"Konuşmak için son şansın," dedim sakin bir sesle ama karşımdaki konuşmamakta kararlıydı. "Son kez soruyorum, seni kim tuttu?" Gene cevap yok, ela gözlerine bakmaya devam ettim; bir kaç dakika daha geçirdik ama karşımda onu konuşturmak için yaptıklarımız yüzünden kana bulanan adam konuşmadı.
Belimden silahımı çıkartıp ona doğrulttum "Ah, hadi ama seninle mi uğraşacağımı sanıyorsun!" Dedim ve ona doğru iki el ateş ettim, son nefesini verirken de ona izledim.
"Laila Hanım 5 dakika sonra kumarhane de olmamız lazım," diyen adama baktım "Tamam yarım saate çıkarız, sizde şu piçi araştırın," dedim ve kulübeden çıkıp eve doğru yürümeye başladım, her bir adımımda daha da kirleniyordum; aldığım canların veya yaktıklarımın haddi hesabı var mıydı? Evin büyük kapısını açtım ve 4.kata çıktım; odamın olduğu kata sonra duşa doğru ilerledim üzerimdeki siyah tulumu çıkardım ve kendimi duşa attım, soğuk su tenimde gezinirken garip hisler bırakıyordu.
Hızlı bir duşun ardından dolabın karşısına geçtim ve bakmaya başladım; en sonunda elim kırmızı kadife kumaşlı, mini ve askılı elbiseye gitti ve onu yatağın üstüne bıraktım. Saçlarımı kurutmaya başladım simsiyahtı hatta geceden bile siyah ve çok uzundu nerdeyse kalçama kadar geliyordu. Saçlarımı kuruttum ve kuruttukça dalgaları ortaya çıktı, daha sonra onları taradım ve açık bırakmaya karar verdim biraz şekil verdikten sonra.
Makyaj masasına geçtim ve sarı gözlerimin çevresine eyeliner çekmeye başladım sonra kirpiklerimi kıvırdım; son olarak da dudağıma mat ve kırmızı ruju sürdüm. Elbiseyi özenle ve makyajıma dikkat ederek giydim, ayakkabı olarak da ince topuklu ve mat kırmızı bir topuklu ayakkabı tercih ettim. Elbise göğüs dekoltemin ortaya çıkmasını sağlamıştı, kendime son kez baktım ve güzel olduğuna karar verip arabama doğru yürüdüm.
"Merhabalar," dedi şoförüm Ali, ona başımla selam vermekle yetindim ve kumarhanem olan Fuoco'ya doğru yola çıktık. Bir kaç dakika sonra radyodan çalan şarkıya eşlik ettim. İstanbul Beyefendisi çalıyordu.
"İlk bakışta aşk mı olur?
Yoktur öyle şey
Kandırıldım a dostlar
Varmış öyle şey. Gelin görün halimi
Gelin görün halimi. Eskilerim sarhoşluk eseri
Ama hanımefendi sarhoşluk sebebi. Ve onla bakıştıktan sonra ben kesildim
Ne Roma, ne Londra
Ne Madrid, ne Viyana. Bir İstanbul beyefendisi gibi
Bir İstanbul beyefendisi
Agresif ama oldukça nazik
Bir İstanbul beyefendisi. Ve paylaşmıyor sevgisini
Bir İstanbul beyefendisi
Ve centilmenlik akıyor her yanımdan
Bu aşkın hanımefendisi. Gamzesiz gülümsüyor
Ki bence çok güzel
Ki bence çok güzel
Yıllara bedel
Yıllara bedel. Diğerleri yalnızlık eseri
Ama hanımefendi yalnızlık sebebi. Ve onla bakıştıktan sonra ben kesildim
Ne Roma, ne Londra
Ne Madrid, ne Viyana. Bir İstanbul beyefendisi gibi
Bir İstanbul beyefendisi
Agresif ama oldukça nazik
Bir İstanbul beyefendisi. Ve paylaşmıyor sevgisini
Bir İstanbul beyefendisi
Ve centilmenlik akıyor her yanımdan
Bu aşkın hanımefendisi," buraya kadar olan kısmına eşlik ettim kalanına etmedim ve gözlerimi kapatıp, başımı cama yasladım.Bir kaç dakika sonra varmıştık, korumam kapıyı açtı ve elini bana uzattı elini tutup dışarı çıktım ve içeriye doğru yürüdüm. İçerisi oldukça sessizdi ve masaların hepsi doluydu; daha sonra localara doğru ilerledim. Localar da ise en az iki kişi vardı bazıları sohbet ediyor, bazıları içiyor, bazıları ise onları boş verin.
Ama biri hariç o locada tek başına oturuyordu ve önündeki bilgisayara bakıyordu, hadi ama burası kütüphane mi? Acaba hile mi yapıyorlardı birisiyle, benim kumarhanemin ilk kurallarından biridir hile yapan bunun iki katını öder. Locasına doğru yaklaştım sadece hile yapıp yapmadığından emin olmam lazımdı daha sonra giderdim. Ona biraz daha yaklaştım ve kafasını kaldırıp bana baktı ve olduğum yerde durdum, gözlerine daha dikkatli baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İskambil Maçası
Teen FictionKendi kumarhanemde gördüğüm o gri gözler hem de o kadar grilerki, sanki bulutlar; gibi ama bir saniye bulutlar gri mi? Yoksa beyaz mı? Onun gözleri de bulutların ki gibi griydi, ne beyaz ne gri. peki o saçları simdiyah kömür gibi kara saçları, bir a...