MEKTUP

376 9 4
                                    

" Sammy, hadi artık masaya gel!"

Sammy iri mavi gözlerini kocaman açtı, eşsiz yahni kokusuyla ayaklarını merdivene vura vura aşağıya indi.

İnerken " Yahniiiiii!" diye bağırıyor, deli gibi etrafta dönüyordu. Çoktan hazırlanmış masayı görünce, karnına bir davulmul gibi hızlıca vurmaya başladı ve yahniye adeta saldırdı.

Size birşey söylemek gerekirse, Sammy on altı yaşındaydı.

Molly Margaret büyük abisinin bu çocukça davranışlarından sıkılmıştı. O, çatıdaki pencerenin üzerinde tek başına oturup sessizce kitap okumayı tercih ederdi.

" Salata ister miydin Molly?" diye sordu Mrs Margaret. Molly, isminden nefret ederdi. 1800'lerden kalma bir bezbebeğin ismi gibiydi.

Molly sessizce başını iki yana salladı. Salata sevmezdi. Hem şu anda başka birşey bekliyordu, kendisine gelecek olan bir mektubu.

Sıradan bir mektup değildi bu, onun hayatının fırsatıydı. Hogwarts kabul mektubu...

Kendisinin bir büyücü olduğunu biliyordu, ona annesi söylemişti. Fakat, ne annesi, ne de babası bir büyücüydü. Sadece üç kardeş büyücüydü- Molly, Haley ve Daniel. Diğer iki kardeş te normallerdi- Sammy ve Greg.

Greg Sammy'den bir yaş daha büyüktü, büyücü olmayı herşeyden daha çok istiyordu. Her zaman üç kardeşini kıskanır, onlarla pek konuşmazdı.

Hogwarts'ta dördüncü sınıfta olan Haley, Greg'e her zaman bir büyücü olmanın o kadar da kolay olmadığını anlatırdı. Oysa Greg dinlemezdi.

" Of çok sessizsin!" diye yakındı Daniel ikiz kız kardeşinden. " Konuşmazsan pastanı ben yiyeceğim."

Molly onu görmezden geldi, hâlâ bir baykuşun getireceği o mektubu atamıyordu kafasından.

" Dan, tuzu versene." dedi Mr Margaret. Mr Margaret, ailenin diğer erkek üyeleri gibi soyadının bir kız ismi olmasından hoşnut değildi. Herkesin yanına gelip: Margaret kız ismi değil miydi? diye sormasından artık sıkılmıştı.

Daniel tuzu Mr Margaret'a verdi, o da tuzu kabaca yahnisine boşalttı. Ne israf...

" Mektuplar hâlâ gelmedi mi?" diye sordu Mr Margaret ağzına büyükçe bir tavşan yahnisi tıkarak. Haley başını iki yana sallayınca kumral-kızıl saçları önüne düştü.

Öğlen yemeğinden sonra Molly odasına çıktı, kendisini yatağına attı. Bir süre kafasını açık mavi tavana dikti, hayal gücüyle o açık mavi, gökyüzüne dönüştü. Gökyüzünde ona doğru uçan küçük, kahverengi bir noktacık gördü. Ağzında kırmızı bir mühür vardı, üzerinde de o tanıdık arma vardı...

O hayali yakında gerçek olacaktı-her an olabilirdi. Sonunda on bir yaşına basmıştı, o da ablası Haley gibi olabilecekti.

Dolabından birkaç kitap aldı-bu kitaplar ablasının ona verdiği sihirli kitaplardı. İçlerinden Hogwarts: Bir Tarih adlı kitabı seçti ve yatağına koydu. Kitap kalın bir ciltten oluşuyordu, bin sayfa falan olmalıydı. Eski, ince sayfaları kırılacak gibi duruyorlardı, tüm hayatın yorgunluğuyla yıpranmış, kurumuşlardı.

Molly kitabın henüz yedinci sayfasına gelmişti ki, Daniel birden kız kardeşini iteklemeye başladı.

" Geldi! Mektup geldi! Gerçekten geldi Molly!" dedi onu kolundan çekiştirirken. Margaret birden buzla banyo yapmış gibi hissetti.

" G-Geldiler mi?" dedi kız, titreyerek. Daniel onu daha da çekiştirdi. " Evet! Çabuk! Baykuş geldi!"

Molly elinde olmadan kaç gündür ilk defa sırıttı, son sürat aşağıya uçtu. Oradaydı işte, tıpkı hayal ettiği gibiydi. İncecik, sarımtırak bir zarfın içine mühürlenmiş mektup.

Molly zarfı titreyen ellerle açtı, içindekileri solğunu tutarak okudu.

Sayın Molly Margeret, Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu'nda yerinizin ayrılmış olduğunu size bildirmekten mutluluk duymaktayız.

Molly bu cümleyi birkaç kez okudu, gerisine bakmadı bile. Ellerinde bir doğukluk hissetti, sonunda gidiyordu, senelerdir hayalini kurduğu Hogwarts'a gidiyordu!

Birden ne yaptığını bilemeyip zarfı havaya fırlattı ve çığlıklar atarak dans etmeye başladı. Daniel da ona katıldı, Greg ise kıskançlıkla ve tiksintiyle bir bakış attı. Molly ise artık hiçbir şeyi dert etmiyordu, tek düşündüğü okuldu.

Voldemort'u - evet artık ismini rahatça söylüyorlardı- yok eden Harry Potter, orada okumuştu, oğulları ve kızı da şu anda orada okuyorlardı. Öyle olmalıydı...

Rüzgâr zalimce pencerelere vururken bile, evde bir huzur vardı.

Hogwarts kapılarını Molly'ye açmıştı...

HARRY POTTER FANFICTION- Gerçekler YüzüğüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin