taehyun koşarak tiyatro atölyesine girdi. bugün seçim günüydü ve geç kalmıştı. hava yağmurluydu, otobüsü beklemeden gitmişti. üstelik otobüslerden birisi su birikintisinden hızlıca geçip taehyun'un üstünü ıslatmıştı. kesinlikle berbat bir gündü.
"bayan jessica!" diye bağırdı taehyun, bayan jessica tam da koridordan çıkıp gidiyordu. "bay kang?" diye mırıldandı. pek anlayamamıştı çünkü üstü başı çamurdu. ama bu sarı saçları nerede görse anlardı. "aman tanrım, bu hâliniz nedir bay kang?" diye hızlıca koştu.
"otobüs su birikintisinin üstünden geçti." dedi soluk soluğa. bayan jessica ise onu hemen bir yere otutturup su uzattı. taehyun nefesi düzelince konuşmaya başladı. "ben seçimler için gelmiştim ama geç kaldım sanırım."
"aww, biraz öyle oldu." dedi bayan jessica. sonra aklına yeni bir şey geldi. "aslında! son kalan bir yerimiz vardı." dedi bayan jessica gülümseyerek.
"oh, öyle mi? hangi karakter."
"prenses." dedi bayan jessica gülümseyerek.
"anlayamadım?" dedi taehyun. anlamamış, tatlı, güzel gözleri ile öğretmenine bakıyordu.
"prenses olabilirsin!" dedi heyecanlı bir şekilde.
"ama o bir kadın karakter?" dedi taehyun, korkarak sormuştu.
"ne olmuş canım! ben de 10 yıl öncesine kadar bir erkektim." dedi bayan jessica. omuz silkti. trans özelliklerini ortaya koyuyordu. "hem o kadar kostüm içinde olacaksın kimse erkek olduğunu anlamaz."
"şey, peki." diye rolü kabul etti taehyun. şahsen ona mantıklı gelmişti.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
