12. Bölüm

508 46 1K
                                    

Hoşgeldinizz güzel kuşlarımm ✨💖

Bu bölümü canım kuşumm flechazotae'ye ithaf ediyorumm ✨🤍

Keyifli okumalar diliyorumm 😘

Yalan dünyada var olan zaferler geçidi kişinin elinden gelen son çabalar, üstün amaçlar sırrı olurmuş. Hırsıyla süslerlermiş durmadan, çokça çabalar sarf ettikleri zaferlerinin yaş kabuğunu. Aslında tüm bu zafer yolunda sorarlardı kendilerine duraksızca; zalim olan değişebilir miydi? Diye. Böyle bir dünya gerçekten var mıydı? Yılların sömürüp kuruttuğu duygular kırıntısı, yudum yudum acılar olarak mı kalırdı sadece gerilerinde?

Hayatımızın başlangıcı olan bedenlerin, yine sonumuzla bir olması hangi yüreğe ağır gelmezdi ki? Beddualar ve yakarışları işiten yorgun kulaklar sağırlığı kucaklamak isterken, acı ağırlığında sonuçsuz yenilgiler kazanmış yüreklerde güzel duyguların esamesi bilhassa okunur muydu? Hayatı boyunca hiç olmuşlar, gün gelip de bir başkası için her şey olur muydu sahiden? Bu düşler karşılık bulur muydu, en hakikisinden?

Yalnızlıklar, sessiz ve solgun sokaklarda kayıp giderken, kimsesiz kalmış çocukluğunun vebali kimin üstüne kalırdı? Kokar mıydı acılar mağlubu hisler çürüğü, korkar mıydı zalimler yüreği? Belki de, belki de değil. Kim bilirdi, kim bilir...

Gün tam anlamıyla tepeye çıkıp sıcaklığını en şerrinden tattırırken, nefes nefese kalmış benliğimin ayak sürüyüşlerindeki kaçınılmaz yorgunluklar tutsaklığında, yollar uzadıkça uzamış, belimde keskin ağrılar oluşturmaya başlamıştı. Tıpkı, gece ayazının da istediği gibi, ardında bıraktığı nal izlerini takip ederek, su toplamaya yüz tutmuş ayak tabanlarımla izini sürmüştüm saatler boyunca. Gram gocunmadan, gram hayıflanmadan.

Belki onun istediği üzere, koklayarak izine varamamıştım lakin, ardında bıraktığı ruhani yol kıvrımlarını eşelemişti şeytan tuzağı göz harelerim. Yorulmuştum, oldukça. Gölge'nin süratli sırtında, Çocuk'un ten kıyısında fark etmediğim zamanlar seli akıntılı ve azınlıkken, şimdi o yolları tabana kuvvet misali arşınlarken oldukça ırak kaldığımı en içten yorgunluklarımla fark etmiştim.

Her ne kadar hayıflanmayan, ondan gelen her şeye kabulu olan olsam da, gecemin şanı, en gaddar olandı. Emindim bu yolun ayak sürüyerek arşınlanmasının ne kadar zorlu olduğunu bildiğinden. Lakin o benim bu gelecek halimdeki bitaplığı umursamadan atının sırtında büyük bir neşeyle yol almış, şen kahkahalarını ardında benim kulaklarıma şeref, yankı bırakmıştı. Halimle eğlenmiş, zaferiyle şenlenmişti.

Geriye bakıp da düşünmüş müydü halimi? Arar mıydı şimdilerde gözleri, bitmişliğin yansıması bedenimi?

Güneşin tende kavrukluk ısısı derime akın akın işlerken, herhangi bir şapkadan muzdarip başımın tepesi alevler koru olmuş ve ateşlere özenen rengi hakiki ısıların yakıcılığına maruz kalmıştı. Alnımdan süzülerek burnumun ucuna doğru ilerleyen ter damlasını elimin tersiyle silerek derin bir nefesi içime doğru hırılıtı bir solukla çekmiş ve ter yaşı sinmiş kirpiklerimi kırpıştırarak nemlilik yapışkanlığından arınmaya çalışmıştım. Dilimin damağımın kuruduğu yerdeydim.

Dört bir yanım kuru otlar ve kurak sıcaklıkken, Çocuk'un dolayısıyla da kasabanın yolunu arşınlamaya hırıltılı bir soluğun daha yorgunluğunda devam etmiştim. Geçen vakitlerin bir yarısında olduğum bu zamanlarda, ahmak aklıma dank eden Taşkın'ın varlığı olduğum yerde duraksamama neden olmuş, kendi içimde kendime söylenerek elimin tersini sertçe alnıma yaslayarak sert bir hareketle terimi kurulama çabamla karşılık bulmuştu.

Liçi (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin