Neydi bu kıskançlık?

46 2 0
                                    

Senem beni kıskanan, çirkin, pislik, sürtük, aciz birisiydi. Tamam. Belki birazcık güzel olabilirdi ama geri kalan hepsi doğruydu. Yani tam anlamıyla bir yavşaktı
Sırf benim yanımda gördüğü için mi Aras'ı elimden almaya çalışıyordu? Gerçekten kız salaktı. Yani beni seven birinin onu sevebileceğini mi sanıyordu? Zaten bana bi gıcığı vardı. Ben ne yapsam mutlaka aksini yapardı. Amacı neydi bu kızın??

Aras'ı yanıma çağırdım. Geldiğinde "O kızın yanında ne işin var?"dedim. Aynı şekilde o da bana "O çocuğun yanında ne işin vardı?" dedi.

"Önce ben sordum farkındaysan ayrıca o çocukla aramda bi şey yok merak etme"

"Merak etmedim zaten, benim de o kızla aramda bi şey yok sen de merak etme. Ama yinede onunla oturucam"

"Bir dk ya sen mi merak etmedin? Ayrıca bende merak etmedim. Fark ettim de sen benim türkçemi iyice bozdun zaten. Git onunla otur. Meraklın değiliz canısı"

Bu saçma konuşmadan sonra Ayşe'nin yanına gidip eski yerine gelmesini söyledim. Nerdeyse göbek atıcaktı. Ayşen ile iyi anlaşıyorduk ama ona hâlâ tam olarak alışamamış gibiydik. Ayrıca Ayşe benim çocukluk arkadaşımdı. Bu yüzden seviniyordu zaten. İkinci ders sorunsuz geçti. Yine de arada bir Aras'ın bakışlarını üzerimde hissediyordum.

Üçüncü ders Edebiyattı. Ünlü türk şairlerinin şiirlerini yazıyorduk. Yani herkes yazıyordu. Bense Aras'ın ismini defterime karalıyordum.

Ne oluyordu bana böyle? Aptal aşık gibi defterime onun ismini mi karalıyordum gerçekten? Gözüm yazdığım Araslara odaklanmışken yanımda birinin belirdiğini hissettim.

Hadi ama! Gerçekten mi? Bütün zorluklar beni mi buluyordu?

Hoca başımda ağzı açık bi şekilde dikilirken bütün sınıf bana bakıyordu "Önünüze dönün be" diye çemkirince herkes önüne döndü. Sonuçta bu sınıfta 4 senem vardı. Bi şekilde herkese sözüm geçiyordu.

Daha sonra hoca "Teneffüste görüşücez küçük hanım"dedi. Hıh şimdi sıçtım işte. O an sınıf öğretmenimiz olmasına lanetler ediyordum.

Hadi o öğretmen neyse. Ben niye Aras'ın ismini yazıyordum ki? Hayır salak olduğumu hepimiz biliyorduk da kanıtlamak zorunda mıydım?

Ders bittiğinde içimden unutması için dua ediyordum. Ne yani unutma duası falan yok muydu? Bence bunu ben bi ara araştırmalıydım. İşe yarar belki.

Bunları düşünürken öğretmenin yanına gelmiştim bile. Evet. Şimdi hapı yutmuştum. Sadece üzerine koca bi bardak dolusu soğuk su içmek kalmıştı. Yani azar işitmek.

Hoca bana bir ucubeymişim gibi bakıyordu. Söze şu kelimeyle başlamıştı "Kimmiş bakalım bu Aras?" Bende bilmiyordum ki. Kafam karışmıştı. Ben daha ağzımı açmamıştım ki sözlerine devam etti "Biliyorum. Ergensiniz. Sende de böyle bir şeyi ilk defa görüyorum. Bu yüzden şimdilik sadece uyarıcam. Bir daha dersimde böyle bir şey istemiyorum Duru" dediğinde resmen içimden şarkılar söylüyordum "Çok teşekkür ederim hocam. Bir daha böyle bir şey olmayacak. Evet ergenlik kafama vuruyor" bir hocayla böyle konuşulmazdı ama hoca gençti ve bu yollardan onunda geçtiğine emindim. Ayrıca burası özel bir okuldu ve son sınıftaydık. Bende sınıf öğretmenimle konuşuyordum. Doğal halimde böyleydi zaten. Yani böyle konuşmam abes değildi bana göre.

Hocanın yanından uzaklaşıp kızlar tuvaletine girip zafer dansımı yapıyordum ki içerde beni izleyen biri olduğunu fark ettim. Iııyk Senem'di bu. Yanımdan geçerken "Zavallısın" dediğini duydum. Elimi onun saçına geçirip asıldığımda "Ne demiştin? Duyamadım da" dedim.  Gözlerinin dolduğunu anladığımda "Bana bak bu zamana kadar kimseye zarar vermedim. İlk olmak istemiyorsan bana bulaşma ve Aras'ın yanından defol git!" dedim. Ağlayarak tuvaletten çıktığında zafer dansımı sanki daha bir şevkle yapıyordum.

Çikolatalı KurabiyemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin