dikosa

3.5K 452 181
                                    

Bölüm yarın gelecek diyorum, sonra araya bir şeyler giriyor yazamıyorum

Çok sinir oluyorum bu duruma ya

Ama telafi olarak 2 bölüm üst üste atıyorum

Umarım olanları unutmamışsınızdır

✌🏻✨🦊

Ağacın elli metre ilerisindeki minibüsün önünde oturup adamla sohbet eden ve eşyaları inceleyen arkadaşlarımıza bakmayı kesip önümdeki beşliye döndüm. Ben ağaca sırtımı yaşlamış bir şekilde oturmuştum ve onlar da önümde yere oturup yan yana dizilmişlerdi. Arkadaşlarımız bizi duyamayacak kadar uzaktaydılar bu yüzden rahat rahat konuşup hareket edebilirdik ama bizi yalnız bıraktıklarından beri yaklaşık 5 dk geçmişti ve kimse daha konuşmamıştı. Ben lafa nasıl gireceğimi bilmiyordum onlar da benimle göz teması kurmaktan kaçınıyorlardı.

Neden böyle yapıyorlardı, anlamıyordum. Dördü de bir şey bilmiyordu bu yüzden utangaç davranması gereken tek kişi Tae'ydi ama sanki hepsi olanlardan haberdarmış gibi kaçıyorlardı. En sonunda derin bir nefes aldım ve cesaretsiz ses tonumla sormam gereken ilk şeyi sordum.

"Tae, iyi misin? Nasıl oldun?"

Ona, o geceyi hatırlatmak istemiyordum ama hayatımda beni daha önce bu kadar korkutan bir olay olmamıştı ve bu yüzden de endişelerim, iyi olduğunu onun ağzından duymadığım sürece geçmeyecekti. Sorumla kafasını kaldırıp titreyen gözbebekleriyle bana baktı. Korkuyor muydu, utanıyor muydu yoksa başka bir şey mi hissediyordu bilmiyordum ama rahatsız olmasını istemiyordum. Karşımda gerilmesini falan istemiyordum bu yüzden onu yatıştırmaya çalıştım.

"Hey, sakin ol, eğer sana kötü hissettiriyorsa o geceyi hiç aklına dahi getirme tamam mı?"

Kafasını salladı derin bir nefes alıp.

"İyiyim, Jungkook. Teşekkür ederim. Ben..."

Gözleri diğer türevleri arasında gidip gelince isterse yalnız da konuşabileceğimizi söyledim ama onların da artık öğrenmesi gerektiğini söyleyip reddetti bu teklifimi.

"Ben, o gece olanlar için çok özür dilerim. Gerçekten çok utanıyorum ve alkol olmasa böyle bir şeye kalkışır mıydım bilmiyorum. Alkol almak istemem bile başlı başına bir yanlıştı ama dediğim gibi... o gece bedenimi başkası kontrol ediyordu sanki."

Yavaşça yanaklarına doğru akan gözyaşlarıyla burnunu çekti ve başını yere eğdi. Pişman hissetmesine sevinmiştim ama ona kıyamıyordum ve gözyaşlarını görmek canımı yakıyordu. Daha fazla üzülmesine dayanamayacak durumdaydım bu yüzden kendime engel olamadan öne doğru eğilip onu yanıma çektim.

"Gel." diyip sarıldığımda o da başını omzuma gömüp sessizce ağlamaya devam etti. Bir elim belinden sıkıca kavramıştı ve diğer elim de sakinleşmesi için saçlarını okşuyordu. O kadar iyi hissetmiştim ki kendimi.. O geceden beri en büyük kaygılarımdan biri Tae'nin iyi olup olmamasıydı ve şimdi onu teselli edebiliyordum. Kalp atışlarımın çok hızlandığının farkındaydım ama Tae de benimle aynı durumdaydı. Kafamı kaldırıp önüme baktığımda şaşkınlıkla bizi izleyen dört yüz bende gülme isteği uyandırmıştı. Bu şekilde bir yüzleşme beklemiyor olmalıydılar.

Ağlaması duran Tae yavaşça kafasını kaldırıp oturuşunu düzeltti ama benden uzaklaşmasına izin vermeyip yanımda oturmaya devam etmesini söyledim.

"Kendini suçlu hissettiğini ve pişmanlık duyduğunu biliyorum. Senin yüzünden normal halinizin zarar görmesinden deli gibi korkuyor olmalısın şu an. Evet, alkol almamalıydın ama sonuçta seni yöneten bir mantık yoktu. Bu davranışlarının bahanesi olamaz ama yine de kendine yüklenme olan oldu artık. Kötü bir şey olmayacağını ummaktan başka şansımız yok. Ama, ne yaşarsan yaşa hiçbir şeyin senden daha önemli olmadığını unutma Tae. Hiçbir şey kendine zarar vermene değmez. Lütfen bu konuda bana söz ver. Ne olursa olsun her zaman kendini önemseyeceksin. "

Jk & Taehyungs | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin