2. Bölüm

1.8K 235 1.3K
                                    

Uzun bir aradan sonra hoş geldik mi bakalımm 🥺🏳️‍🌈

Bu bölümü her zaman yanımda olan ve her sıkıntımı, derdimi dinleyerek çözmem için yardımcı olan kuşum ve kekime ithaf ediyorum -salads-🕊️ KapKek17🍰

Tüm kuşlarım iyiki varlar 💙💙🕊️

Herkesin hayatlarında bir yada birden fazla dönüm noktaları olurmuş. Doğdukları ilk gün kavşağın ucunda birikmiş tozları süpürür, ardından önlerine adımlayacakları açıklıkların listesini çıkarırlarmış.

Evlilik, çocuk sahibi olma, mesleğini belirleme, bir uğraş edinme ve bunun uğruna yapılan her türlü adımsal yönelimler o insanların dönüm noktalarıymış. Acar Bey'in kulaklara aşina sesinin fısıltısı.

Diğer tüm insanlara oranla, benim dönüm noktam babamdı. Doğduğum o ilk anda dahil, önümdeki yol haritasını belirleyemememin, önümü süpürme işlemimi gerçekleştirmeye dair olan her adımıma set olan kimse. Kendime düşman olmama neden olan başlıca insan.

Suretleştirildiğim o şeytanın başı, benliğimin yapı taşı, babam Acar Bey.

Adımlarımın tökezi, şimdi karşıma geçmiş hiçbir zaman suretine rastlamadığım bu hoş giyimli adamın tek bir sözünden tüneyen geleceğimin mimarı olarak, hiç bilmediğim bir işte çalışmamı onaylamıştı.

Yine bir dönüm noktasında oluşmuş tıkanıklık. Acar Bey'in ellerinden oluşmuş çakıl haritası.

"Ne diyorsunuz?" Ses tonumu ayarlayamamış, istemsiz bir soru işaretini sert hatlarıyla birlikte oluşturmuştum. Bu hatamı omzumu kavrayan ellerin ani oluşan sıkı tutuşu haber etmişti. "Affedersiniz, neden bahsettiğinizi anlayamadım efendim?" Kendime pay biçtiğim, ufacık dahi olsa bulunan o kırılgan gururumun bir kere daha çiğnenmiş olmasını artık göz ardı edemiyordum. Ama aksi gibi, elimden bir şey dahi gelmiyordu o kırılan parçaları onarmak için.

"Minhan Bey senin yeni iş verenin Alaca, o ne derse yapmakta yükümlüsün bundan mütevellit." Acar Bey omzumdaki parmaklarının tutuşunu sıkılaştırıp, hayat çizelgemi benimseyen sözlerini fısıldamıştı.

Kulaklarım aşina olduğu bu adamın sözlerini artık duymak istemediğini bağırırcasına uğuldarken titremeye yüz tutmuş beyaz parmaklarım birbirinin içine geçerek, yine kendi benliğinden medet ummuşlardı. "Ne diyorsun baba, ne işi bu?" Söylemesi yasak kelimenin dudaklarım arasından firar etmiş olmasını dahi umursayamaz olmuştum.

Babam, yaptığı araç gereçleri takas eder gibi vermişti benliğimin iznini bu karşımdaki hoş giyimli adama, Minhan Bey'e.

"Sen düşünmekle kendini yorma güzel genç, ben sana yolda her şeyi ayrıntılarına kadar açıklayacağım. Var gel çıkalım yolumuza." Babamın otoriter bir tutumla tuttuğu omzum elinin soğukluğundan mahrum kalırken gözlerim bir oraya bir buraya sekerek neler olduğunu kavramaya çalışıyordu.

Yerdeki taşın şekli, simetriler lisanına zarar değil miydi?

"İstemiyorum." Kendinden eminliği olmayan ses tonum kulağıma çarpan soğuğun yankısında oluşurken, kendimi silkerek omzumu un ufak etmek ister gibi sıkan parmaklardan uzaklaşmaya çalışmıştım. "Ne diyor bu çocuk Acar Bey, biz böyle anlaşmamıştık." Minhan Bey kaşlarını derin bir kavis beraberinde hınçla çatmış ve içinde bulunduğu hoşnutsuzluğunu dillendirmişti.

"Sözüme söz mü söylersin sen bre gafil!" Babam hıncını ses tellerinde barındıran bir şiddetle bağırmış ve çenemi iki parmağı arasında sıkıca tutarak esmer yüzüne yüzümü yaklaştırmıştı. Dudakları arasından firar eden tükürüklere karşın yüz bile kasamıyordum.

Liçi (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin