Bu hayatta en cok shiplediğim iki kisiye armağan ediyorum bu hikâyeyi..
Bugün önemli bir gündü, bugün üniversiteste sınavı vardı. Erkenden kalkıp hazırlandım hemen, aynanın karşısına geçtim ve olumlu cümleler söyledim "Başarabilirsin, yapabilirsin.. İstediğin okulu kazanabilirsin.."
Bir şeyler atıştırıp çıktım hemen yola. Buraya uzak değildi sınav olacağım yer o yüzden rahat olmaya çalışıyordum. Kendi kendime söyleniyordum, istemsizce "Yaparsın sen emre, bu hayatta isteyipte başaramadığın ne oldu ki?"
Umut'u aradım açmadı, Ali'yi aradım açmadı. Umarım uyuya kalmamışlardır diye dua ettim, çok çalışmıştık bu sınav için. Vardığımda önümde uzun bir kuyruk vardı, güneş tam tepemizde'ydi ve gerçekten yanıyordum. Hemen önümde biri vardı, titriyordu.
Sadece söylendiğini duydum.. "Yapamayacaksın, Hürkan.. Sen başarısıssın, sen kötüsün. Neyi başardın ki şimdiye kadar zaten? Aile'nin yüz karasısın sen" elleri çok titriyordu, hasta olabiliceğini düşündüm. İçimden bir ses hasta olmadığını ve ona yardım etmemi söylüyordu.
"Hey, lütfen sakin ol.. " Dediğimde arkasını dönmeden cevap verdi; "Yapamayacağım, iğrencim ben" Omzunu tuttum ve kendime çevirdim onu, beni görünce yüzün'de bir şeyler oldu.. "Ben de kendimden kaygılanıyorum ama istersek başarabiliriz"
"Bilmiyorsun, hiçbir şey bilmiyorsun"
Umut dolu bir şekilde baktım "Böyle söylemeyi bırak, moralini yüksek tut. Ben sana inanıyorum başarabilirsin"Elleri titremeyi bıraktı.. "Ben.. Ben başarabilir miyim? " İçten bir şekilde gülümsedim ona. "Sana söz veriyorum, başaracağız" Gülümsememe karşılık verdi.
"Ben, teşekkür ederim.. Bu arada Hürkan ben" Gerçekten narin görünüyordu, anksiyetesi olabilir miydi? Elimi uzattım ona, sıktı elimi. "Emre ben de" Gülümsemesi genişledi "Emre.. Memnun oldum"
"Ben de memnun oldum"Güvenlikten geçtikten sonra aynı sınıfa girdik, benim hemen önüme oturdu. Hoca geldi ve kağıtları dağıttı..
Sınav'ımı bitirdikten sonra, çıktım hemen oradan. Hürkan ben den önce çıkmıştı, onu bir daha görmedim. Tanıdığım onca insan'a benzemiyordu, garip bir his bıraktı.
Arabama bindiğimde Ali'yi aradım.. Sınava yetiştiklerini, farklı sınıfta olduklarını ve çok önceden çıktıklarını söyledi. Tek umudum üçümüzün, hayır. 4'ümüzün iyi almasıydı..
Ali, Umut, ben ve Hürkan.Eve geldiğimde çok yorgundum, birkaç saat uyumak istiyordum ama uyuyamıyordum. Sınav'ın oradaki o çocugu düşünüyordum, Hürkan'ı.
En sonunda uyuyabilmiştim. Umut'un aramasıyla uyandım.. "Alo? "
Umut biriyle konuşuyordu, en sonunda cevap verdi; "Emre, Ali'yle dışardayız gelmek ister misin? " Yorgundum ama dışarı çıkmak istiyordum, kafamı dağıtmak iyi gelebilirdi."Olur, geleyim"
"Sesin uykulu geliyor, uyuyorsan rahatsız etmeyelim seni" Gözlerimi birkaç kez açıp kapattım, uyanabilmek için. "Uyuyodum da kafamı dağıtmak istiyorum" Umut hemen cevap verdi; "Tamam o zaman atıyım ben sana konumu gel"Üzerimi değiştirmek istiyordum o yüzden üstüme kahverengi bir tişört ve eşofman giyip araba'ma bindim. Konum attıkları yer fazla uzak değildi, müzik eşliğinde gidiyordum ve en sevdiğim şarkı çalmaya başladı, mutlu oldum ve ben de söyledim;
So smoke 'em if you got 'em
Cause it's going down
All I ever wanted was you
I'll never get to heaven
Cause I don't know howŞarkı: LP- Lost on you
Let's raise a glass or two
To all the things I've lost on you
Tell me are they lost on you?
Just that you could cut me loose
After everything I've lost on you
Is that lost on you?Geldiğim için hem şarkıyı söylemeyi bıraktım, hem de şarkıyı kapattım.
Geldiğimde bir çorbacı dükkan'ıyla karşılaştım "Ahmet'in Çorbaları" İsmi görünce istemsizce güldüm ve içeri girdim.Ali garsonla konuşuyor, Umut telefonuna bakıyordu. Ali'yle göz göze geldiğimizde, sarıldı bana "Hoşgeldin, bayadır böyle yerlere gelmiyorduk" Kıkırdadım "Kesinlikle.. " Umut beni görünce ayağa kalktı selam verdi, oturdum yanına. "Ee ne alacağız bakalım? " dediğimde ikiside bir süre düşündü..
Umut bir şeyler bulmuş gibi bana baktı "İşkembe! " Ali başını hayır anlamında salladı ve hemen söze atladı "Kelle paça! " Umut yüzünü ekşitti "Kelle paça sevmem ki ben! " Ali kaşlarını çattı "Sus, yiyordun iki gün önceye kadar! "
İkisinin ufak çaplı tartışmasını dinlerken istemsizce güldüm, bu hâlleri aynı küçüklüğü'müzü hatırlatıyordu. Beş yaşın'dayken yine böyle yemek kavgası ediyorlardı, annemler bile zor ayırmıştı ikisini..
Umut beni dürtükledi "Nerelere daldın? " Güldüm.. "Beş yaşımız'dayken yaptığınız yemek kavgasını hatırladım" Ali kıkırdadı "Ne dövmüştüm ama Umut'u" Umut, Ali'nin ayagına vurdu "Ah! " Umut ve ben kıkırdadık "O günlerin acısını alacağım sen den!! Senin yaptığın gibi olmayacak ama, yavaş yavaş"
Ali teslim oluyormuş gibi haraketler yaptı "Kaçarım? " Kıkırdadım "Sen den hızlı koşuyorum, bunu çok iyi biliyorsun!! " Ali ağlıyomuş taklidi yaptı, Umut'la gülüştük. Bu ikisinin kavgası her zaman komik olmuştu. En sonunda bir çorbaya karar verdik, içtik ve birkaç saat sonra evlere dağıldık
Eve geldiğimde direkt yatağa attım kendimi. Instagram'ı açtım ve keşke Hürkan'ın instagramını bulabilsem diye düşündüm.. Keşke. Belki karşılaşırdık bir yerde, nerede bilmiyorum ama umarım karşılaşırız diye umut ediyorum. Telefona bakarken uyuyakalmıştım ve onu görmüştüm rüyamda, Hürkan'ı görmüştüm..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadece senin olmak istedim -мєηgσℓα. [ARA VERİLDİ!!]
Fanficİlk görüste ask'a inanmazdım ben, arkadaslarım inandirirdi zorla beni. Bana sadece şunu söylerlerdi; "Neden olmasın? " İlk o gün anladım ben işte. İlk görüşte ask'a inandirdi o beni. Büyüledi beni, büyüledi hayatımı.. Hep bana derlerdi "Sen as...