3 4 gundur bu bolumu yazmaya calısıyorum amına koyım neyse ozel tesekkurlerımı zumraya yolluyorum ve ıyı okumalar dılıyorum.❤️❤️❤️❤️
—
(m)
jisung, elinde tuttuğu telefonunu arka cebine yerleştirirken karşısında dikildiği kapıyı tıklattı usulca. hava çoktan kararmıştı, hafif esen rüzgar ile birlikte burnuna gelen o güzel kokuyu derin bir şekilde içine çekti ve kapının açılmasını bekledi.
açıldığında karşısında duran beden minho yerine orta yaşlarında bir kadındı ve bunu beklemediği için gözlerini büyüterek geri adım attı bir kez. buraya gelirken evin gerçekten de boş olduğuna kendini inandırmıştı ve kapıyı minho'nun açmaması onu bir hayli hüsrana uğratmış gibiydi.
"merhaba..." diye mırıldandı utana sıkıla. kapıyı biraz daha açarak jisung'u eliyle içeriye davet eden kadın gülümseyerek konuşmaya başladı. "ah, sen jisung olmalısın. geleceğinden haberimiz vardı."
jisung dikkatli adımlarıyla eve girerken ayakkabılarını çıkarıp kendisine uzatılan pofuduk pembe terliklere baktı bir süre ve sesini çıkarmadan giyip güzel bir gülümseme sundu karşısındaki kadına.
"minho şu an duşta, sen odasına geç istersen." diyip elini merdivenlere doğru uzattı kadın ve gömleğinin yakasını düzeltip mutfaktan çıkan eşine gülümseyerek devam etti. "çıkar zaten birazdan, biz de şimdi dışarıya çıkacağız. size iyi eğlenceler."
adımlarını merdivene yönlendirirken kapıyı açıp dışarıya çıkan iki kadına göz ucuyla baktı. merdiven korkuluğunu farkında olmadan eli arasında sıkarken nihayet yukarıya çıktı ve minho'nun odası olduğunu fazlasıyla belli eden pembe kapının karşısında dikildi.
eli zor bela kapı koluna gidip hareket ederken nefeslerini düzene soktu ve içeriye girdi. neden bu kadar heyecanlandığını kendisi de anlamamıştı gerçi, çok geç değil bundan birkaç ay önce neredeyse her hafta bunu yapıyordu. takıldığı kişilerin evlerine gidip orada saatlerce vakit geçiriyor ve zevkin en derinlerine bırakıyordu kendini. bu sefer tek farkın karşısındaki kişiye duygular besliyor oluşu onu zaman zaman gülümsetse de şu an fazlasıyla heyecanlanmasına sebep olmuştu.
odaya girdiğinde kendisini karşılayan şey, yine kapının rengi ile aynı olan pembe duvarlardı ve bu, onun kafasını eğerek gülümsemesini sağladı. bu odaya ilk gelişi değildi fakat detayları yeni fark etmesi güldürdü onu. kapının tam yanındaki, üzerinde peluş yastıklar olan yatağın ucuna oturdu ve odanın içerisindeki banyodan gelen su sesini dinlemeye başladı.
buraya gelmesinin asıl sebebi minho ile duşa girmek olsa da o an kendinde bu cesareti bulamadı. sevgilisinin duştan çıkmasını beklemek kendisine daha mantıklı gelirken biraz da olsa oyalanmak için odayı incelemeye devam etti. gözleri odanın her bir yanında gezinirken yatağın ucunda, yerde duran kıyafet sesli bir şekilde yutkunmasına sebep oldu ve gözlerine inanamış gibi kapatıp geri açtı onları.
açtığında hâlâ yerde duruyor olan pembe eteğin yanına gitti ve yere eğilip hayatı sorgularcasına ona baktı bir süre. minho'nun böyle bir tarza sahip olduğunu bilmiyordu. evet, bu kesinlikle hoşuna giderdi fakat ciddi anlamda bunu beklemiyordu jisung. kafasını sallayarak kendisini gerçek dünyaya zorla geri getirip ayaklandı ve bu sefer de çalışma masasını incelemeye başladı.
birkaç tane yarısı çözülmüş test kitabında ve üzerine renkli kalemlerle cümleler yazılmış olan not kağıtlarında gezdirdi gözlerini. en sonunda da kalemliğin yanında duran prezervatif kutusuyla tekrardan duraksadı. ciddi anlamda tüm yaşamsal fonksiyonları durmuş gibi gözlerini kutuya odakladı ve yaklaşık yirmi saniye boyunca onunla bakıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
pretty boys read ✓
Fanfictionminho: başkanlığı bırakacağını duydum ben de aday olmak istiyorum