Sabah çalan telefonumun sesi ile uyanmıştım. Gözlerimi ovuşturarak yattığım yatağımda dikleştim. Komidine uzanıp telefonumu elime aldım, Ali arıyordu.
"N'oldu?"
"Sana da günaydın Naz'cım."
Derin bir nefes aldım.
"Günaydın Ali'cim de sabah sabah hayırdır inşallah?"
"Sabah sabah derken? Saat neredeyse on iki olacak."
Bir tek hafta sonu uykum var Ali, onun da içine et.
"Çok mu erken?"
Cevap verirken tüm çirkefliğimle sesimi yükseltmeyi unutmadım.
"Aman, güzellik uykundan mı uyandırdık prensesimizi?"
Ağlak bir ses tonuyla ofladım. "Evet."
"Kusura bakmayacaksın artık. Öğlen bizimkilerle sahile gideceğiz, çabuk kalk da hazırlan. Neredeyse öğlen oldu zaten."
Ali'nin son cümlesinden sonra aklıma gelen şeyle oturduğum yerde dikleşip gözlerimi iyice açtım. Öğlen oluyordu ve Çağrı gelecekti. Nasıl unutmuştum?
Söz konusu güzellik uykunsa onu bile unutuyorsun işte.
"Ben gelemem."
Beni bekletmeden cevapladı.
"Neden?"
"İşim var biraz ya."
"Hayırdır, ne işi?"
Nasıl bir yalan söylesem diye düşünürken aklıma yalan söyleyemediğim geldi. "Pek önemli değil, siz takılın. Hadi öptüm, görüşürüz."
"İyi, hadi bakalım. Görüşürüz."
Telefonu kapattıktan sonra hızlıca ayağa kalkıp telefonumu yatağa koydum. Ne yapacaktım ben?
Çağrı'ya konum atacaktım.
Geri telefonumu alıp hızlıca konumu gönderdim ve telefonu aynı yerine koydum.
Dolabımın kapağını açıp boş boş baktım. Ne giyecektim?
Gelinlik.
Fazla olmaz mı biraz?
Yok, az olur.
Ne?
Kızım, sen gerçekten böyle misin yoksa taklit mi yapıyorsun?
İç sesimle girdiğim minik tartışmadan sonra başımı iki yana salladım ve dolaba dikkatlice bakmaya geri döndüm. Düz askılı beyaz crop top ve açık mavi bol paça pantalonumu çıkarıp yatağımın üstüne koydum.
Banyoya geçip rutin işlerimi hallettikten sonra biraz makyaj yapmaya karar vermiştim. Kapatıcı, allık, gloss ve rimelden oluşan makyajımı tamamladıktan sonra içeri geçip hızlıca üstümü giydim.
Odamdaki gerekli ders kitaplarını alıp bahçedeki masaya taşıdım. Bahçede daha rahat çalışırız diye düşünmüştüm.
Geri odaya gittiğimde telefonumu aldım ve Çağrı'nın mesajıma görüldü attığını farkettim. Herhalde yola çıkmıştır diye düşünüp mutfağa geçtim. Hâlâ kahvaltı yapmamıştım. Masanın üstünde gördüğüm elmayı alıp yemeye başladığım anda kapı çaldı. Kapıyı açmaya gidecekken anın heyecanıyla elimdeki elmayı çöpe atmıştım.
Girişteki aynadan kendimi son kez kontrol ettikten sonra kapının önüne geçtim.
Sanki istemeye geliyorlar seni.
"Of!"
Daha fazla oyalanmadan kapıyı açtım. Karşımdaki Çağrı ile gülümsememe engel olamadım.
"Hoşgeldin."
Gülümsememe karşılık verdi. "Hoşbuldum."
•••
aslında daha uzun yazmayı düşünüyordum bu bölümü ama daha fazla bekletmek istemedim, diğer bölümü de bu gece tamamlarsam yarına kadar atabilirim
oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın 🫶🏻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
him & i • tozluyaka
Fanfic"Biz diye bir şey hiçbir zaman olmayacak, sok bunu kafana." çağrı x naz dizinin akışından alakasız bir şekilde yazılacaktır.