heptadeka

3.9K 478 270
                                    


iyi okumalar (ノ◕ヮ◕)ノ*.✧

Herkes eve dağıldıktan sonra biz de yine ortalığı toparladık ve yorgun bir şekilde odalara dağıldık. Ne kadar yorgun olursak olalım Tae rutin alışkanlığımızı yerine getirmek istediğinden pencerenin önüne yerimizi kurduk ve kulaklığı alıp yan yana oturduk.

Üzerinde bir durgunluk hissettiğim Tae hiç konuşmadan gökyüzünü izliyordu ve ben bu sessiz halinin her zamanki hali olduğunu düşünsem de farklı bir şeyler olduğunu sezebiliyordum.

"Neyin var?" dedim kısık bir ses tonu ile. Sanki sesimi azcık yükseltsem irkilip ağlamaya başlayacak gibiydi.

"Kehaneti düşünüyordum." dedi bana dönmeden. Gözleri hala parlak yıldızlarda oyalanıyordu.

"Boş bir kehanet değil, değil mi? Gerçekten işimize yarayacak?"

"Evet," dedim kendimden emin bir şekilde.

"İçimden bir ses bunun cidden bize yardımcı olabileceğini söylüyor ama zaten kadın da normal biri gibi değildi. Bizi kandırdığını sanmıyorum."

"Peki ya son cümle?"

"Anlamadım?" dedim son cümle ile ilgili ne demek istediğini anlamayarak.

"Eğer tüm cümlelerin bir anlamı varsa son cümleden nasıl bir anlam çıkarabiliriz? Birimize bir şey mi olacak? Ya da sizden birine zarar mı gelecek? Bu düşünce beni korkutuyor." dedi bana sokularak. Gözleri dolmuştu yine hassaslığı yüzünden. Diğerleri çok ciddiye almamışlardı son cümlenin ne anlama gelebileceğini ama anlaşılan Tae oldukça dert edinmişti bunu.

"Sizden birine bir şey olursa buna nasıl dayanırım bilmiyorum. Ya benim yüzümden olursa? Benim yüzümden birinize zarar gelirse..."

Gözyaşları akmaya başlayıp bedeni hafifçe sarsılınca kollarımı ona doladım ve küçük bedenini kendime çektim hemen. Başını göğsüme yaslayıp tişörtümü ıslatmasına izin verirken aynı zamanda da gevşemesi için saçlarını okşamaya başladım.

"Sana bir şey olursa, ya da diğerlerine... Kendimi asla affetmem."

"Ama bunlar senin suçun değil ki Tae. Bunun yükünü üstüne almak gibi bir hatayı sakın yapma. Hem ayrıca..." dedim onu daha da sıkı sararken.

"... o cümle neyi kastediyor bilmiyorum. Birine bir şey mi olacak emin değilim ama ne sana, ne de diğerlerine tek bir zararın bile gelmesine izin vermeyeceğim."

"Ne kadar koruyabilirsin ki? O kadar güçlü değilsin. Kimse o kadar güçlü değil."

Bu acı bir gerçekti ki kaderin önünde hiçbirimizin bir gücü yoktu. Ama elimden geleni yapacaktım ve onlara bir şey olmaması için dikkatli olacaktım.

"Belki o kadar güçlüyümdür, Tae? Nerden biliyorsun koruyamayacağımı?"

"Ben... Bilmiyorum."

"Elimden geleni yapacağım. Sizi korumak için her şeyi yapacağım. Hem zaten o cümlenin bu kadar ağır şeylere sebep olacağını sanmıyorum."

"Hiç kimseye bir şey olmayacak di mi?" dedi kafasını kaldırıp yaşlı gözleriyle masumca bana bakarken.

"Olmayacak." dedim net bir sesle ve o da burnunu çekip yeniden bana sarıldı.

"Sen benim güvenli yerimsin Jungkook." dedi belime sardığı kolları ve hoş sıcaklığı ile.

Tae bana böyle şeyler söylememeliydi. Zaten sebep olduğu kalp atışlarımdan da habersizdi.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Jk & Taehyungs | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin