4.Bölüm

12 1 0
                                    

Bugün erkenden kalktım. Kahvaltıyı hazırladım. Gerçekten masa harika gözüküyordu. Kendime inanamamıştım. Tutku yu kaldırdım. Beraber kahvaltı yaptık. Sonra ise okula gittik. Okul yine her zaman ki gibi çok sıkıcıydı. Tutku ile eve geldikten sonra yukarı çıkıp bir duş aldım. Duştan çıkıp odama ilerledim.

Kıyafetlerimi giyiyordum ki, kapı çaldı. Tutku nun açmasını bekledim, açmadı. Ben de hızlıca giyinip aşağıya indim ve kapıyı açtım. Kapıdakiler Tutku nun anne ve babasıydı. Tutku çalışmak için götürdüğü ders kitaplarını evlerinde unutmuş. Anne ve babası da onları getirme bahanesiyle buraya gelmişler.

Onları içeri davet ettim. Babası geldiğinde öksürmeye başladı. Mutfaktan ona bir bardak su getirdim. Suyu içtikten sonra bardağı mutfağa götürdüm ve üst kata Tutku ya bakmaya çıktım. Uyuyakalmış. Onu uyandırdım. Anne ve babasının geldiğini söyledim. Direk aşağıya indi. Onlara sarıldı. Babasına onu çok sevdiğini binlerce kez dile getirdi. Ardından salona oturduk.

Tutku nun babası bana sorular sormaya başladı. Annemin ne yaptığını sordu. Ben de iyi olduğunu söyledim fakat babamın olmadığını biliyormuş gibi şefkatle yaklaştı bana. Üstelik babamı da sormadı. Biz Tutku nun babası Levent amcayla konuşurken Tutku nun annesi Meltem teyze Tutku ya kaş göz hareketi yaptıktan sonra Tutku yukarı çıkmayı teklif etti. Ben de Tutku ya eşlik ettim. Yukarı gelince, dinlenmeleri için onları yalnız bırakmamız gerektiğini söyledi. Ben de bir şey söylemedim.

Telefonuma baktığımda annemin otuz dört kere aradığını gördüm ve sonra kapı çaldı. Aşağı indim ve kapıyı açtım. Gelen annemdi, içeriye bağırarak daldı. Giriş kapısı salonla birleşikti. Yani annem içeriye girdiği gibi Levent amca ve Meltem teyzeyi gördü. Gördüğü gibi evden çıktı. Annemin neden böyle yaptığını anlamamıştım.

Özür dileyerek yukarı çıktım. Bana ayrılan odaya girdim. Hava sıcaktı. Mayıs ayının başlarındaydık. Balkona çıktım ve bulduğum bir sandalyeye oturdum. Gecenin sessizliğini izliyordum. Babamın bu aralar bana hissettirdiği acıları düşünüyordum. Bana çok acı çektirmişti. Onu bulsaydım. Ona sımsıkı sarılmak asla bırakmamak isterdim ama kızgınlığımı saklayamazdım. Beni daha yaşıma girmemişken terkedip kendi hayatına devam ediyordu, belki de devam etmiyordu.

O sırada balkonun demirlerine bir güvercin kondu. Kuşları çok sevdiğimi bilmeli ki buraya geldi. Kuşa sevgiyle yaklaştım, kaçmadı. Onu severken yolunduğunu fark ettim. Tüyleri yolunmuştu. Benim babama benzettiğim güvercinin tüyleri yolunmuş. Demek ki babalar da yaralanabilir. Onlar da hayattan tekme yiyebilirler. Tıpkı sizin, kaleme dökülen bu yazıların ilk dört paragrafının ilk harflerinde benim hayatımı anlatan kelimeyi fark etmeyişiniz gibi benim de babaların bu zamana kadar yaralanabileceğini fark etmeyişim çok şaşırtmıştı beni. Onların yaralanabileceğini bilmiyordum. Babalar benim gözümde her zaman çok güçlüydü, asla yenilmezlerdi. Bunu düşünebilmem beni hayal kırıklığına uğratmıştı.
Belki de babam yaralandığı için bizi terk etmek zorunda kalmıştı.

Düşüncelerimden sıyrılıp aşağıya dinlendiklerini düşündüğüm Levent amcayla Meltem teyzenin yanına indim. Tutku da oradaydı. Levent amcayla Meltem teyze yarın gideceklermiş. Ondan konu açıldı, bundan konu açıldı derken saat ilerleyince uykum geldi. Diğerlerinden özür dileyerek yukarı çıktım ve çıktığım gibi uyudum.

Hiç Bir Şey.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin