-hafta 1-

24 2 0
                                    

konu: hastalık üretmek

***

isveç'in uppsala şehrinde yaşayan, modellik yapan ve henüz hayatının baharında olan genç klara bir hastalıktan muzdaripti, hatta bu hastalığa bağlı olarak tetiklenen ikinci bir hastalığa daha sahipti. Bu hastalıkların adı sırasıyla hadiv ve isyiv'di. isveç'in aynı şehrinde yaşayan ve klara'yla hiçbir bağlantısı olmayan başka bir genç kadın daha bu hastalıklara sahipti: büyük bir şirketin reklam fotoğrafçılığını yapan sofia.

bu hastalıkların temel sebebi stres, kaygı ve baskıydı. güncel verilere göre isveç halkının %96'sı bu iki hastalığa da sahipti. dünyanın değişip gelişmesiyle beraber stres ve kaygı faktörleri de insanlar üzerindeki etkilerini arttırmıştı, elli sene öncesi bu hastalıkların görülme oranı %84 iken bilimsel verilere bakarak günümüzdeki ciddi oran artışını görebilirsiniz.

isveç halkının yanında isveç'te doğmakta olan her üç bebekten ikisinde de bu hastalıkların yaş ilerleyişine bağlı olarak nüksettiği 1983-2013 yılları arasında tam 342 bebekle -ailelerinin onayı ile- yapılan bir deneyle kanıtlanmıştı.

peki isveç'te ve dünyanın geri kalanında bu kadar yaygın görülen hastalıklara karşı insanların aldığı önlem neydi? hiçbir şey.

çünkü bu psikolojik bir rahatsızlıktı ve bu rahatsızlığa hiç müdahale etmeden de yaşamak mümkündü, sadece biraz daha düşük hayat kalitesiyle yaşıyordunuz o kadar. insanları bilirsiniz, bedensel hastalıkları için yeri geldiğinde tonlarca para dökebilirler ama konu ruhsal hastalıklarına geldiğinde bir uzmanla konuşarak ilaçlı ya da ilaçsız tedavi görmeyi saçma bulurlar. onlar için bu durum sırf biriyle konuşmak için boş yere para vermek demektir.

oysa psikolojik rahatsızlıkların tedavisi çok da kolay olmadığından belki de onların üzerine daha fazla düşülmesi gerekiyordur.

az önce bu hastalıklara karşı herhangi bir önlem alınmadığını söylesek de son günlerde bu konularda biraz haraketlilik söz konusu: bu hastalıkları oldukça geriletebilecek bir insan becerisini daha ön plana çıkarabilen bir hap.

ilk başta bahsettiğimiz iki insana dönecek olursak bu kadınlar yeni yeni çıkmakta olan bu hapın deneyleri için gönüllü oldular. klara hastalıkları için hiçbir şey yapmadan hayatına öylece devam edecek, sofia ise her gün iki doz -sabah ve akşam- bu haptan alarak gününü geçirecek.

şimdi size bu deneyin bir gününü aktaracağız. bu hastalıkların insan hayatına etkilerini, önlem olarak ortaya atılan bir ilacın işe yarayıp yaramadığını, yarıyorsa nasıl yaradığını göreceksiniz. kim bilir belki sizde de bu hastalıklar vardır.

---

klara o sabah saat 8'de gözlerini açtı. yatağından kalkıp ajansa gitmek için hazırlanmaya başladı, bir yandan hazırlanıyor bir yandan da telefonundan sosyal medyaya bakıyordu. gezinirken en yakın arkadaşının geçen geceki doğum günü partisiyle ilgili videolara rastladı.

yatağına çöktü, bir anlığını içini bir hüzün kapladı. bu sabah erkenden bir iş görüşmesi olduğu için menajeri dün akşam partilemesine izin vermemişti oysa birkaç saat takılıp güzelce arkadaşının doğum gününü kutlayıp geri dönse bile yeterdi ona. üzülmesindeki neden partiye gidememek değil arkadaşını yalnız bırakmış olmaktı zaten.

neticesinde menajerine durumu izah edememiş, ona karşı çıkamamış ve doğum günü partisine gidememişti. kafasını sallayıp kendini dalgınlığından kurtardıktan sonra hızlıca hazırlandı ve evden çıktı.

sabahın aynı saatlerinde sofia da aynı sebepten dolayı çoktan çalıştığı şirkete gitmişti. bir markanın öğle saatlerine doğru yapılacak fotoğraf çekimi için toplantı odasında konuşuyorlardı.

miskin bir ayyaştan birkaç yazıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin