Odaya bir göz gezdirdim duvarlarda Rönesans tabloları vardı, vardı var olmasına ama tablolarda delikler vardı üstüne ne çizildiği bile gözükmüyordu. Tabloların üstünde ne olduğunu çözmeye çalışırken kapı aralandı. İçeriye "Bay Kemik Kasabı" geldi elleri kesilmişti demek beni bayıltan oydu bunu aklımda bulundurmam iyi olacaktı. Elinde bir tepsi yemek vardı. Yemeği sakince yere koydu.
"Eee şimdi nasılsın" diye sordu.
"Bununla ilgilendiğini düşünmüyorum" diye cevap verdim.
"Merak etme öldürülmeyeceksin... uslu bir kız olduğun sürece tabii."
"Uslu bir kız mı? Ne diyorsun sen."
"Ah neyse ben çıkıyorum."
"Bekle lütfen bekle Bay Kemik Kasabı." diye yalvardım ona .
"Bana sakın bir daha Bay Kemik Kasabı deme." dedi.
Bunu söylerken bile ne kadar yakışıklı olduğunu düşünmeden duramıyordum bunu düşünmemem lazımdı o bir pislikti.
"BURAYA BENDEN ÖNCE KİMİ KOYDUN." diye bağırdım.
"Ah o konu ben de o yüzden gelmiştim." dedi ve dışardaki korumaları olduğunu düşündüğüm insanlara "Getirin" diye bağırdı.
Korumalar içeriye çok güzel ama artık çelimsiz görünen bir kız attı. Ardından korumalar ve "Bay Kemik Kasabı" yani ona Azad olarak seslenmemi isteyen yaratık odadan çıktı. Kadın bitkindi tepside gelen suyun birazını ona verdim ve gerisini ben içtim dayak yediği katidi (Kesindi).
"Sen kimsin, ne oldu sana, ismin ne" gibi bir çok soru sordum.
Ardından cılız bir ses "Beliz" diyebildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya'nın Küçük Orospusu
RomanceAnnesini ve abisini daha 17 yaşında kaybeden Rojda'nın babasının kumarda kaybedince Rojda'yı bir mafyaya kaybetmesini konu alan bir birinden heyecanlı ve beklenmedik olayları anlatan bir başyapıt.