıldadı,
''Umarım üstün insan davranış bilimin ile bu durumu anladığını söylersin."
Mile, Apo'nun dediği ile adama daha da uzun bakmaya başladı. Suratında ki ağır hareketler, titreten eller ve sürekli yanında biri varmış gibi boş tarafa bakarak fısıldadığını gördü. Tahmin ettiklerini, Apo'ya dönerek konuştu,
''Adamda, tardiv diskenzi var, nasıl durduğuna baksana. Anti-psikoz ilaçların uzun süre kullanımı ile ortaya çıkar. Anlayacağın burada ki tüm insanlar normal bir rehine vakasından çok daha tehlikeli durumda.''
Apo adamın cümlesi ile kafasını salladı, silahının namlusunu adama tamamen doğrulttuğunda Mile, Apo'nun eline vurarak,
''Ona tehdit edecek hiçbir şey yapma. Ne dediğini duymadın mı? 'Yüksek yetkili ile görüşmeden kimse buradan çıkamaz.' Tardiv diskenzi olan insanlar, hükümetten mesaj aldıklarına inanırlar ya da tanrılardan belki de uzaylılardan.''
Apo, duydukları ile cidden elinde silahlı bir şekilde gezen adamın deli olduğuna inanmıştı. Mile'ye dönerek konuştu,
''Ne yapmamızı öneriyorsun peki? Buradan herhangi bir rehineye bir şey olma durumunda kafasına sıkacağımı bilesin.''
Apo'nun cümlesi ile Mile derince bir iç çekerek,
''Adamın oyununa göre oynayacağız, başka çare yok. Sende sakin olmalısın, yapacağın her hareket burada bir karmaşa çıkarıp insanların canlarından olmasına sebep olabilir.''
Apo kafa sallayarak onay verdiği Mile'ye dönüp ne yapacaklarını soracağı sırada adamın bağırdığını duydu,
''Bana kim olduğunuzu söyleyin, sizi beni öldürmek için mi gönderdiler?''

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESRARENGİZ [MİLEAPO]
Roman d'amourApo sinirle karşısında ki adama bağırarak konuştu, ''Ben senin karşında ciddi duruyorsam, sende ciddi olacaksın. Ben saygı ile konuşuyorsam, sende öyle olacaksın. Eğer olmaz-'' Cümlesini sona erdireceği sırada karşısında ki adam fark etmeden kırıştı...