Mafya'nın Küçük Orospusu

KAÇMANIN CEZASI

"Sana yemek veriyim mi ister misin?" dedim hızlıca

kız yavaşça başını salladı. Ona tepside duran ve köfte gibi görünen yemeği verdim iki tanesini de ben ağzıma attım. Biraz süre geçtikten sonra kız :

"B-b-be Beliz diyebildi senden önce bu odada ben kalıyordum. Kaçmak için elimden geleni yaptım ama nafile. Babam beni sokağın ortasında öldüresiye döverken beni Hamdi Bey kurtardı beni evine götürmeyi teklif etti ben de iyi biri olduğunu düşünüp ona kandım. upuzun bir limuzini vardı biner binmez ellerim bağlandı ve gözüme de göz bandı geçirildi. Uzun süre sonra Bu Malikanenin önünde durdu limuzin. Korumalar beni dışarıya çıkarttı ve evden içeri soktu o sırada Azad Bey ile karşılaştım çok yakışıklıydı aşık olmuştum. Biraz sonra beni bu odaya kapattılar. Yemek ve su verdiler ama ben bunu istemiyordum ben özgürlük istiyordum bu yüzden tabloların içine baktım. Kapıyı yumrukladım kısacası elimden gelen her şeyi yaptım çıkamıyordum burası benim için bir cehennemdi. Bir kaç gün sonra içeriye bir adam girdi adam hazırlanmam gerektiğini çünkü Azad Beyin huzuruna çıkacağımı söyledi. İçeriye sayısız kıyafet ve makyaj malzemesi getirdi. Süslendim püslendim sonra korumalar beni en üst kata çıkardı. Koskocaman bir kapıdan içeriye girdim oda çok büyük ve ihtişamlıydı. Yatağına en az on kişi sığardı. Bunlar aklımdan geçerken Azad Bey içeriye girdi. Ardından yaşanan yaşandı onunla birlikte olmuştum o uyurken yataktan kalktım ve Azad Beyin odasındaki çekmecelerin içine baktım içinde küçük ama epey kesici bir bıçak buldum ve kıyafetimin içine attım. Sonra yakalanmamak için tekrar yatağa yatıp uykuya daldım." dedi ve cebinden bahsettiği bıçağı çıkardı.

"Peki seni bu hale getiren ne?" diye sordum hem merak ve korku içerisinde

"Azad Bey ile rızam dışında birlikte olduktan sonra tekrar bu odaya getirildim. Sonra Azad Bey beni sıklıkla ziyaret etmeye başladı her çıkışında kapıyı kapatıp kilitliyordu. Lakin bir çıkışında unutmuş olacak ki kapıyı açık bıraktı en azından ben öyle sanıyordum. Yavaşça akıyı açıp sessiz sessiz arkadaki hole doğru ilerlemeye başladım hol tablolarla doluydu ve holün ortasında cam bir vitrinin içinde mücevherler ile kaplı bir hançer vardı" Bunu dediği an benim kaçmaya çalıştığım hol olduğunu anladım. "Ama o bunu planlamıştı kaçmamı görmek istiyordu. Tam holdeki kapıdan çıkacakken korumalar beni yakaladı ve bayılttı beklediğim gibi bu lanet olası odada uyanmak yerine alt katlardan biri olduğunu tahmin ettiğim bir yerde uyandım ama serbest değildim bir sandalyeye bağlanmıştım. Uyandığımı gören Azad Bey beni uyardığını söyledi ve beni çözdü ayağa kalktım arkama baktığımda bir havuz gördüm ama bu havuz su yerine yılanlarla doluydu. Bunu görür görmez ters yöne koşmayı denedim ama Azad Bey beni tuttu ve havuza fırlattı orada zaman kavramımı yitirdim belki bir saat kaldım belki de bin yıl sonra da yanına getirildim."

"Buradan kaçacağız hem de birlikte" dedim büyük bir cesaret ve özgüvenle.

"Benim için umut yok artık sadece sen varsın mühim olan senin kaçıp kurtulman. Bana bir söz ver eğer kaçarsan Azad Beyin işini bitireceksin." dedi sesindeki umutsuzluktan her şey anlaşılıyordu.

"Söz veriyorum" dedim umutsuzca 

O kendinden umudunu yitirmiş olabilir ama ben ondan yana olan umudumu yitirmemiştim. Belki Azad Bey Beliz'i buraya atarak beni korkutabileceğini düşünmüştü ama bu beni korkutmaktan çok hem umutlandırmış hem de beni bekleyen için hazırlamıştı .