•Görünmez Esaret

10 2 1
                                    



Kora Leith - Stay



Kabiliyetsiz düşünceler içinde boğulacağız,
içimizde kopan bir şeylere rağmen
yeniden var olacağız.


Ait olmadığımı düşündüğüm bu dünya, beni asla kabul etmemişti. Bunu gayet iyi anlıyordum.

Ne ben ona ait olmak istiyordum, ne de o beni kabulleniyordu.

Zaten kim böyle bir dünyaya ait olmak isterdi ki?

Aslında sorunun kaynağı tam olarak bendim. Dünya her zamanki sıradanlığıyla ilerliyordu.
Ben bu sıradanlığa ayak uyduramıyordum.

Ait olmayan bendim. Her seferinde başka bir zorluğu görür görmez, kaçan da bendim. Bedenim bile bu şekilde işliyordu.
Ne zaman baş edemeyeceğim bir olayla karşı karşıya kalsam, direncimin yerini baygınlık alıyordu. İstemiyordu bedenim, istemiyordum, istenmiyordum...


Boğazımda oluşan karıncalanmayla, gözlerimi aralamaya çalıştım. Kendimi hiç olmadığım kadar yorgun hissediyordum. Artık karanlıktan çıkıp bir şeyler görebilmek adına, gözlerimi açmaya biraz daha zorladım. Görüş açımı yakaladığımda bulanık bir görüntü yakalamıştım. Derin olabileceğini düşündüğümden, daha fazla kendimi zorlamayarak etrafa bakındım. Bulunduğum yer bir hastane odasına benziyordu. Duvarları kırık beyaza dönük olan odada, pencereler açık olduğu için fazlasıyla üşümüştüm. Kollarımı üstümde örtülü olan ince örtüye sarmaya çalıştım. Kıpırdanmamdan uyandığımı anlayan Derin yerinden kalktı. 

Bir dakika, Derin demiştim değil mi? 

Görüşümü biraz daha zorladım. Karşımda duran erkek bedenini baştan aşağı süzdüğümde, olduğum yerden doğrulmaya çalıştım. Bilincimi zorlamaya çalışırken bayıldığımı ve o yaşlı kadını hatırladım. Son duyduğum şeyi hatırladıkça ürperen tüylerim ve hızlı kalp atışlarımla biraz daha yatağa sırtımı yasladım. Karşımdaki kişiye biraz daha odaklanmak istesem de yapamadım. Büyük ihtimalle kaçırılmıştım ve hastanede bütün organlarımı alacaklardı. 

"Ha... Hayır yapmayın!" Dudaklarımdan dökülen kelimelerle beraber ağlama isteğiyle dolup taşmıştım. Gözlerimi daha sıkı yumduğum sıra da kolumda bir dokunuş hissettim. Artık ne olacaksa olsun diyerek gözlerimi açtım ve tam yanımda durup koluma destekçi gibi dokunan bedene odaklandım. Ne ara kalkıp yanıma geldiğini anlayamamıştım. Bakışlarım titreyerek bedeninden yüzüne doğru ulaştı.

Daha önce görmediğime emin olmak istediğim için, yüzünü iyice inceledim. Bakışları acı bir ölüm kadar sert ve asla şefkat barındırmıyordu. Dudakları dolgun ve yüzünün kemikli bir yapısı vardı. Biraz daha bakmaya devam edersem yanlış anlaşılacağımı anladığım için, korkumu tekrar hatırladım. Kim olduğunu sormak için kendimden emin bir şekilde, ne olacaksa olsun der gibi başımı yukarı kaldırdım.

"Siz kimsiniz? Beni buraya neden getirdiniz? Arkadaşım nerede? Böbreklerim ve diğer bütün organlarım sat..."

"Seni ormanda buldum." sözüyle lafımı keskin bir şekilde kestiğinde, bakışları daha da derinleşmişti. Sesi şeydi. Hoş. Buna rağmen dümdüz çıkmıştı. Bu yüzden kesinlikle beni kaçırdığını düşünmeye başlıyordum. Bakışlarımız birbirine kilitlendiği esnada, odanın kapısı yavaş bir şekilde açıldı. Derini gördüğümde az önceki düşüncelerimden biraz utansam da bunu belli etmedim. Doğru olmayan bir şeylerin olduğunu hissediyordum. Ormanda en son o yaşlı kadının korkutması yüzünden, bedenim direncini yitirmiş ve bayılmıştım. Buraya kadar her şey kafamda bir yapboz gibi birleşse de bu adamın nereden çıktığını ve beni buraya nasıl getirdiğini asla hatırlamıyordum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 25, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Örselenmiş SızıntılarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin