Aşık, avcı, dost ve düşman; her zaman bunların her biri olacaksın. Fleurie-Love and War(Kara delik bir şarkı olsaydı bu şarkı olurdu. Tam olarak kitabın ruhunu yansıtıyor. Sadece sözleri ile de değil melodisiyle de..)
Naz
Bir yola çıktığında eğer başka seçeneğin yoksa yolun engebeli mi düz mü olduğunu önemsemezsin. Çünkü başka seçeneğin yoktur.
Bazen hayatta da böyle olur. Sana derler ki 'Bunu yap, zorundasın.' Sen de yaparsın. Başka bi şey düşünmezsin. Belki köstebek gibi yolun altından gitme şansın vardır ama zorunlulukların o kadar kör eder ki gözünü yapamazsın.
Bir yol var.
Tek şerit.
Gidiş var.
Dönüş yok.
"Siktir. Bayıldı ama bu." Konuşurken kolumu Baran'dan çekip yere yığılan bedene doğru ilerlemeye başladım. Şaka gibiydi. Tüm planımız suya düşmüştü resmen. Baran da benimle beraber yere çöktü. Kafasını veya vücudunu herhangi bir yere çarpmamıştı. Bu iyiydi ama sağlığı şu an ne aşamadaydı bilmiyordum. Bir an önce hastaneye götürsek iyi olurdu.
Kafamı kaldırdığımda Refik'le göz göze geldim. Hala bıçağını bize doğru tutuyordu. Kendime engel olamayıp gülmeye başladığımda Baran, neye güldüğümü anlamayıp çatık kaşlarla etrafa bakıyordu.
"Refik.." diye dikkatini üstüme çektim. "Adam bayıldı farkında mısın?"
Yine de bıçağını indirmedi. "Ya rol yapıyorsa Lucy?"
"Şşşt Lucy değil Naz. Görevdeyiz unuttun mu salak herif." diye öfkeyle söylendiğİmde Baran da konuşmaya dahil oldu. "İndir şu bıçağı da gel yardım et. Adam vampir mi birden dirilsin."
"Dirilmek için önce ölmesi gerekirdi." diye homurdandı Refik. "Biraz daha orada dikilirsen ölecek zaten." diye karşılık aldığında sonunda bayıldığına ikna olmuş gibi bıçağı katlayarak cebine soktu ve bize doğru geldi. Onlar onu kaldırırken ben de birkaç adım geriye çekilmiştim.
"Şimdi ne yapacağız?" diye sormuştu Refik.
"Siz hastanenin önüne kadar yardım edin gerisini ben bi şekilde hallederim. Rüzgar'a görünmemeniz lazım." diye cevaplamıştım.
Yaklaşık on dakika sonra bi şekilde hastaneye girebilmiş, az önce çıktığı odaya alınmasını sağlamıştım. Hemşire Meral, Rüzgar'a da haber vermişti. Şimdi odada üç kişi onun uyanmasını bekliyorduk. Ama ben umurlarında değil gibiydim. Tam o sırada sanki iç sesimi duymuş gibi Rüzgar'la göz göze geldik. "Sen?" diye sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARA DELİK
FantasyKalbi delik bir adamın şifası mıydı? Yoksa bunların hepsi bir oyundan mı ibaretti? Var mıydı yok muydu? Şifaydı ama kendine zehirdi. Kendi kendini öldürüyordu. *Fantastik olaylar içermektedir.