belkide kilo değildir?

1.7K 150 190
                                    

seafret - atlantis

..

-"sensiz nasıl yaşayacağımı düşünemiyorum bile artık... ne zaman bu kadar kendine bağladın beni?

yan tarafındaki minik yüze baktığında uyuya kaldığını fark edip hafifçe gülümsemiş ve yanağına minik bir öpücük bırakıp dolamıştı uzun kollarını ince beline... cevabı ise kendi kendisine vermişti..

-"sanırım bunu sende bilmiyorsun...

..

3 ay sonra

-"bebeğim uyan artık bak geç kalacağız

-"off bir gitsene başımdan ya! uyutmuyorsun hiç!

küçük pembe saçlı çocuğun saçlarını dağıtıp pis bir şekilde gülümsemişti.

-"sanki sen beni geceleri çok uyutuyorsun

-"ya huncin!

-"ne oldu? utandın mı? hm? hm? ne oldu ha?

-"yuo neden utanayım? şimdi git artık uykumu bölüyorsun sürekli!

-"pff sana son 10 dakika sonra uyanıyorsun

-"hıhım aynen aynen

-"ne dedin duyamadım?

-"çık git dedim!

-"peki son 10 dakika sonra kalkıyorsun ona göre

-"hmm

yataktan kalkıp kafasını iki yana sallayarak odadan çıktı. küçük bebeğinin şu sıralar sürekli değişen tavırları, davranışları ve bir an sinirliyken sonrasında ağlayacak mood'a girmesi de sıklıkla görünür olmuştu.

 bu 3 ay içerisinde elinden gelen her şeyi yapmış ve onu normalin altında da olsa bir kiloya yaklaşmasını sağlamıştı. en azından eskisi gibi artık ölüm tehlikesi de yoktu...

ne kadar ikisi için zorlu bir süreç olsa da bunu yavaştan atlatıyorlardı.

felix artık eskisi gibi sıklıkla ölüm kelimesini de kullanmıyordu, ölmek istemediğini kendisi de biliyordu ama her zaman kendi içindekileri ters bir şekilde dışarıya yansıtırdı. fakat bu sefer hiç bir şey yansıtmama taraftarı olmuştu.

mutfağa inip hazırladığı kahvaltının yanına felix için ballı süt ısıtmış ve sonrasında saatine bakıp on dakikanın dolmasını beklemişti. ne kadar uyursa uyusun felix'e yeterli gelmiyordu şu sıralar, sürekli yataktan çıkmak istemiyor ve eskisine göre canı daha çok yemek çekiyordu. eskiden yemek yemeyi dahi hatırlamayan, yemeğin ne olduğunu bilmeyen çocuğun canı bir anda tonla yemek çekebiliyordu işte.

on dakika dolduğunda ellerini mavi bol kot pantolonun arka ceplerine koyup yukarıdaki odalarına çıktı. hafif aralıklı olan kapıyı tıklatıp kısa bir ıslık çalmış ve geri arka ceplerine ellerini yerleştirip odaya girdiğinde yüzüne yastık yemesi de bir oldu...

-"yaa

-"daha otuz saniyem vardı!

-"hayır tam on dakika doldu

-"hiçte bile sen odadan çıkınca on dakika başladı otuz saniyem kaldığı için cezalısınız on dakikam daha var

-"ya bebeğim bak hastaneye geç kalırsak arkadaşım da olsa bizi almaz. anlıyorsun dimi? şimdi kalk bakalım sana kahvaltı da hazırladım hem gelince bol bol uyursun da

-"of huncin!

-"hep ofluyorsun ama bebeğim ne yapacağım ben seninle böyle

yataktan kalkıp banyoya adımladığında arkasına geri çatık kaşları ve sorgulayıcı bakışlarıyla dönmüştü.

death from their hands -hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin