GERÇEKLER YÜZÜĞÜ

71 5 0
                                    

" Gerçekler Yüzüğü mü? O şey de ne?"

Kahvaltı, Peter Hopkins'in baykuşunun birden masaya çakılmasıyla beraber tuhaftı zaten, şimdi de bu tuhaf yüzük işi vardı.

" Şşt!" diye uyardı Molly Daniel'ı. " Herkes duyacak."

Daniel salamlara saldırdı, sonra tekrar ablalarına döndü. " O şey de neyin nesi?" diye sordu biraz daha sessiz bir biçimde.

Molly gözlerini devirdi. " Biz de biliyor olsaydık iki saat konuşmazdık, Dan." dedi.

Yarım saat sonra Eila'yı tekrar bulmaya karar verdi Molly. Bahçeye çıktı, önceki gün onu gördüğü yerde bekledi. Kısa bir süre sonra kavak ağacının arkasından çıkageldi.

Molly solgun bşr yüzle ayağa kalktı. " Şey, merhaba Eila. Nasılsın?" diye sordu panikleyerek. Nasılsın sorusunu bir hayalete sormak Molly'ye biraz tuhaf geldi. Eila omuz silkti. " İyi. Fred nasıl?" Molly parmaklarını esnetti. " Daha iyi."

Bir süre sessizlik hâkim oldu. Sessizliği ilk bozan Molly oldu.

" Şey, dün Gerçekler Yüzüğü gibi bir şeyler söyledin. Ama sesin sana ait değil gibiydi. Ne olduğunu biliyor musun?" diye sordu. Eila biçimli kaşlarını çattı. " Gerçekler Yüzüğü mü? Bilmem. Onu benim söylediğimden emin misin?" dedi. Molly kafasını evet manasında salladı.
Eila yine omuz silkti. " Hiç bilmiyorum, Molly. Profesör McGonagall'a sorabilirsin, o belki bilir. Üzgünüm ama ben sana yardımcı olamam." dedi. Molly başını onaylarcasına eğdi. " Yine de teşekkürler." dedi ve uzaklaştı.

Bunu Profesör McGonagall'a söylemeyi düşünmüyordu, biraz kütüphaneyi karıştırsa daha iyi olurdu sanki.

Birden arkasından gelen bir sesle irkildi.

" Yüzüğün ne olduğunu biliyorum." dedi. Molly arkasına baktığında, sıska, uzun boylu, bir kız gördü. Düz, kuzguni saçları dizlerine kadar uzanıyordu ve gri-yeşil gözleri, tehdit edici bakışlarıla insanı felip geçiyordu. Solgun yüzünün beyazı ile saçlarının karalığı mğthiş bir tezat oluşturuyordu, kıyafetleri ona küçük geldiğinden ve dağınık olduğundan bir Hogwarts hayaletine benziyordu.

Molly uzaklaşmak istedi ama bacakları yere sabitlenmişti sanki, kımıldayamıyordu. Karşısındaki, Gemma Mazucco'nun ta kendisiydi.

Kız çantasından bir şişe çıkarttı. İçi, ne sıvı ne gaz, gümüşi bir şey ile doluydu. Şişeyi ona verince Molly kendisine bomba verilmiş gibi hissetti. " Bunu üncü kattaki terk edilmiş sınıfta duran Düşünseli'ne dök. Artık ihtiyacım yok." dedi ve hızlıca koştu.

Haley'e bunu anlattıktan sonra kız, " At onu! Sskın dediğini yapma!" diye cikledi. Molly ablasına ilk kez karşı çıktı. " Onun kötü birisi olduğuna inanmıyorum." dedi. Haley kocaman gri gözlerle ona baktı. " O birisini öldürdü, Molly! Daha ne kadar kötü olsun!"

Molly onu kavrayan ellerden kurtuldu ve üçüncü kata çıktı. Gemma kesinlikle o yüzük haakkında bir şeyler bildiği için anılarını ona vermişti. Daha önce hiç Düşünseli kullanmamıştı, ancak ne olduğunu az çok biliyordu.

Terk edilmiş sınıf, yaklaşık yirmi sene önce yakılmıştı, oraya artık kullanılmayan, kayıp eşyaları koyuyorlardı.

Molly küf kokan sınıfın tam ortasında Düşünseli'ni gördü. Karanlıkta parlıyordu, buhar gibi bir şey saçıyordu. Molly elindeki şişeyi çanapın içine döktü. Kafasını biraz aşağıya eğdi, biraz daha...

HARRY POTTER FANFICTION- Gerçekler YüzüğüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin