☘︎AMOR☘︎ WooSan ✔

✨12✨

İyi okumalar..

-----------------------------------------------

*Diğer gün*

"Evet Yeosang hyung her şey hazır.
Ben *** lunaparkındayım bekliyorum gelmenizi."

"Tamam San biz de geliyoruz şimdi yola çıkacağız."

"Tamam hyung görüşürüz."

"Görüşürüz."

Telefonumu, sağ cebime koyduktan sonra arabamın camından kendime baktım ve iyi göründüğümden emin oldum.

Bugün ne yapıp ne edip onunla tekrar eskisi gibi olacaktım. Başka çaresi yoktu bunun.

Kolumdaki saatime baktım.
Zaman sanki bizim mutlu olmamızı istemiyormuşcasına yavaş ilerliyordu.
Kaşlarımı çattım ve kendi kendime konuştum.

"Biraz daha hızlı ilerler misin lütfen sabrım taştı artık."

"Gerçekten de hiç değişmeyeceksin San-ah."

Aradan birkaç saniye geçtikten sonra bir ses duymam ile beraber kafamı o yöne çevirdim.
Çevirmem ile dudaklarımın iki yanında da gamzelerin kendini gösterdi.

"Hoşgeldi-"

"Off Hyung ya neden getirdiniz ki beni buraya. Sevmediğimi biliyorsunuz lunaparkları."

Ne?!

"Ama önceden lunaparka gitmeye bayılırdın sen.?"

Wooyoung gözlerini devirdi.

"Kendi ağzınla söylüyorsun ÖNCEDENDİ. İnsanların hal ve duyguları senin gibi değişkenlik göstermemezlik yapmıyor San."

Kafamı aşağı eğdim ve öylece durdum.
Seonghwa hyung gözlerini kocaman açmış wooyoung'un dediklerini sindirmeye çalışıyordu. Aslında haklıydı..

Yeosang hyung ortamın gerginliğini anlamış olacak ki wooyoung'un koluna dirseğini çarptı ve ona susmasını söyledi.

"İyi tamam sustum."

Seonghwa hyung konuştu.

"Yeosang biz seninle şuradakine binelim mi?"

Yeosang, abisinin gösterdiği yere baktı ve cevap verdi.

"Olur abi binelim. San Woo siz ne yapacaksınız. Bence siz de dönme dolaba binin hem ikiniz de yüksek şeylere bayılıyorsunuz."

"Yeosang, wooyoung ile sizin daha bir kaç gün önce tanıştığınızı sanıyordum?"

Aha işte şimdi sıçtık.

Hemen toparlamak için Yeosang hyung yerine ben cevapladım.

"Ş-şey hyung Yeosang hyung aslında Wooyoung ile 6 yıldan beri arkadaşlar- Hass.. bunu söylememem lazımdı."

Seonghwa Hyung elini "dur" manasında yukarı kaldırdı.

"Yeosang seninle konuşalım mı biraz?"