2. Yanlış Anlaşılma

203 14 3
                                    


Herkese merhabalar tekrardan,
İyi okumalar

Hızlıca arabaya indiğim gibi geri bindim ve hastaneye doğru ilerledim- yani şoförüe-, hastaneye varınca hızlı adımlarla içeri girdim Sakin olmam lazımdı, resepsiyonun oraya vardım ve erkek görevliye "Enzo D'Angelo, hangi odada kalıyor?" Diye sordum. "Yakını mısınız?" Diye sordu, hızlıca başımı salladım ve "Kendisi abim olur," dedim. Bilgisayardan bir kaç şeye baktı ve en sonunda "3.kat 321 numaralı oda," dedi ve ona kısa bir teşekkür edip asansörlere yöneldim, asansörü beklerken yanıma uykulu bir şekilde Min-jae geldi. Min-jae abimin en yakın arkadaşıydı, ve abimin işlerinde de ona çok yardımcı oluyordu ve Koreliydi.

"Nasılsın gece kızı?" Bana İtalyanca sorduğu soruya sadece tebessüm ederek baktım, ve bana gece kızı demesinin nedeni adımın gece anlamına gelmesi değildi, annem beni gece doğurmuştu ve doğururken de ölmüştü, kısacası annem benim yüzümden o gece ölmüştü ve o da bana bu yüzden gece kızı -veya gerçekten ismimin anlamı diye diyor emin değilim- derdi. Bende ona İtalyanca "Ne oldu?" Diye sordum, "Kalbinin rahatsız olduğunu biliyorsun," dediğinde ona gözlerimi devirdim "Evet biliyorum ama sorumun cevabı bu değil," dediğimde alnıma bir tane fiske attı "Buradaki beyin sana süs diye verilmedi gece kızı," dediğinde elim alnım gitti ve ona kaşlarımı çatarak baktım. "Kusura bakma gece kızı," dedi ve bana göz kırptı sonra beraber asansöre bindik. "Ne olmuş kalbine?" dediğimde o da 3.katın düğmesine bastı "Doktor önemli bir şey olmadığını söyledi ama kendine dikkat etmezse bunun sıklaşacağını ve çok yaşamayacağını da söyledi," dedi ve sustu. Bu hastalıkta annemden abime kalan bir mirastı ve beni doğurduğu gece kalbi daha güçlü olsaymış annem yaşayabilirmiş, ne acı ama!

Sol gözümden bir yaş aktı onu elimin tersiyle sildim ama sonra sağ gözümden bir tane yaş daha aktı onu da sildim ama bir kaç yaş daha akınca bunun bir işe yaramayacağını anladım. Asansörden indik ve abimim odasının kapısının önüne geldik, bir kaç dakika kapıya baktım "İlk sen gir gece kızı," dedi Min-jae ona doğru döndüm "Hayır ilk sen gir Park," Park, Min-jae'nin soy ismiydi daha sonra kahverengi saçlarını gözünün önünden çekti ve saçları ile aynı renk olan çekik gözleri daha net göründü. "Sen nasıl istersen," dedi ve beni hafif bir şekilde kenara ittirip kapıyı açtı ve içeri girdi, ben de ondan bir kaç saniye sonra girdim. Abim yatakta oturur pozisyondaydı ve kaşlarını çatmış bir şekilde Min-jae'ye bakıyordu.

Sonra gözleri bana kaydı, beni süzdükten sonra başını omzuna yatırıp gülümsedi, ben ise ona kaşlarımı çatarak baktım. Gözlerim koluna takılmış seruma kaydı, serumun bitmesine az kalmıştı, sonra tekrar yüzüne baktım iyi görünmeye çalışıyordu ama yorgun olduğu ve hatta canının acıdığı çok beliydi. "Ölmek için çaba göstersen bu kadar fazla hastaneye kaldırılmazdın, kaldırılamazdın," dedi Min-jae. Abim kafasını arkaya doğru attı "Siz olayları çok abartıyorsunuz, doktorda söyledi önemli bir şey değilmiş," dedi "Önemli olacak ama bir zaman sonra," dedim gözleri bana döndü "Hadi bu önemli değildi bundan öncekilerde önemli değildi ama önemli olduğu zaman ne olacak!?" Sesim sinirli bir şekilde çıkmıştı.

Abimin yüzünde acıklı bir gülümseme vardı "Ne olacak biliyor musun, sen de annem gibi ölüp gideceksin," sesim güçsüz çıkmaya başladığında derin bir nefes alıp verdim "O beni doğururken öldü, sen de artık bu salak işlerin yüzünden ölürsün," dedim ve tavana baktım. Min-jae de yere bakıyordu onun için abimin ölümü çok şeyi ifade ederdi çünkü küçüklüğünden beri şiddet görmüştü hem psikolojik hem de fiziksel en sonunda ise karla karışık yağmurun yağdığı bir gece abim onu soğuktan ölmek üzereyken bulmuş ve bu yüzden Min-jae ile kardeş gibiydiler hatta ben bile onunla öyleydim çünkü 10-11 yıldır beraberdik. İkinci abim gibiydi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 19, 2024 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İskambil MaçasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin