Merahabalar! Keyifler nasıl?
Bu fice sonunda başlayacağım için heyecanlıyım, beğendiyseniz yorumlarınızla destek olun lütfen
Okuyucuların desteği yazarlar için önemli, bu bölümü attıktan sonra ilgi görürse yazmak için teşvik olacağım.
İyi okumalar diliyorum! Aşağıda görüşelim 💕
---
Jimin elinde sürüklediği büyük gri renk bavuluyla, yeni üniversitesinin yurdunun önünde durdu.
İkinci senesinde başka bir ülkenin üniversitesine geçmesine sebep olan şey ne diye merak ediyorsunuzdur. Kısaca özet geçelim öyleyse..
İlk senesinin ikinci döneminde uluslarası bir programa katılmıştı. Güney koreye geldiği kısa sürede bir korelinin evinde kalmıştı. O kişiyle baya yakınlaşmış, eğitimlerini beğendiği Yonsei üniversitesine yatay geçiş yapmaya karar vermişti.
Aslında doğduğu ve çocukluğunun bir kısmını yaşadığı ülkeye geri dönmeyi çok istemişti bu yüzden üniversite değişikliği buna bahane olmuştu.
"Jimin!" Tanıdık ses ile bakışlarını o tarafa çevirdi. Sarı saçlarının uçlarını süslemiş mor tutamlar, sıfır yırtık kot çeketin içine beyaz yarım kol tişört, dizine kadar gelen kot şortu, saçının uçlarına uyan mor minik çantası ve ellerinin arasında tuttuğu kitaplarla karşısına dikilen genç anında elindeki kitapları bulduğu ilk yere koyup ona sıkıca sarıldı.
Jimin beklenmeyen şefkate karşı şaşkınlık geçirdi, kendine gelebildiğinde kocaman gülümsemesi yüzünü aydınlattı. Özlediği arkadaşının sarılışına karşılık verdi.
Arkadaşının çok cana yakın biri olduğunu evinde kaldığı bir hafta anlamasına yetmişti. Aynı şekilde ailesi de onun gibi cana yakın insanlardı, ebeveynleri evlatlarını iyi yetiştirmişlerdi.
"Hoseok, seni çok özlemişim."diyerek uzun sarılmalarını sonlandırdığında ikisininde birbirini gördüğü için yüzlerinde mutlu gülümseme vardı. "Bende, seni çok özlemişim..Bu arada saçını kırmızı yaptığını söylememiştin. Çok yakışmış!"
Jimin utanarak başını eğdi ama hala gülümsüyordu. "Sende saçlarının uçlarını mor yaptığını söylemedin! Çok hoş duruyorlar." Hoseok iç çekti, mor tutamlarını parmaklarının arasında turlarken,"Modadan anlayanlara her şey yakışırmış."diyerek bölümüne gönderme yaptı.
"Ay! Ben çok heyecanlandım. Bir an önce dersler başlasın istiyorum." Heyecanını dışa yansıtırken fazlasıyla tatlı gözüken Jimin, Hoseok'un onun yanağından makas almasına sebebiyet vermişti.
"Başlar, başlar. Hadi, gel. Yurda girelim." Hoseok, bir kenara bıraktığı kitaplarını tek kolu arasına aldı, diğer kolunu da Jimin'in kolundan geçirdi. Birlikte yurdun içine girdiklerinde genç kadın görevli, Jiminden kimlik rica etmişti. İlk girişi olduğu için bu prosedürü gerçekleştirmesi gerekiyordu.
"Sunmi noona, seni sevgiden boğacak ikinci biri daha çıktı. Jimin en az benim kadar sevgi dolu. Her gün seninle çay içeceğiz, haberin olsun." Hoseok'un söyledikleri Jimin'i sıcacık hissettirmişti. İskoçyada sevgi kelebeği olması onu yapışkanmış gibi gösteriyordu. Oradaki çoğu tanıdığı soğukkanlıydı.
"Oh, bu kötü oldu. Biriyle başa çıkmak zordu ikincisi de geldi, sizinle ne yapacağım?"diye yalandan söylendi. Sunmi, yurttaki gençlerin favori görevli ablası olarak seçilmişti. Diğer iki kadın görevli gibi suratsız ve katı olmaması buna etkendi.
"Sohbet edeceksin."diye şakıdı, Hoseok. Bugün ekstra neşeliydi çünkü Jimin gelmişti.
"Haha, şapşal. Öğrenci temsilcisi olman seni oldukça yormasına rağmen enerjinini kaybetmemen takdire şayan." Sunmi biliyordu ki Hoseok, bazen oldukça huysuz olurdu. Herkes onu her zaman neşeli biri diye biliyordu ama oda arkadaşları ve bazı tanıdıklarına gösterdiği korkutucu yanı vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rock and Love
FantasyYonsei üniversitesinin gözde rock grup lideri dominant alfa Jeon Jungkook ile İskoçyadan yatay geçiş yaparak Yonsei üniversitesine gelen Park Andre Jimin'in hikayesi. "Seninle rock yapmak istiyorum." - Kitap kapağı @sutlukahvehayat tarafından yapılm...