Önce Betül geldi yanıma. Hande de onun arkasındaydı. Onlardan önce konuşan ben oldum. '' Tüm şu yaşadığımız saçmalıklara baksanıza. Hepsi çocukça hepsi aptalca. İlkokul 3. sınıf gibi davranan bir grubun içindeydim. Ama artık ben yokum. Siz isterseniz görüşmeye devam edin. Sorun değil. ''
'' Bu kadar kızacağını tahmin etmemiştik- '' Betül , Hande'nin sözünü keserek devam etti. '' Haklısın. Özür dileriz. ''
'' Sorun birini öpmem falan değil. Sorun sizsiniz. Tüm bunlar bencilce hareketler. Ya sevgilisi varsa ve bizi gördüyse? Bunun gibi olayları hiç düşünmüyorsunuz. Tek düşündüğünüz iki dakikalık eğlenceniz! '' duraksadım ve biraz öncekine göre sesimi alçaltarak '' Ben dışarı çıkıyorum. Hava almak iyi gelecektir. '' ikiside kafa salladı. Pişman görünüyorlardı. Belki de üzgün. NE bileyim? sahile gidip dolaşmak istiyordum .
Güney'den
İsmini henüz koymadığım köpeğimin mamasını verdikden sonra gitarımı ve masada yarım bıraktığım biramı alıp terasa çıktım. Vakit geçirmek uğruna solo bir şeyler çalıp mırıldandım.
İlerleyen saatlerde yeni bir bira almak için kalktım ve onu gördüm. Bardaki kızı. sahi adı neydi? Melis gibi bir şey sanırım. Teknenin tam karşısındaki banka oturdu ve derin bir nefes çekti. Birilerinin dertleşmeye ihtiyacı var gibi görünüyordu. Asosyal çocuk belki biraz sosyalleşebilirdi ha? aşağıya indim ve yanına oturdum. Bana baktı . Bende ona. sonra hemen gözlerimi kaçırdım ve konuşmaya başladım. '' heyy kes şunu birinin gözlerine uzun süre bakamam. ''
'' Aslında bu neden yanımda oturuyorsun bakışlarıydı? ''
'' Bilmem. şansa bak ki teknemin önünde durup oturdun. Ve sanırım canını sıkan bir şey var- ''
'' Bu seni ilgilendirir mi? '' Asosyal olmak da haklıydım.
'' Adın neydi? Melis mi ? Beni hatırladın mı ? Bar taburesindeki sigaralı sarışın çocuk ha? ''
cevap yok.
'' Ben Güney. Unuttuysan ismimi? ''
cevap yok.
'' Sadece birazcık sosyalleşmeye çalışıyorum. Yardımcı olamaz mısın ? ''
'' Miray '' dedi kısık sesle. hımm '' Sana yavşadığımı düşünmeni istemem ama bira falan içmek ister misin ? ''
''olabilir sanırım. '' ayağı kalktım ve tekneye doğru yürüdüm. Beni takip edeceğini biliyordum. '' sen yukarı çık ben şişeleri alıp geliyorum. '' kafasını salladı ve merdivene yöneldi. dolaba gidip iki şişe çıkardım ve ardından bende yukarı çıktım. isimsiz köpeğimi seviyordu. '' adı ne? '' diye sorduğunda '' henüz bir ismi yok '' diye yanıtladım. Elimdekilerden birini ona uzattım ve alıp teşekkür etti. '' şimdi anlat bakalım neyin var ? '' derin bir iç çekti. ''öyle önemli bir şey yok. her şeyi fazla kafama takıyorum. Çok düşüncesizler, benciller , sevgilin olabilir ve biz o haldeyken seni görmüş olabilir. Siz kavga etmiş olabilirsiniz. Ve o kızcağız yatağında sümüklü peçeteleri eskiterek fotoğraflarınızı yakıyor olabilir. ''
'' Sevgilim yok. Rahat olabilirsin. Yani sümüklü peçeteler ve yakılmış fotoğraflar da yok '' diyerek gülümsedim. '' Olabilirdi. Konu tek sen değilsin. Onlar hep böyleler. Ayak uydurmaya çalışmaktan yoruldum. ''
'' Bence bu kadar takma kafana. Onlarla takılmak zorunda değilsin. Yeni insanlar bulursun. Hatta bence bir tanesini buldun ha? '' gülümsedik. Birasından bir yudum daha alırken onu izledim.
'' Sence tesadüf mü ? '' diye sordu. anlamamıştım.
'' ne ? '' Sustu . Sustu . Derin bir nefes daha aldı . Ve yine sustu. En sonunda
'' Neyse boşver '' dedi. '' söylesene '' diye ısrar ettim. Merak etmiştim.
'' eve gitsem iyi olur bira için teşekkür ederim. '' daha fazla ısrar etmedim.
'' Adresi biliyorsun ne zaman istersen gel ;) ''
'' iyi geceler '' dediğinde gülümsedim ve '' iyi geceler '' diye karşılık verdim.
Miray'dan
Tekneden çıkıp yürümeye başladım. Susmam gereken yerde susmuştum. Bugün zaten rezil olmuştum daha fazlasına gerek yoktu. Sence gerçekten tesadüf mü bu Güney ? Hikayelerde de böyle olmuyor mu? Ana karakterlerin nedense sevgilileri yok. Yoksa nasıl kavuşsunlar ?
Bizim de hikayemiz başlamış mıdır?
